Karar yazarı Akif Beki, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun bir kesim tarafından eleştirilen kayak tatili hakkında değerlendirme yaptı.
Beki, “İmamoğlu’nun tatillerle ilgili bir zamanlama problemi var” diyerek, “Niye gittiğini, nereye gittiğini, kimle gittiğini mesele eden yok. Sorun, ne zaman gittiğinde” ifadesini kullandı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
İmamoğlu, Elazığ depreminin yaraları sarılırken AK Parti’li isimler tarafından eleştirilen kayak tatili hakkında Twitter’dan bir paylaşım yapmış, “Yarıyıl tatili nedeniyle çocuklarım ve eşim ile birlikte dünya güzeli Erzurum’u hissetmenin mutluluğunu yaşıyoruz” demişti.
“Okullarda yarıyıl tatilinin zamanlamasını o ayarlamıyor, Elazığ depremine denk geleceğini nereden bilecekti, önceden planlanmıştı’ diyebilirsiniz” ifadesini kullanan Beki, “Ama sahicilik, bir siyasetçinin matem zamanı toplumsal duyarlılıklara saygı göstermek adına tatil programını değiştirmeyeceği anlamına da gelmiyor” dedi.
“Zamanlaması eleştiriyi hak ediyor”
“Evet, belki İmamoğlu’nu yerenlerin kendisi de yemeden içmeden kesilmedi, rutinlerini bozmadı, planlanmış tatillerinden geri durmadı, üzüntüden hayata küsmedi, dünyayı durdurmadı. Ancak onlar, kendilerinden başkasını temsil yetkisine ne sahip ne talip. Ne de siyasi bir iddiaları var” ifadesini paylaşan Beki Karar’daki “İmamoğlu’nun tatil planlaması” başlıklı yazısının devamında şunları kaydetti:
Böyle diye...Elazığ Belediye Başkanlığı görevini de İstanbul Belediye Başkanı’na yükleyemeyiz, doğru.
AFAD ve Kızılay başkanlarından beklediklerimizi İmamoğlu’ndan bekleyemeyiz, amenna.
Deprem vergilerinin, çürük binaların, alınmayan önlemlerin hesabını İmamoğlu’ndan soramayız, kabul.
‘Vergileri ne yaptın, yardımları nereye harcadın, tedbirleri niye almadın, susarak kurtulamazsın, çabuk konuş, hadi hesap ver’ diye komedyen Cem Yılmaz’ın yakasına yapışılan günlerden geçiyoruz. Konuşmaya kalksa, yardım çuvalı hazırlayıp Demet Akalın gibi Insragram’ına koysa yine yakayı kurtaramayacağına, bu kez de ucuz şov ve istismar peşinde koşmakla suçlanacağına ne şüphe!
Bir kesimce olağan şüpheli olarak mimlenmek böyledir.
Daktiloda mumlu kâğıda karbon şeritsiz yazılanları ispirtolu çoğaltma tekniğiyle basan, hani şu elle çalıştırılan şapirograf makinelerinden farksızlar. Şapirografları ve karalamalarını boş vermeli, ona da eyvallah.
Gelin görün ki zamanlaması yine de doğru olmadı, eleştiriyi hak ediyor.
Karar