Sözcü gazetesi yazarı Saygı Öztürk, koronavirüs salgını dolayısıyla umreden dönenlerin karantina altına alınmasını yazdı. Öztürk’ün aktardığına göre geçmişte de umreden dönenlerin karantina altına alındığını belirtti.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Saygı Öztürk’ün bugünkü köşesinin ilgili kısmı şöyle:
Umreden gelen vatandaşlarımızın bir kısmının karantinaya alınmasına tepki gösterenler de karantinadan kaçanlar da var. Sanki bu ilk kez yapılıyormuş gibi bir hava estiriliyor. Osmanlı arşivlerinde inceleme yapan arkadaşım Ahmet Altan, karantinalar, salgın hastalıklarla ilgili 6 bin 300 civarında belge bulunduğunu belirtti. 1851 yılında hacdan gelen vatandaşlar, salgın nedeniyle karantinaya alınıyor.
4 Aralık 1851 tarihli belgeden okuyoruz:
“Saadet yolu yolcuları olan hacılar döndüklerinde karantina icrası için çadır ve diğer eşyalar gerekli olmuştu. Konya'dan gönderilmesine acizane teşebbüsümüzün iradesini içeren sadrazamlık makamı emirnameleri takdim edilen mazbatamızda ifade edilmiştir.
Adana karantina müdürü çağırılmıştır. Kudretli padişahımız sayesinde Adana'da gerekli eşyaların mevcut olduğu ifade edilmiştir. Bu durum sadaret makamınca anlaşılsın diye gerekli yazışmalar gerçekleştirilerek tarafınıza takdim edilmişti. Emir ve ferman emir sahibi olan (sadrazam) hazretlerine aittir.”
1892 ve 1897de hacılarımız kolera nedeniyle karantinaya alınmış. Aynı yıl Avrupa ülkelerinde de aynı hastalık yaygın. Bakü ve Tiflis'te kolera salgını var. 1885'te Tunus ve Cezayir'de kolera, 1896'da Hindistan'da veba, 1907'de Suudi Arabistan ve Mısır'da veba var. 1902 ülkemizde çiçek salgını, 1911'de Rumeli'de yine kolera kasıp kavurmuş. Aynı yıllarda Sinop'ta, Trabzon'da, Van'da kolera salgınlarının belgeleri de bulunuyor.
Sözcü