İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Ankara Etimesgut'ta partilileriyle buluştuğu etkinlikte gazetecilerin sorularını yanıtladı.
DEM Parti heyetinin İmralı ziyaretine ilişkin değerlendirmede bulunan Dervişoğlu sorular üzerine, şunları kaydetti:
Bu görüşme dün gerçekleşti, açıklama bugün yapıldı. Demek ki dün devletin bazı yetkilileriyle o ziyareti yapanlar bir görüşme yaptılar ve ortak bir metin hazırladılar. O metni dikkatlice okuyacağım. Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ve Türk milletinin beklentilerinin hilafına olan ne varsa da onu değerlendirip kamuoyuyla paylaşacağım.
"Terörist başından Türkiye Cumhuriyeti Devleti ne bekler"
Şimdi paradigmanın ne olduğunu bilmiyoruz. Herkes sır katipliğinde konuşuyor. Abdullah Öcalan'dan ne istendiğini bilmiyoruz. Siz de soruyu yöneltirken diyorsunuz ki ‘terörist başı Öcalan’. Şimdi terörist başından Türkiye Cumhuriyeti Devleti ne bekler? Doğrusunu isterseniz ben bunu anlayabilmiş değilim ama bu hükümetin dünden bugüne terör örgütlerini dost, dostlarını terör örgütü ilan etme alışkanlıkları var. Ben bu görüşmelerin tutanaklarına da mümkün olursa bakacağım ve gerekli değerlendirmeyi yapacağım İmralı'daki cani başından Türkiye'nin geleceği için, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin medet beklemesi benim açımdan utanılacak bir şeydir.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
"TBMM'nin bu gelişmelerle ilgili magazinsel haberlerin dışında herhangi bir bilgisi yok"
TBMM'nin bu gelişmelerle ilgili magazinsel haberlerin dışında herhangi bir bilgisi yok. Dolayısıyla TBMM elbette ki inisiyatif almalıdır. Ama TBMM bütçeyi görüşürken bile bütçenin bir rakamını ya da metindeki bir virgülü değiştirmeye muvaffak olamıyor. Bugün yürürlükte olan sistem tek adamın iki dudağının arasından çıkacak sözlere milletin geleceğini maalesef esir ve mahkum bırakıyor. Onun için ben her fırsatta ‘konuşan Türkiye’ vurgulamasını yapıyorum. Türkiye konuşmalıdır. Yani kimin ne istediği belli olmadan birtakım yerler ve adresler göstererek Türkiye'nin geleceğine dair bir yol haritasını müştereken oluşturuyoruz hissiyatı yaratmasını da ben kabul etmiyorum. Türkiye Cumhuriyeti Devleti sokakta akıl arayan bir devlet görünümünden behemehal kurtarılmalıdır. Bunun müsebbibi de iş başında bulunan iktidar ve onun devlet aklı zannettiği akılsızlık.
"İşçilerimiz, dar ve sabit gelirlilerimiz ekonomik sıkıntılarla karşı karşıya"
Dervişoğlu, asgari ücrete ilişkin tartışmalara ilişkin olarak, "Bütün bu parametreler hesaplanırken üzerinde konuşulurken işçinin de hakkını ve hukukunu işverenin de bu olaya katkısını temin etmek bakımından makul bir ücret seviyesinde buluşulması gerektiğini ben işaret etmiştim. Bu rakamın 28 bin liradan aşağı olmaması gerektiğini de dile getirmiştim. Bu görüşlerimi hem TİSK Başkanına hem sendika başkanlarına, TÜRK-İŞ, Hak-İş DİSK başta olmak üzere sendika başkanlarına ilettim. Ama iktidar bundan bir ders almadı. Ayrıca Sayın Tayyip Erdoğan bu sefer daha dayatmacı gibi tavır sergiledi. Asgari Ücret Tespit Komisyonunu toplantıya erken çağırdı. Zamanından önce, bunu belirledi. Hemen akabinde belirlenen ücreti kendi sayfasından, sosyal medyadaı paylaştı. Yani ‘ben bunun arkasındayım’, ‘Böyle olmasını ben istiyorum’ ve hatta ben dayatıyorum demek anlamı içerebilecek bir uygulama yaptı. Eskiden komisyon bir fiyat belirlerdi, ücret belirlerdi. Tayyip Bey de üstüne eklerdi. Şimdi ona bile yeltenmedi" ifadesini kullandı.
Dervişoğlu, şunları kaydetti:
Adı üstünde ‘tespit komisyonu’. Yani Beştepe'de ya da kabinede bakanlar belirliyor. bu komisyonda tespit ediyor. Büyük bir çoğunlukla zaten katılmıyor. Son 6 yıl katıldı herhalde Türkiye Türk-İş. Artık Tespit Komisyonu'na da katılmayacağını söyledi. Yani 3 bileşenden 2’sinin imzalaması asgari ücretin belirlenmesi için yeterli oluyor. Dolayısıyla işçiyi temsil eden kurumların baypas edilmesi anlamına geliyor. İşçilerimiz dar ve sabit gelirlilerimiz, şimdi emeklilerimiz çok büyük ekonomik sıkıntılarla karşı karşıya. Ama bu hükümetin umurunda bile değil. Bu düzeni değiştireceğiz arkadaşlar.
Independent Türkçe, ANKA