Arkeologlar, İtalya'da Taş Devri'ne ait bir köydeki kazı alanında bir düzineden fazla insan kafatası buldu. Bu keşif, tarih öncesi insanların atalarıyla nasıl bağlar kurduğuna dair anlayışımıza katkı sağlayabilir.
Araştırmacılar, İtalya'nın Puglia bölgesinde Masseria Candelaro'da yaşayan Taş Devri insanlarının yaklaşık 15 kişiye ait kırık kafatası ve çene kemiklerini köy merkezinde bir yığın halinde biriktirdiğini ortaya çıkardı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Kemikler, MÖ 5500 ila 5400'den kalmış, iç içe geçmiş hendeklerle çevrili küçük bir köy olan kazı alanındaki tarih öncesi binanın içine yığılmış halde bulundu.
Hayatını kaybetmiş birinin "ata" olarak kabul edilmesi genellikle akrabalık bağlarıyla yakından ilişkiliydi ve bu kabul, onların yaşayanlar üzerinde sahip olduğu sosyal güç ya da etkiyi yansıtıyordu.
Araştırmacılar, ata kabul edilen kişilerin ruhani güçlere sahip olduğuna inanıldığını ve bir dizi eski kültürde ahlaki rehber işlevi gördüğünü söyledi.
İtalya'da çıkarılan kafatası parçaları, büyük ihtimalle standart cenaze törenlerindense belirli atalara yönelik ayinlerle bağlantılıydı.
Araştırmacılar "Ölen birinin ontolojik olarak ataya dönüştürülmesi, neredeyse her zaman fiziksel kalıntılarının dönüştürülmesiyle gerçekleştirilir" dedi.
European Journal of Archaeology'de yayımlanan son çalışmada, araştırmacılar köyde Q yapısı diye adlandırılan ev ve ayinlere ait eserlerden katmanlar barındıran bir yapıyı kazdı.
Bu yapının Masseria Candelaro'da bilinen en eski yerleşim alanı olduğunu ancak yerleşimin, bölgenin işgalinden yaklaşık 500 yıl sonra gerçekleştiğini söylediler.
Yapıda, ev yaşamından ve ayinlerden farklı kalıntılar içeren bir çöküntü olduğu ve üst katmanların birinde çoğunlukla erkeklere ait, üzeri toprakla örtülmüş kafatası parçalarının yer aldığı keşfedildi.
Araştırmacılar "Dolayısıyla Q yapısı muhtemelen sonradan ayin faaliyetleri için yeniden tasarlanmış çok işlevli bir alandı" dedi.
Yapılan analizlerle, kafataslarının MÖ 5618 ila 5335'e ait olduğu saptandı ve kemik parçalarında ölümcül yaralanma ya da iyileşmiş travma izine rastlanmadı.
Araştırmacılar bu bulgulardan yola çıkarak kemiklerin "muhtemelen 6 ila 8 nesil boyunca" farklı yüzyıllarda yaşayan kişilere ait olduğu sonucuna vardı.
Bilim insanları "Kafatası kalıntıları, bunun sürekli değişen bir koleksiyon olduğunu gösteriyor ancak uzun zaman aralığı kullanım, değiştirme ve genişletme geleneğinin kalıcılığına işaret ediyor" yazdı.
Şiddete işaret eden herhangi bir kesik izi bulunmaması, kafataslarının savaş ganimeti olarak toplanmadığını ve bir ayinde kullanıldığını gösteriyor.
Araştırmacılar, kemiklerin son kez gömülmesinin büyük ihtimalle ayinin bir adımındansa "kullanım ömrü tamamlandıktan sonra gerçekleştirilen basit bir devre dışı bırakma işlemi" olduğunu söyledi.
Bilim insanları "Muhtemelen bu kişilerin çoğu erkekti, kafatasları iki yüzyıl boyunca toplanmış ve aktif bir şekilde kullanılmıştı; aynı yere toplanmaları da bir ayin koleksiyonunun nihai imhasına işaret ediyor" yazdı.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Independent Türkçe için çeviren: İdil Barım
© The Independent