Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) Genel Başkanı İshak Sağlam, haftalık gündem değerlendirmesinde anadil günü ve Kürtçe'nin geleceği ile iyi gitmeyen ekonomi politikasının doğurduğu olumsuz tabloya ilişkin açıklamalarda bulundu.
UNESCO'nun, 1999'dan beri ilan ettiği "Dünya Anadil Günü'nü" hatırlatan Sağlam, son zamanlarda mevcut iktidarın Kürtçe'nin üzerindeki yasak ve engellemelerin hafifletilmesi yönündeki icraatlarının olumlu, fakat yetersiz olduğunu belirtti.
“Kürtçe'nin önündeki engel ve yasaklar kaldırılmalı”
Kürtçe'nin korunması gerektiğini kaydeden Sağlam, “Bu çerçevede ülkemiz sınırları içerisinde milyonlarca vatandaşın anadili olan ve Türkçeden sonra en çok konuşulan Kürtçe'nin korunması ve gelecek nesillere aktarılması, UNESCO üyesi olan Türkiye için de bir vecibedir” dedi.
Mevcut iktidarın Kürtçe'nin yasak ve engellemelerinin hafifletilmesi yönündeki icraatlarının olumlu ama yetersiz olduğunu ifade eden Sağlam, “Türkçe'nin korunması ve gelişimi için hazırlanan şartların, milyonlarca vatandaşın anadili olan Kürtçe için de oluşturulması adalet ve hakkaniyetin gereğidir” şeklinde konuştu.
“Devlet, kaynakları israf ve şatafata harcanıyor”
Sağlık Bakanlığı, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu'nun 14 Şubat 2020’de ilaç fiyatlarına yapılan yüzde 12 civarında zammı değerlendiren Sağlam, kamu kaynaklı ürün ve hizmetlere zamların sıradanlaştığını ve işsizliğin tavan yaptığı bir süreçte prim maliyetlerinin yükseltilmesi işsizliğin artmasına neden olduğunu aktardı.
İstihdam seferberliği başlatma süreçlerinin de sonuçsuz kaldığına dikkat çeken Sağlam, her seferberliğin daha fazla zam ve daha fazla hayat pahalılığı olarak halka döndüğünü kaydetti.
İşsizliğin ekonomik sorun olmaktan çıktığını ve ciddi bir sosyal sorun haline dönüştüğünü belirten Sağlam, devamında şunları söyledi:
“İşsizlik ve hayat pahalılığının beraber büyümesi de ayrı bir garabettir. Devlet, durmadan kaynakları topluyor, israf ve şatafata harcayıp duruyor. Doymak bilmeyen bu oburluk enflasyonu yükseltirken yükselen enflasyon yaşam standardını düşürmekte ve asgari ücretliler gibi dar gelirli kesim sefalete mecbur bırakılmaktadır. Hükümet, halkın sesini duymalı ve yanlışta ısrardan vazgeçmelidir."
Independent Türkçe
