Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, bitmek üzere olan Maltepe Fındıklı Mahallesi Çocuk Etkinlik Merkezi ve Çınar Mahallesi Sosyal Merkez inşaatlarında incelemelerde bulundu.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Maltepe Belediye Başkanı Esin Köymen’in eşlik ettiği İmamoğlu, çalışanlarla anı fotoğrafları çektirdikten sonra, iktidar tarafından net 22 bin 104 lira olarak açıklanan ve 1 Ocak 2025 tarihinden geçerli olacak asgari ücretle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Sosyal destek projelerine duyulan ihtiyacı vurgulayan İmamoğlu, şunları söyledi:
Biz, şu anda Çınar Mahallesi'ndeyiz Maltepe'de. Burada öndeki bina, Alzheimer Merkezi olarak hizmet verecek. Çok yoğun talep alıyoruz ve İstanbul'un birçok yerinde daha Alzheimer odaklı hizmet verecek yapılar üretiyoruz. ‘İBB Kadın’ diye markalandırdığımız ve özellikle mahallelerde kadınlara hizmet verecek alanlar üretiyoruz. Ve hemen alt bölümünde de ki buraya yine bir başka 6 derslikli kreşimizin inşaatından geldik, Fındıklı tarafında. Şimdi Çınar. Mahallesi’ndeyiz. Burada da 6 derslikli bir kreşimiz bitiyor. Düşünün; yani iki yerde 240 çocuğumuz. Bu ne demek? 240 çocuğumuzun bir bölümünü, ücretsiz burada okutacağız. Bir bölümü, şu anda 2 bin 500 lira aylık ücretle okuyacak.
"İnsanları aldatıp, cebindeki parayı pul eden bir süreci bize yaşattılar"
Biz neyle mücadele ediyoruz? Bugünün vahşi ekonomik koşullarıyla mücadele ediyoruz. Aslında bizim üzerimize vazife olmayan birçok alanda, milyarlarca, hatta on milyarlarca liralık bir katkı bütçesi oluşturarak, vatandaşımızın zor zamanda yanında olma gayreti içerisinde oluyoruz. Çünkü böylesi zor anlarda, herkesin omuz vermesiyle ayağa kalkılır ve düzeltilir. Ama tabii temel mesele, temel sorun, ekonominin iyileşmesi, ekonominin çözüme kavuşması. Ama öyle büyük bir tahribatla karşı karşıya ki ülke ekonomisi. Ve ne yazık ki ülke ekonomisi, tam 8 yıldır, 9 yıldır -özellikle son dönemini ifade ediyorum- akıl dışı, bilim dışı, hiçbir ekonomik kurala uymayan metotlarla, uydurma akıllarla, akşamdan sabaha birtakım söylemleri insanları kandırarak, popülist bir tarifle, ‘faiz sebep, enflasyon, sonuç’ vesaire diyerek, insanları aldatıp, cebindeki parayı pul eden bir süreci bize yaşattılar. Ve bugün geldiğimiz noktada, 22 bin lira seviyesinde bir asgari ücret açıklandı. 22 bin 104 lira.
''Geçen sene 17 bin 2 lira diye açıklanan asgari ücret, aslında şu an milletin cebinde 9 bin lira''
Bu ne demek biliyor musunuz? Bakın; geçen sene 17 bin 2 lira, Ocak’ın 1’inde asgari ücret açıklandı ve bu sene, TÜİK verileriyle, yüzde 47 enflasyonla karşı karşıyayız. Aslında meselenin özü şu: Geçen sene 17 bin 2 lira diye açıklanan asgari ücret, aslında şu an milletin cebinde 9 bin lira. Geçen sene açıklandığı gün ile bugünkü arasındaki fark, bu kadar net. 9 bin lira alıyor vatandaşımız. Çünkü, 1 Ocak'taki asgari ücretle bugünkü arasındaki fark bu. Yani aslında 9 bin liraya yüzde 30 zam yapan bir pozisyonda ve 22 bin lira… Meseleye bütüncül baktığınızda, şimdi düşünüyorum, 16 milyonun üzerinde emeklisi var bu ülkenin. 9 milyon civarında asgari ücretlisi var. Yine TÜİK verilerine göre, 3 milyon 200 bin civarında işsiz var. Bakın, bunlar devletin verileri. Yani ben başka sayılar ilave ederim, ama etmiyorum. Bu ne demek oluyor? Üst üste koyduğunuzda, sadece burada 27-28 milyon insan.
''Bu bir ekonomik çöküntü''
Herkese 2 de değil, ikiden bile az insan sorumluluğu yüklesek, yani bir emekli amcamıza ya da bir emekli ablamıza, bir de eşine bakıyorsa ya da bir torununa bakıyorsa gibi baktığınızda, en az 50-55 beş milyon, aslında bu ülkede çok büyük sıkıntı içerisinde bir durumdayız. 50-55 milyon! Bu bir ekonomik çöküntü. Bu aynı zamanında bir toplumsal çöküntü yaratır. Şimdi ben ne düşünüyorum dünden beri? Şunu düşünüyorum: İBB olarak, daha fazla sosyal projelere nasıl ağırlık veririz? Yani göz koydukları kreşlerimizde, daha fazla insanımızın evladını nasıl geleceğe daha hızlı hazırlayabiliriz, en minimum ücretle? Bakın, bunların hepsi sosyal destek. Bunlar yoktu. Biz yapıyoruz. Niye yapıyoruz? İhtiyaç var. Zorunlu yapıyoruz. Çıkıyorum, vatandaşa, ‘Merhaba’ diyorum, ekonomik sıkıntısından bahsediyor. ‘Merhaba’ diyorum, kulağıma eğilip, ‘Evimde ekmeğim yok’ diyor. Pazara gidiyorum, kulağıma eğilip, ‘Evime götürecek hiçbir şeyim yok’ diyor.
''Kimse kendisini güller bahçesindeymiş gibi anlatmasın”
Şimdi bu, doğal bir durum değil yani. Çok zor bir durum. Kimse kendisini güller bahçesindeymiş gibi anlatmasın. Kimse milletimizi aldatmasın. Yani, ‘Kirayı kim ödeyecek? Kirayı bu vatandaş nasıl ödeyecek? Elektrik parasını nasıl ödeyecek? Efendime söyleyeyim su faturasını nasıl ödeyecek? Okul masraflarını kim karşılayacak?’ Ben, onun tonunda söylemedim bunları. Bunlar, iktidar olmadan önce, Cumhurbaşkanının sözleri. Şimdi, o günü aratır seviyede bir süreçle karşı karşıyayız. Enflasyonla milletimiz çok büyük bir sıkıntıyla ezilmiştir ne yazık ki. Hikaye anlatmasınlar. Süreci kötü yönetiyorlar. Çok kötü yönetiyorlar. Ben, hep bu tür ortamlarda şu mesuliyetle konuşmaya gayret ediyorum. Diyorum ki; ‘Ben, İstanbul Belediye Başkanıyım, ben ne yapabilirim?’ Onu yapıyoruz aslında. Şu anda bu yapıların yapılması, daha önce olmayan şeylerdi.
''Bugünkü iktidar, ülkeyi yönetmiyor, sadece makamını koruma gayretinde''
Bakın, bunların her birisi bir maliyet. Sonra bunların işletilmesi bir maliyet. Bunları yapmasa belediye, başka konularda, daha farklı hizmetler yapardı, ekonomik sıkıntılar olmasaydı. Ama var, var. Yapmaya devam ediyoruz. Niye biz annelerin cebine kart koyma mecburiyetinde kalıyoruz? Niye kreşleri arttırmak zorunda kalıyoruz? Niye çok uygun koşullarda binlerce evladımızı yurtlarda misafir etmek zorunda kalıyoruz? Çünkü, ihtiyaç var. Çünkü bugünkü iktidar, ülkeyi yönetmiyor. Sadece makamını koruma gayretinde. Ama bu millet, kendine ait olan o makamı çeker, o koltuğu altından alır, bir başkasına verir. Bu kadar net. Allah milletimizin yardımcısı olsun. Biz milletimizin yanındayız. Sayın Cumhurbaşkanı, bolca kullandığı ‘kararnameyi’ bu konuda kullanabilir. ‘Belediyeleri silkele’ diyeceğine, bir kendilerini bir silkelesinler. Vatandaşın asgari ücretini düzenlesin o bolca kullandığı kararnameyle. Hem de desin ki, ‘6 aylığına düzenledim. 6 ay sonra bir daha düzenleyeceğim’ desin. Bu da tavsiye.
ANKA