İYİ Parti lideri Müsavat Dervişoğlu, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu:
Dervişoğlu'nun konuşmasından satır başları şu şekilde:
Şimdi 86 yıl sonra geriye dönüp baktığımızda Atatürk’ü anmaktan çok anlamaya dönük ihtiyacımız her şeyden daha önemlidir. Egemenliği Türk milletinin elinden aldılar hem de Türk milletinin çoğunluğuna onaylatarak yaptılar bunu. Adına Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi dediler. Sonra ürk milletinden egemenliği almak yetmez onu çoğunluk olmaktan da çıkartmak gerekir dediler. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını can evinden vurdular. Hırsız içeriden olunca, kapı zaten kilit tutmayacaktı.
Din kardeşlerimiz dediler, Türkiye büyük ülkedir büyük nüfus gerekir dediler. Milyonlarca soyu sopu belirsiz insan bizi çırak çıkarmaktadır. Açıkça Türk'ün vatanını kesip biçmenin en kurnaz yöntemlerini uyguluyorlar. Ne hürriyet kalacak geride ne de Cumhuriyet. Bugün ağır ateşte pişirdikleri şeyin özünde, eş başkanı olmakla gurur duydukları Büyük Orta Doğu Projesinin bu safhasında normalleşmeden, yeni anayasaya, devletin ülkesi ve milleti olmaz hadsizliğinden, terörist başını Meclis'e davet eden delirmişliğe kadar olan her şey sınırlarımızın hemen dibinde ABD, İngiltere ve İsrail'in talimatlarıyla iki sipariş devletin hamiliğini yaptırma planlarıyla ilgilidir.
İçeriye Misak-ı Milli, dışarıya da tekmil vererek yapacakları değnekçiliği daha şimdiden üstün hizmet madalyası gibi yakalarına takmış anlatıyorlar. İşte buna da Büyük Türkiye diyorlar. Bunların ağzından büyük sıfatını duyduğunuzda bilin ki Türkiye küçülmektedir. 101 yıl önce bize armağan edilmiş istiklal ve cumhuriyetimizi kaybetmek üzereyiz. Bizi devletsiz ve vatansız kılmak için durmadan çalışan bu iktidar çetesini alt edemezsek onun yarattığı problemleri çözecek mertebeye de erişemeyiz. Burada da büyük Atatürk’ün yaptığı uyarıyı anlamakla yükümlüyüz. Türk milleti çalışkandır, Türk milleti zekidir, Türk milleti birlik ve beraberlik içinde güçlükleri yenmesini bilmiştir. Türk milletinin elinde tuttuğu meşale müsbet ilimdir. Kanımız ve ceddimiz bölünmez bir bütündür. İşte muhtaç olduğumuz kudretin gerçek özü de buradadır.
Aşmamız gereken bir önceliklendirme sorunu, bir bilinç sorunu bulunmaktadır. Bütün belaları def etmenin yolu vardır. Türk milletinin başına kendisini kayyum olarak atayan saraydaki zattan Türk devletini kayıtsız ve şartsız geri almaktır. Saray iktidarı başarısızlıklarını yalanla ve riyakarlıkla örtmeye çalışan boş gösterenlerin iktidarıdır. Bu iktidar bu ucube sisteme geçtiğinden beri hiçbir hedefi tutturamamış, hiçbir öngörüsü gerçekleşmemiş, hiçbir vaadini gerçekleştirememiştir. Konserve dağılarak yoksulluk idare edilmektedir. İzmir’de 5 çocuğumuzun ölmesi de ondandır. Çocuklarına bir lokma emek parası çıkarmaya çalışan o anneyi gece vakti hurdalıklara gönderen çaresizlik böylesi bir vicdansızlığın iktidarda bulunmasından kaynaklıdır. İşbaşına geldiklerinden beri kendi yarattıkları sefaleti yöneterek bundan bir vampir gibi beslenmektedirler. Saray iktidarı sırtını dayadığı rant çetelerine, doymak bilmeyen patronlarını, üç kuruş vergi alırım da aman küstürürüm diyerek tüm faturayı bu fakir millete kesmek için tüm şeytanlıklarını seferber etmektedir.
Yerli ve milli ekonomist Sayın Erdoğan ve yamağı 'vergimatik' Mehmet, yıl sonuna gelindikçe ağızlarındaki baklayı çıkarmaya başladılar. Bu beylere göre, ülkemizdeki enflasyonun sebebi ücret ve maaşların yüksekliğiymiş. Ücret ve maaşların yüksekliği enflasyonun sebebiymiş. BU baklayı ağızlarından çıkarıp densizce ortaya koymaksa Merkez Bankası Başkanına nasip olmuştur. Asgari ücreti belirlerken maaşların artış oranı gerçekleşen enflasyon oranını değil gelecek yıl için hedeflenen enflasyon oranı düşünülerek belirlenmeliymiş.
"Asgari ücret en az 28 bin lira olmalı"
İktidarın işçi ve emekçi düşmanı bu yaklaşımının ne kadar şeytani bir plan olduğunu daha net anlamak için geriye gidelim biraz. Geçtiğimiz yıllarda hedeflenen enflasyon esas alınsaydı bugünkü asgari ücret acaba kaç para olacaktı. 2006 itibarıyla bu yöntem uygulansaydı, asgari ücret bugün sadece 1875 TL olabilirdi.
2019'dan itibaren yapılsaydı bugün asgari ücret 4100 lira olacaktı. Bugün 17 bin liralık asgari ücretin mahkum ettiği, adına yaşamak denirse, yaşam standardını düşünürsek varın gerisini siz hesap edin. 2025 yılının Temmuz ayında da artırılması koşuluyla asgari ücret en az 28 bin lira olmalıdır.
Erdoğan'ın yeniden olası adaylığı
Senin çaldığın ve çalacağın savaş tamtamlarından da korkumuz yoktur. Tüm emareler açıktır ki 2025 yılı saray rejiminin anayasa, çözüm, normalleşme ve savaş naralarını bir torbaya doldurup verin yetkiyi dediği bir yıl olacak. Ya da bizim bu rejimi çöp torbasına koyup attığımız bir dönemin şafağı sökecektir. Çoktan gayri meşru hale gelen Saray rejimi ve başındaki zat da çok iyi bilmektedir ki, bir daha bırakın cumhurbaşkanı olmayı muhalefet doğru yerde dursun cumhurbaşkanlığına aday bile olamayacaktır.
Independent Türkçe