Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Projesi’nin (TANAP) Avrupa bağlantı noktasının geçen ay açılışının yapılmasının ardından, TBMM geçen hafta önemli bir karar aldı.
TBMM Dışişleri Komisyonu’nda TANAP Anlaşması’nda değişikliğin onaylanmasına ilişkin bir yasa teklifi kabul edildi.
Bu teklifle komisyon, Hazar Havzası doğalgazını Avrupa’ya nakleden TANAP’ın konsorsiyum üyesi olan BOTAŞ’ın hesaplarına ve mal varlıklarına yönelik bir tahkim kararına ilişkin dokunulmazlık iddiasından feragat etmeyi kabul etti.
Yani bundan sonra tahkim mahkemesinin alacağı bir kararda ortaya çıkacak zararı BOTAŞ’ın da üstlenmesi söz konusu.
Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran, konunun, İngiliz enerji şirketi BP’nin talebi üzerine gündeme geldiğini doğrulayarak şu ifadeleri kullandı:
Bütün taraflar arasında, TANAP, BOTAŞ ve BP arasında, daha sonra ilave olacak uluslararası şirketlerin de haklarının korunması anlamında, onlara da bir güvence sağlanması noktasında, projenin dengeli bir hukuki altyapısının oluşması noktasında bu değişiklik ihtiyacı hasıl olmuştur.
Bakan Yardımcısı Kıran, BP’nin söz konusu projeden çekileceğine ilişkin herhangi bir bilginin kendilerine ulaşmadığını da sözlerine ekledi.
Öncelikle şunu soralım; Sayın Kıran “daha sonra ilave olacak uluslararası şirketler” derken neye işaret etti?
TANAP projesine ilk doğalgaz 29 Mayıs 2018’de Bakü’deki törenle pompalandığında Rusya basını projenin sürdürebilirliğine kuşkuyla yaklaştı.
Buna sebep olarak da ‘Hazar Denizi’ndeki doğalgaz rezervlerinin TANAP için gerekli olan gazı temine yetmeyeceğini, yetse bile, pahalı teknolojiyle en zor şartlarda çıkarılacağından dolayı maliyetin yüksek olacağını’ öne sürdü.
“Enerjinin İpek Yolu” TANAP'ta ilk gaz akışı, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev'in de katıldığı 12 Haziran 2018’de Eskişehir’de düzenlenen törenle başlatıldı.
Eskişehir’de 12 Haziran’da açılış töreni öncesinde gazetecilerin, Rusya basınındaki değerlendirmelere ilişkin sorusunu yanıtlayan Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi (SOCAR) Başkanı Rövnag Abdullayev, “Rusya’nın doğalgazı fazla diye bizim projelerimiz gerçekleşmeyecek mi?” şeklinde konuştu.
Azerbaycan ve Türkiye’nin bunu “muazzam bir başarı” olarak sunmasına rağmen Rus basını kuşkuları dillendirmeyi sürdürdü.
2018 yılı Eylül başlarında bakla bir nevi ağızdan çıktı ve iktidara yakınlığıyla tanınan Azerbaycan Milletvekili Rasim Musabeyov, Moskova basınına yaptığı açıklamada, “Rusya’nın da TANAP’a doğalgaz pompalayabileceğini” iddia etti.
Haliyle Bakü yönetiminin onayı olmadan bir milletvekilinin böyle bir açıklama yapması olanaksızdı.
TANAP’ın ikinci aşaması 30 Kasım 2019’da gerçekleştirildikten sonra Rusya basını “Boru hattının sadece Azerbaycan doğalgazıyla tam kapasitede çalışacağına” ilişkin kuşkularını sürdürdü.
Ve nihayet 2020 yılı başında 8 Ocak’ta düzenlenen TürkAkım projesinin ikinci aşamasının açılış töreninden iki gün önce Rusya'nın Bakü Büyükelçisi Mihail Boçarnikov, konuyu resmi ağızdan gündeme getirerek şöyle konuştu:
Kim bilir, belki Rus gazı bir aşamada TANAP projesine bağlanır, ben bu ihtimali göz ardı etmezdim.
TANAP’la ilgili sürecin Rusya tarafından yakından izlendiğini göz önüne aldığımızda, BOTAŞ’ın, gelecekte ortaya çıkabilecek zararların sorumluluk alanına yasayla dahil edilmesine ilişkin sorular kendiliğinden doğuyor.
Onları da sormakta yarar var:
- TANAP’ın ortaklarından biri olan BP, BOTAŞ’ın bu projeden doğan zararları üstlenmesine ilişkin talebi neden 2018’den beri değil de neden şimdi gündeme getirdi?
Mevcut haliyle Azerbaycan doğalgazının TANAP’ın tam kapasiteyle çalışmasına yetmeyeceğini şimdi mi gördü?
Daha açık bir şekilde ifade edecek olursak, BP bu hattın zarar edeceğini görerek mi BOTAŞ’ın yakasını kenara çekmesine izin vermedi?
- Yoksa TANAP’ın tam kapasiteyle çalışması için Rusya doğalgazının boruya pompalanmasının artık resmi ağızlardan telaffuz edilmesi mi BP’nin bu talebi gündeme getirmesine neden oldu?
Yani Gazprom’un da TANAP’a doğalgaz pompalama ihtimali yükseldikçe, BP gelecekte ortaya çıkabilecek tartışmaların ciddi sorunlara yol açabileceğinden işkillenerek mi BOTAŞ’a da TBMM’den çıkacak yasayla sorumluluk yükledi?
- BP’nin bu girişimi üçüncü bir soruya kapı aralıyor: Azerbaycan doğalgazının TANAP’ın genel kapasitesinin yarısı miktarında olduğu bilindiği halde işin başından Rusya doğalgazına güvenilerek mi yola çıkıldı ve bu proje hayata geçirildi?
Yani aslında “TANAP’ın iki tedarikçi ortağından biri Rusya”mıdır? Öyleyse BP bu işi en baştan bilmiyor muydu?
Rusya’nın TANAP’a doğalgaz pompalama olasılığının TürkAkım’dan iki gün önce resmi ağızdan gündeme getirilmesi tesadüf sayılabilir mi?
Bu durumda Türkiye, “TürkAkım” ile kuzeybatıdan ve TANAP ile kuzeydoğudan büyük çoğunlukla Rusya doğalgazına bağımlı bir duruma mı gelmiyor?
- BOTAŞ uluslararası tahkimin sorumluluğunu üstlenirken Azerbaycan ve Rusya da aynı sorumlulukların altına girmeyi kabul etti mi, ediyor mu, edecek mi?
TBMM Dışişleri Komisyonu’ndan geçen ve BOTAŞ’ı zararlara ortak edecek yasa tasarısı henüz Genel kurul gündemine intikal etmiş değil.
Siyasi parti temsilcilerinin konuyu enine boyuna tartışmaları gerekecektir. Çünkü konu sadece doğalgaz tedariki, kaynak çeşitlendirmesi, Türkiye üzerinden Avrupa’ya doğalgaz nakli, Türkiye’nin enerji dağıtım merkezi durumuna gelmesi gibi standart çerçevelere sığmayıp, önemli ekonomik ve politik riskleri de içermektedir.
Duygusal ve aceleci davranmamakta fayda var.
Türkiye TANAP-Türk Akımı rekabeti arasında mı kaldı?
Marmara Üniversitesinden emekli Prof. Dr. Nadir Devlet, Independent Türkçe'ye yaptığı açıklamada, "BP’nin 'TANAP’tan doğacak zararları karşılama' talebi şirketin Rus ve Azerbaycan doğal gaz boru hatlarının rekabetinden kaynaklanabilir" dedi.
"Malum Moskova, Avrupa’ya doğal gaz iletecek başka bir rakip istemiyordu. Avrupa tekelini elinde tutmaya çalışıyor" diyen Prof. Dr. Devlet, şu ifadeleri kullandı:
AB’ye doğru döşenmekte olan Kuzey hattı-2’ye ile Ukrayna hattını devre dışı bırakacak. Ancak Washington Moskova ile olan sürtüşmesi dolaysıyla bu gelişmeye karşı çıkıyor. Diğer taraftan Türkiye’ye Ukrayna üzerinden Batı hattı ile gelen doğal gaz, bundan sonra Türk Akımı ile yollanacak.
Özetlersek Avrupa, Türkiye gibi Rus doğal gazına muhtaç. Ancak Moskova bununla da yetinmeyip, Avrupa’da kendine başka rakip istemiyor. İşte TANAP böyle bir rakip olarak karşımıza çıkıyor. Rusya’nın Kafkaslarda, Ukrayna’da ve Suriye’deki ürkütücü rolünü görenler, Moskova rakiplerini yok etmek için her türlü yolu deneyebilir şeklinde bir endişenin olduğunu tahmin edebiliriz.
"Peki, Rusya Federasyonu böyle bir şey dener mi?" sorusuna ise Prof. Dr. Devlet, "Söylemesi zor, ancak Rusya’nın ana gelirinin silah ile enerji ihracatlarına dayandığını düşünürsek, bu gelirlerine zarar verecek her türlü gelişmeye tepki göstereceğini ifade etmek pek de yanlış olmaz. BP’nin endişesi de bu gerçeğe dayanıyor olabilir" değerlendirmesinde bulundu.
© The Independentturkish