"Yarasa yiyen sokak köpekleri koronavirüs salgınını başlattı" iddiası tartışmaya neden oldu

Bulguları reddeden diğer araştırmacılarsa köpek sahiplerinin endişelenmesine gerek olmadığını belirtiyor

Bir biyolog, koronavirüsün sokak köpeklerinden yayılmış olabileceğini iddia etti (Igor Ovsyannykov/Pixabay)

Bir araştırmaya göre, Kovid-19 insanlara yarasa eti yemiş sokak köpeklerinden geçmiş olabilir.

Kanadalı bir biyolog hastalığın, koronavirüsün öncüllerinden birini taşıyan yarasaları yiyen köpeklerin bağırsaklarında hızla evrilmiş olabileceğini ileri sürdü.

Araştırma, Aralık'ta ilk vakaların bildirilmesinden bu yana dünya geneline yayılarak iki milyon insana bulaşan virüsün kökenini araştıran bilim insanlarınca ortaya atılan bir dizi teorinin sonuncusunu oluşturuyor. 

Virologların çoğu, Kovid-19'a neden olan SARS-CoV-2 virüsünün, koronavirüs türlerini taşıdığı bilinen yarasalardan kaynaklandığını ve başka bir hayvan aracılığıyla insanlara bulaştığına inanıyor.

Yılanlar ve pangolinlerin aracılık yaptığı iddia edilen virüsün, insanlara Vuhan kentindeki canlı hayvan pazarında bulaştığı öne sürülmüştü.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Ancak bu teori şimdi, Ottova Üniversitesi'nin biyoloji bölümünde öğretim üyeliği yapan ve SARS-CoV-2'yle aynı koronavirüs ailesine ait bin 250'den fazla genomu incelemiş Xuhua Xia tarafından tartışmaya açılıyor.

Genlerin moleküler evrimi çalışmalarında veri kullanımı alanında uzmanlaşan Profesör Xia, yılanlarda ve pangolinlerde tecrit edilen virüs suşlarıyla SARS-CoV-2 arasındaki ayrışmanın çok fazla olduğunu belirterek, söz konusu hayvanların hastalığın yarasalardan insanlara geçişindeki kayıp halka olamayacağı sonucuna vardı.

Profesör Xia, şöyle konuştu:

Gözlemlerimiz SARS-CoV-2'nin kökeni ve insana ilk geçişine dair yeni bir hipotezin oluşumuna imkan tanıdı. SARS-CoV-2'nin öncülü ve en yakın akrabası olan bir yarasa koronavirüsü türü, bağırsağına bulaştığı köpekgillerde büyük ihtimalle hızla evrimleşti ve insanlara sıçradı. 
Bu bulgu, SARS-CoV-2'yle mücadelede vahşi köpeklerdeki SARS benzeri koronavirüslerin takibinin önemini gösteriyor.

Öte yandan, araştırmaya dahil olmayan bir bilim insanı makaleyi sert biçimde eleştirdi.

Cambridge Üniversitesi Veterinerlik Bölümü Başkanı ve aynı zamanda enfeksiyon dinamikleri araştırmacısı olan Profesör James Wood, "Yazarın Kovid-19'a neden olan virüsün köpeklerden evrilebileceğini söylemesi bir tarafa, bu araştırma sonucunda herhangi bir sonuca ya da bu kadar hipoteze nasıl vardığını anlamakta güçlük çekiyorum" dedi ve ekledi:

Çok fazla çıkarım ve çok az doğrudan veri var. Bu makalede söz konusu varsayımı destekleyecek hiçbir şey görmedim ve makalenin bu bilimsel yayında yayımlanmış olmasından endişe duydum.
Herhangi bir köpek sahibinin bu çalışmanın sonucundan dolayı endişe duyması gerektiğine inanmıyorum.

Profesör Xia, araştırmacıların virüsü taşıyabilecek potansiyel türlerin tamamına dair veri sahibi olmamasından dolayı, teorisinin "kuramsal" olduğunu kabul etti.

Xia, koronavirüsün başka bir türden insana bulaşması için "Çok nadir bir olay olmalı, aksi takdirde aşırı yerel bir köken yerine birden fazla yerde salgın başlardı" dedi.

Molecular Biology and Evolution isimli dergide yayımlanan çalışma, memelilerdeki ZAP olarak bilinen bir antiviral protein üzerine yoğunlaşıyor. ZAP, çoğalmasını engelleyip genomunu ayrıştırarak virüsün seyrini durduruyor.

Bahse konu protein, CpG dinükleotitleri adı verilen kimyasal bileşik çiftini hedeflerken, koronavirüsler bu kılavuzların sayısını azaltarak ZAP'ı güçsüz kılmak suretiyle karşı koyabiliyor.

Profesör Xia, "Virüsün hayatta kalabilmesi, ZAP'ın aracılık yaptığı antiviral savunmadan başarıyla kaçındığını gösteriyor. Başka bir deyişle, virüs insanlar bakımından gizli ve tehlikeli bir hal almış" dedi.

Biyolog, GenBank isimli açık kaynaklı veri bankasında yer alan ve SARS-CoV-2'yle aynı koronavirüs ailesine ait bin 252 genomun hepsini inceledi.

Sonuçta, sadece köpekgillerde bulunan ve dünyanın her yerinde köpeklerde yüksek bulaşıcılığa sahip bir bağırsak hastalığına neden olan koronavirüslere ait genomların, SARS-CoV-2'de gözlemlenene benzer CpG değerlerine sahip olduğu ve bu koronavirüsün ilişkili en yakın akrabasının yarasalarda yaşadığı görüldü.

Profesör Xia, bu bulguların "SARS-CoV-2'deki düşük CpG'nin, SARS-CoV-2'nin memeli sindirim sistemlerinde evrilen öncülü yoluyla edinildiği yönündeki yorumla tutarlı olduğunu" belirtti.

Bu sonucun "Kovid-19 hastalarının büyük kısmının aynı zamanda bağırsak rahatsızlığı da çektiği yönündeki yakın zamanlı bir araştırmayla daha da desteklendiğini" sözlerine ekledi.
 


Çin'de gerçekleştirilen ve geçen ay yayımlanan araştırmada Hubei'deki üç hastanede yatan 204 koronavirüs hastasının yüzde 48,5'inin ishal, kusma ve karın ağrısı semptomlarını yaşadıklarını belirttiği ifade ediliyor.

ABD'deki ilk tanı konulan 12 Kovid-19 hastası üzerinde yapılan bir diğer çalışmadaysa, hastalardan biri ateş ve öksürük öncesinde ilk belirti olarak ishali gösterirken, 10 hastadan alınan dışkı numuneleri üzerinden yapılan testlerin 7'si SARS-CoV-2 açısından pozitif sonuç verdi.

Koronavirüsün kontrol altına alma girişimi olarak Çin ve Rusya'da bazı sağlık yetkililerinin hem sokaklardaki, hem de evlerdeki kedi ve köpekleri itlaf ettiğine dair birtakım haberler mevcut. Bu strateji "bilimsellikten uzak ve bütünüyle acımasız" olarak nitelendirildi.

Öte yandan geçen hafta Science dergisinde yayımlanan Çin kaynaklı bir çalışmada Kovid-19'a neden olan virüsün köpeklerde "çoğalmasının zor olduğu", bununla birlikte dağgelinciği ve kedilerinse enfeksiyona elverişli olduğu belirtiliyor.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) geçen ay "Şu anda, köpek veya kedi gibi refakatçi/evcil hayvanların yeni koronavirüse yakalanabileceğine dair kanıt yok" açıklamasını yapmıştı.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/news/science

Independent Türkçe için çeviren: Kerim Çelik

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU