Görüşmenin ardından yapılan ortak açıklamada Baş, "İktidarın geldiğimiz aşamada atması gereken adımlar olduğunu ısrarla vurgulamak istiyoruz. Bunun küçük iktidar hesaplarına alet edilmemesi gerekiyor. Barışın kalıcı biçimde tesis edilmesi için Türkiye'de mutlaka güçlü bir demokratikleşmenin yaşanması gerekiyor. Silahların susmasından söz ediyoruz, yargı silahının susması gerektiğini düşünüyoruz. İktidar tarafından tek yanlı olarak tüm muhalefete karşı kullanılan yargı silahının susması gerektiğini düşünüyoruz” diye konuştu.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Yaklaşık bir saat süren görüşmenin ardından yapılan ortak açıklamada TİP Genel Başkanı Erkan Baş görüşmenin verimli geçtiği kanaatinde olduklarını belirterek, "Türkiye İşçi Partisi olarak çok uzun yıllardır gerek Kürt sorunu konusunda gerekse Türkiye'de barış mücadelesinde önemli sorumluluklar üstlenmiş bir siyasi partiyiz. Barış cemiyetlerinden, barış derneklerinden, barış akademisyenlerine kadar uzanan bir geçmişin temsilcisi olmaya çalışıyoruz. DEM Partili arkadaşlarımızla ülkenin demokratikleşmesi, özgürleşmesi, barışın sağlanması konusunda çok uzun yıllardır çeşitli platformlarda birlikte mücadele etmeye çalıştık" diye konuştu.
"Türkiye'de mutlaka güçlü bir demokratikleşmenin yaşanmalı”
TİP’in bugün de kayıtsız, şartsız biçimde barışın tarafında olduğuna dikkati çeken Baş şöyle konuştu:
Yaşanan gelişmeleri büyük bir ciddiyetle hem bu tarihsel mirasa bağlılıkla hem ülkemizin geleceğine dair sorumluluğumuzla izlemeye çalışıyoruz. Bu kapsamda yapılan her değerlendirme, çağrı, buna verilen her yanıt bizler açısından dikkatli biçimde değerlendiriliyor. Bugün hem sürece ilişkin görüşlerimizi paylaşma imkanı bulduk. Hem yurttaşlarla yaptığımız görüşmelerde, sokakta, fabrikalarda, meydanlarda tartıştığımız konuları yoldaşlarımızla paylaşma imkanı bulduk. Görüşlerimizi kendileriyle uzun uzun paylaştık ve bu sürece katkılarına dair teşekkür ettik. Ama aynı zamanda iktidarın geldiğimiz aşamada atması gereken adımlar olduğunu ısrarla vurgulamak istiyoruz. Çünkü daha önce ifade ettim. Barış çok kutsal, çok büyük bir ihtiyaç, bunun günlük siyasi hesaplara, küçük iktidar hesaplarına alet edilmemesi gerekiyor. Barışın kalıcı biçimde tesis edilmesi için Türkiye'de mutlaka güçlü bir demokratikleşmenin yaşanması gerekiyor. Silahların susmasından söz ediyoruz. Yargı silahının susması gerektiğini düşünüyoruz. İktidar tarafından tek yanlı olarak tüm muhalefete karşı kullanılan yargı silahının susması gerektiğini düşünüyoruz. TBMM zemininin son derece önemli olduğunu bu sürece halkın katılmasının güvence.
Baş, Suriye'de yaşanan gelişmeleri dikkatle takip ettiklerine değinerek “Özellikle Suriyeli Alevi yurttaşları hedef alan saldırılar karşısında kaygılarımızı karşılıklı olarak paylaştık ve sadece ülkemizde değil bölgemizde dünyada barışın tesis edilebilmesi için hep birlikte mücadele etmemiz gerektiğini bir kez daha teyit etmiş olduk” dedi.
"Bu sürecin salt bir seçim kazandırma kaybettirme gibi bir şeye indirgenmesini asla doğru bulmuyoruz"
DEM Parti Eş Genel Başkanı Hatimoğulları da, “Bu sürecin salt bir seçim kazandırma kaybettirme gibi bir şeye indirgenmesini asla doğru bulmuyoruz. Bu süreç 52 senedir Türkiye'de devam eden toplam Türkiye tarihine baktığımızda 100 yıllık sorun olan Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmesi için bizler bu süreci bir adım olarak görüyoruz. Kürt sorununun çatışmasızlıktan, çatışmadan ve şiddetten arındırılarak demokratik, siyasi ve hukuki zemine taşınması çağrısı olarak dokunması, görülmesi ve değerlendirilmesi gerektiğinin altını çiziyoruz” diye konuştu.
SDG ve Suriye Hükümeti arasında sekiz maddelik anlaşma imzalandığını hatırlatan Hatimoğulları, “Zeminin kırılgan olduğunu objektif olarak görüyor olmamıza rağmen bu anlaşmanın çok olumlu olduğunu belirtmek isterim. Bu anlaşmadaki en temel hedef özellikle birinci ve üçüncü maddede altı kalın kalın çizilmiş olan yaklaşım Suriye'de bütün farklı halkların ve inançların eşit yurttaşlık hakkı temelinde haklarının kazanmış oldukları bir demokratik Suriye'nin inşasına giden yolu aralamıştır” dedi.
Hatimoğulları, önümüzdeki günlerde iktidar partisi ve Cumhur İttifakı bileşenleriyle görüşmelerinin olacağını söyledi. 1993'ten bu yana ilk kez barış talebinin bu kadar büyüdüğünü gördüklerini belirten Hatimoğulları, “İlk kez barışın her kesimce bu kadar sahiplenildiğini gördük. Bu barışın toplumsallaşması için çok önemlidir. Burada şunun altını özellikle çizmek isterim. Halihazırda zemin bu kadar güçlüyken her kesimin barışa ilişkin olumlu teveccühleri varken burada zeminin güçlendirilmesiyle ilgili devletin ve iktidarın sorumlulukları büyüktür. Şimdi görev devlette ve iktidardadır. Bu zeminin güçlenmesi için devletin ve iktidarın vereceği emek oldukça önemlidir” diye konuştu.
“TBMM aktif iradesini ortaya koymalı”
Bir gazetecinin "Yakın zamanda Öcalan'la yeni bir görüşme olabilir mi? Heyetin gitmesi söz konusu olabilir mi? Somut olarak beklenen adım nedir?” sorusunu Hatimoğulları, şöyle yanıtladı:
Kendi örgütüne yaptığı fesih çağrısının yaşam bulabilmesi için kongrelerini toplayabilmeleri için sayın Abdullah Öcalan'ın kendisinin de ifade ettiği, kendi örgütünün de ifade ettiği gibi kendisinin diyalog kurabilecek zemininin güçlenmesi ve görüşme kanallarının güçlü biçimde açılması gerekiyor. Yani elbette sadece heyet değil bu sürece katkı verecek bütün kesimlerin İmralı'ya gidip gelebileceği koşulların oluşması önemli. Dolayısıyla Sayın Öcalan'ın çalışma koşullarının düzenlenmesi çok önemlidir bu zeminin güçlenmesi bakımından.
Bu görüşmelerin, bu diyalog sürecinin ve bundan sonraki süreçlerin barışa daha hizmet eder ve süreci kalıcılaştırabilmesini sağlaması açısından yasal zeminde adımların atılması çok önemli. Yasal zeminde atılacak adımlar sürecin daha hızlı biçimde ilerlemesine sağlıklı biçimde ve barışla taçlanacak biçimde ilerlemesine katkı sağlayacaktır. Bu süreçte TBMM'nin görev ve sorumluluk üstlenmesi çok önemli. Bu görev ve sorumluluk salt şekilsel bir komisyon şeklinde değil, tam anlamıyla aktif iradesini ortaya koyan ve bu sürecin ilerletilmesi konusunda parlamentonun görev ve sorumluluk üstlenmesi en acil ve en elzem olan durumlardan birisidir.
ANKA