"ABD’nin İran’a yönelik yaptırımları hayat kurtaracak ilaç ithalatını engelliyor”

ABD’li yetkililer uzun zamandır yaptırımların insani ihtiyaçlara yönelik yapılan ticaret üzerindeki etkisini reddediyor ancak uzmanlar kağıt üstündeki muafiyetlerin yeterli olmadığını söylüyor

İran’da kanser ve epilepsi gibi özel ve nadir rahatsızlıklardan muzdarip hastalar büyük oranda ithal ilaçlara mecbur (AFP)

ABD’nin İran’a uyguladığı yaptırımların insani ihtiyaçlara yönelik yapılan ticareti ciddi şekilde etkileyerek, ülkeye hayat kurtaracak ilaç ithalatını sınırlandırdığını ve İranlı hastaların yaşamlarını tehlikeye attığını içeren yeni bir rapor yayımlandı.

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) tarafından hazırlanan raporda, İran’da kanser ve epilepsi gibi özel ve nadir rahatsızlıklardan muzdarip hastaların ithal ilaçlara mecbur olduğu ve bu nedenle de söz konusu yaptırımlardan olumsuz etkilendiği belirtildi. 

İnsan hakları grubu, hiçbir şeyin değişmemesi halinde durumun daha da kötüleşeceğini kaydetti. 

Yiyecek ve ilacı da barındıran insani ihtiyaçlara yönelik yapılan ticaret ABD yaptırımlarının dışında tutulsa da mali ve bankacılık yaptırımları yabancı şirketlerin İran’la ticaret yapmasını tümüyle zorlaştırdı. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

HRW, insani ihtiyaçlara yönelik yapılan ticaretteki muafiyetlerin İranlıların ithal ilaç, hammadde ve tıbbi aletlere erişiminde etkili olmadığını belirtti.

HRW için raporu kaleme alan Tara Sepehri Far, ithalatçılarla, doktorlarla, sivil toplum kuruluşu çalışanlarıyla ve eski ABD’li yetkilileri de içeren insani ticareti bilen kişilerle görüştüğünü söyledi. 

The Independent’a konuşan Sepehri Far, “ABD’nin yaptırım ağına yakalanma korkusuyla İran’la insani ihtiyaçlara yönelik ticaret yapmayı reddeden bankaların ve şirketlerin yazışmalarını gördük” dedi.

Sepehri Far, örneğin bir şirketin, sancı veren kabarcıklara neden olan nadir bir genetik hastalık türü Epidermolysis Bullosa olarak  bilinen “kelebek hastalığından” muzdarip kişiler için özel bandajları İran’a satmayı reddettiğini söyledi.

HRW ayrıca İran’daki kanser hastalarının kemoterapi ilaçlarına erişimde sıkıntılar yaşadığını içeren raporlara da ulaştı. İran pazarında göz damlası bulmanın zorluğu da başka bir örnek. Söz konusu zorluk, İran-Irak savaşı sırasında kimyasal silahlardan etkilenen çok sayıda İranlı hastanın çektiği acıyı artırıyor.

ABD yönetimi insani ihtiyaçlara yönelik yapılan ticarete dair uygulanan muafiyetlere işaret ederek yaptırımların insani etkilerini uzun süredir reddediyordu.

Ancak uzmanlar kağıt üstündeki muafiyetlerin tek başına etkili olmadığını belirtiyor. İran bankaları ve şirketlerine ilişkin geniş düzenlemeler, uluslararası firmalar için İran’la her türlü ticareti riskli ve karmaşık hale getirdi. 

Bu karmaşık yaptırımlar ağı bankaları ve şirketleri İran’la insani ihtiyaçlara yönelik yapılan ticaretten de geri durmaya sevk etti. 

HRW’nin Ortadoğu Direktörü Sarah Leah Whitson, “Trump yönetimi yetkilileri İran halkının yanında yer aldıklarını iddia ediyor ancak ABD’nin aşırıya kaçan ve ağır yaptırımları İranlıların hayat kurtaracak ilaçlara erişimi de dahil sağlık haklarına zarar veriyor” dedi.

İran’da ofisleri bulunan önde gelen uluslararası örgütlerden Norveç Mülteci Konseyi’nin direktörü Ole Solvang, söz konusu yaptırımların kendi örgütünün de çalışmalarını etkilediği bilgisini verdi.

Twitter paylaşımında Solvang, “Bu sadece İranlıların sağlığını etkileyen bir konu değil. Yaptırımlar ve bankaların yaptırımlara yaklaşımı İran’daki Afgan mültecilere eğitim sunmada bizim de @NRC_Norway’de yaptığımız işi zorlaştırdı” ifadesini kullandı. 

Sorunun bir çözümü, insani, kamusal diplomasi ve eğitimle ilgili işlemlerin ödeme kanalı olarak bir grup ABD ve özel İranlı finans şirketlerinin veya üçüncü bir ülkenin bankalarının görevlendirilmesi olabilir. 

Washington’daki Atlantik Konseyi’nin İran Direktörü Barbara Slavin, böyle bir kanalın ABD Hazine Bakanlığı tarafından dikkatle yetkilendirilebileceğini söyledi.

Slavin, “Bu tür kanallar tamamen şeffaf olmalı ve tehlikeli malları veya eylemleri finanse etmedeki boşlukları imkansızlaştırmaya yönelik etkin kayıt tutma da dahil olmak üzere ABD yönetiminin sıkı gözetimine tabi tutulmalı” dedi.

The Independent’a konuşan Slavin, “İnsani ihtiyaçlara yönelik ürünlerde kişiler arasında değişimi ve alışverişi kolaylaştırmak, İran hükümetinin kendi halkının ihtiyaçlarını karşılamadaki yetersizliğinde yaptırımları günah keçisi olarak kullanmasını zorlaştıracak güçlü bir iyi niyet göstergesi olacaktır” ifadesini kullandı.

Donald Trump, İran’la nükleer anlaşmadan geçen yıl çekildi ve İran’ı müzakere masasına geri getirmek için “azami baskı kampanyası” diye nitelendirdiği ekonomik yaptırımları aşama aşama yeniden uygulamaya koydu. 

Trump yönetimi ayrıca İran’la ticaret yapan müttefiklerine ve uluslararası ortaklarına karşı da sert bir tutum takındı. HRW, uygulamanın ABD Hazine Bakanlığı tarafından cezalandırılma endişesi taşıyan işletmeler için “korku” atmosferi yarattığını belirtti.

 

 

Barack Obama yönetiminin Hazine Bakanlığı eski yetkilisi Adam Smith, söz konusu yaptırımların İran ekonomisi, İran halkı ve İran’la yakın ilişki kuran herkes üzerinde etkili olduğunu söyledi. 

The Independent’a konuşan Smith, “Ancak buradaki politikanın hedefinin ne olduğundan tam olarak emin değilim. Bu yönetimin göstermesi ve açıkça söylemesi gereken şey bu. (…) Eğer bu politikanın amacı İran’la ticaret yapmayı zorlaştırmaksa, o halde işe yarıyor. Eğer ikinci bir Kapsamlı Ortak Eylem Planı (JCPOA) geliştirmekse, müzakerelerin nihai hedefini açıkça ortaya koymadan bu çok daha zor olacak” dedi.

Başkan Trump birçok kez İran’daki mevcut yönetimle daha iyi bir anlaşmayı müzakere etmek istediğini ve sadece İran’ın nükleer silahlara sahip olmasını arzulamadığını söyledi.

Smith, “Eğer amaç buysa, mevcut politikalarından yola çıkarak bu hedefe nasıl ulaşacakları belli değil” ifadesini kullandı.

Trump yönetimi yetkilileri sürekli İran halkını desteklediklerini ve maksimum baskı politikasının sadece İran rejimini hedef aldığını söyledi. Ancak insan hakları savunucuları uzun süredir yaptırımların siviller üzerindeki etkisi konusunda uyarıyor.

 

 

* İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/news/world/americas

Independent Türkçe için çeviren: Cenk Korkmazer

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU