Suriye rejimi ve Rusya'nın İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi'ndeki sivil yerleşimlere düzenlediği hava saldırılarında 13 sivil hayatını kaybetti, en az 40 sivil yaralandı.
Yerel kaynaklara göre Rusya'nın savaş gemileri İdlib'in doğusuna balistik füzeler ile saldırı düzenledi.
Rus savaş uçaklarının da yoğun şekilde İdlib'i bombaladığı, kentin bugüne dek maruz kaldığı en büyük saldırılardan birinin gerçekleştiği belirtiliyor.
Saldırılardan yine en yoğun olarak etkilenenler ise çocuklar.
Suriye krizinin henüz başlarında Selefi grupların sahneye çıktığı yerlerin başında gelen İdlib'de dün düzenlenen saldırı yine çocukları vurdu.
Kentin kuzeyindeki Tel Merdik'e düzenlenen hava saldırısında yaralanan küçük kız çocuğu bunun açık kanıtlarından biri.
Neyse ki; kız çocuğu enkazdan yaralı olarak kurtarıldı.
Ancak bir çok yaşıtı o saldırılarda hayatını kaybetti.
Uluslarası Çocukları Koruma Örgütü (Save the Childen) ile Hurras Network'ün hazırladığı rapora göre sadece haziran ayı içinde en az 33 çocuk hayatını yitirdi.
2018'in tamamında ölen çocukların sayısı 31'di.
Birçok diplomatın dünyanın yeni Gazze'si olarak tanımladığı İdlib son saldırıların ardından dün yine Birleşmiş Milletler'in gündemindeydi.
BM: İdlib'de alarm zilleri çalıyor
Birleşmiş Milletler'e göre kentte durum geçen yı ile kıyaslandığında çok daha kötüye gidiyor.
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreterinin insani işler konusundaki yardımcılarından Ursula Mueller, Suriye'nin kuzeybatısında İdlib'de Esad rejimi ve destekçilerinin hava saldırılarına devam ettiğini ve silahlı muhalif grupların da kentin güneyinde ve Halep'e yönelik saldırılarını artırdığını belirterek, sahadaki durumun ''alarm verici'' olduğunu söyledi.
Çatışmalar nedeniyle 60 bine yakın insanın yerinden edildiği İdlib'de tam ölçekli bir saldırı sonrası bölgedeki 3 milyon kişinin etkileneceği belirtiliyor.
Muller dün yaptığı açıklamada Suriye'ye sınır ötesi yardımlar yapılmasını sağlayan BM Güvenlik Konseyi kararının yıl sonuna kadar yenilenmesi gerektiğine de değindi.
Sinirlioğlu: Durum endişe verici, yeni bir göç dalgasını tetikliyor
Türkiye'nin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Feridun Sinirlioğlu da konseyde yaptığı konuşmada, İdlib'de artan gerginliğin son derece endişe verici olduğunu, bunun yeni göç dalgasını tetiklediğini söyledi.
İdlib'de 50 bin kişinin çatışmalar nedeniyle Türkiye sınırına doğru hareket ettiğini ifade eden Sinirlioğlu, bölgede gerginliğin azaltılması için her türlü çabanın gösterilmesi gerektiğini kaydetti.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Suriye'ye sınır ötesi yardımlar konusunda da değerlendirmede bulunan Sinirlioğlu, yardımların yapılmasına olanak sağlayan mekanizmanın milyonlarca Suriyeli için hayati önem taşıdığını ve bu mekanizmanın siyasi bir sorun değil aciliyet gerektiren insani bir durum olduğuna dikkati çekti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Malezya'da düzenlenen Kuala Lumpur Zirvesi'nde yapığı konuşmada, Suriye'den Türkiye'ye yeni göç dalgasına dikkati çekerek, "Şu anda İdlib'den yine 50 bin insan topraklarımıza doğru geliyor. Zaten 4 milyon insan var, şimdi 50 bin kişi daha geliyor" ifadesini kullanmıştı.
Suriye'ye sınır ötesi yardımlar mevcut BM Güvenlik Konseyi kararı doğrultusunda dört sınır kapısından yapılıyor ve 2014 yılından beri Suriye ve Ürdün arasındaki er-Remse sınır kapısı, Türkiye ile olan Babüsselame ve Babülhava sınır kapıları ve Irak ile olan El-Yarubiyye sınır kapıları yarımların girişi için kullanılıyor.
Konseyin söz konusu BM Güvenlik Konseyi kararını yıl sonuna kadar yenilemesi gerekiyor.
Almanya, Belçika ve Kuveyt ise kararın veto edilmemesi için konseye sunduğu çeşitli teklifleri Rusya ile görüşmeye devam ediyor.
Geçen yıl yapılan görüşmelerde karar, veto yetkisine sahip Rusya'dan itirazlar gelse de uzun süren görüşmelerin ardından Rusya ve Çin'in çekimser kalmasıyla yenilenmişti.
Independent Türkçe, Ajanslar