27 Eylül 2000 Türkiye’de zorunlu deprem sigortası uygulamasının başlatıldığı gün.
Tam da bu günün arifesinde, 19 yıl sonra İstanbul ve Marmara Bölgesi deprem gerçeğini bir kez daha hissetti.
Merkez üssü Silivri açıkları olan 5.8 büyüklüğündeki sarsıntının ardından gözler yeniden işin finansal önlem boyutuna döndü.
Ortaya çıkan sonuç aslında pek de tatmin edici değil.
Öyle ki; topraklarının yüzde 92'si deprem kuşağında olan Türkiye'de deprem sigortası yaptıranların oranı sadece yüzde 52.
Bir başka deyişle her 2 evden 1'i sigorta yaptırmış görünüyor.
Aslında 1999 Marmara Depremi sonrası yapılan düzenlemelerin başında zorunlu deprem sigortası uygulaması geliyordu.
1999'dan bu yana bakıldığında sigortalılık oranı artmış durumda.
Ancak kimi uzmanlar bunun yeterli olmadığı konusunda görüş bildiriyor.
Türk Sigorta Enstitüsü Vakfı'ndan Okan Utkueri, geçtiğimiz yıllarda DASK yönetim kurulu bünyesinde de görev almış bir isim.
Utkueri, hala ulaşılamayan bir kesim olduğunu söylüyor:
Yüzde 52, 0'dan büyük bir oran. Sonuçta henüz daha ulaşılamayan bir kesim var. Ama bir yandan da Türkiye'deki evlerin yarısı durum deprem sigortası sahibi. Madalyonun iki tarafı söz konusu. Elbette nereden bakıldığına göre değişecektir.
20 yıl önce sigortalı yapı sayısının yalnızca 500 bin civarında olduğu düşünüldüğünde belli bir bilinçlenme söz konusu.
Ama zorunlu deprem sigortası ülkenin yarısının gözünde hala zorunlu değil gibi görünüyor.
20 yılın sonunda sigortalılık sayısının 9 milyon 107 bini aşması ise Türkiye'nin hanesine yazılan olumlu gelişme.
Özetle Utkueri'nin dediği gibi bardağın yarısı dolu yarısı ise boş...
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Deprem Sigortasında Değişiklik
7 Eylül’de Hazine ve Maliye Bakanlığı zorunlu deprem sigortası ile ilgili tarife ve talimat tebliğinde değişikliğe gitti.
Resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren yeni düzenlemeye göre asgari prim tutarı "her halükarda" deprem risk bölgesine göre birinci bölgeden beşinci bölgeye sırasıyla 110, 80, 60, 50 ve 40 liradan az olamayacak. Söz konusu miktarlar daha önce sırasıyla 95, 70, 55, 45 ve 35 lira şeklindeydi.
İnşaat ruhsat yılı, 2000 ve öncesi olan binalarda tarife fiyatı ise yüzde 10 arttı.
Bir başka deyişle zorunlu deprem sigortası kapsamında, bir mesken için verilebilecek azami teminat tutarı yapı cinsine bakılmaksızın, herhangi bir ayrıma tabi tutulmaksızın 190 bin liradan 215 bin liraya yükselmiş durumda.
Sigorta bedeli hesabına esas metrekare bedelleri de düzenlendi. Buna göre çelik, betonarme ve karkas yapılar için söz konusu bedel 890 liradan bin 20 liraya, yığma kagir yapılar için 635 liradan 725 liraya, diğer yapılar için 310 liradan 355 liraya çıktı.
Rakamların diliyle deprem sigortası...
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Türkiye'de 2004’ten itibaren deprem sayısında artış görülüyor.
Doğal Afet Sigortaları Kurumu’nun (DASK) istatistikleri ise ülke genelinde yüzde 52’lik bir sigortalılık oranından söz ediyor.
Üretilen prim 1 milyar 211 milyon lirayı aşmış durumda.
Poliçe başına 100 metrekare betonarme bir bina için prim tutarı ise 133 liraya denk geliyor.
Yani aslında deprem sigortası için günde sadece 37 kuruş ayırmak finansal önlem almak için yeterli oluyor.
En yüksek sigortalılık oranı nerede?
En yüksek sigortalılık oranı yüzde 62 ile Marmara Bölgesi’ne ait.
Marmara’yı yüzde 46 ile Akdeniz, yüzde 44 ile Karadeniz, yüzde 39 ile Doğu Anadolu takip ediyor.
En düşük oran ise yüzde 38 ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde bulunuyor. Deprem riskinin çok yüksek olduğu Türkiye’de hasar ödeyebilme kapasitesinin 20 milyar liraya ulaştığı öne sürülüyor.
Rakamlara bakıldığında Türkiye’de yeteri sayıda deprem sigortasının yapılmadığını söylemek mümkün.
DASK araştırması: Her 10 kişiden 7'sine göre oturduğu ev 'güvenli'
Ama işin dikkat çekici yanı her 2 kişiden 1’inin bulunduğu bölgeyi güvenli olarak tanımlaması.
DASK’ın son algı araştırması böyle diyor. Dahası her 10 kişiden 7’si bu konuda herhangi bir inceleme ya da işlem yaptırmamış olsa da evinin sağlam olduğunu düşünüyor.
DASK Koordinatörü İsmet Güngör zorunlu deprem sigortalılık oranı en yüksek iller arasında özellikle deprem geçirmiş illerin yer aldığını söylüyor.
Güngör, yüzde 80’in üstü sigortalılık oranında Düzce, Yalova, ve Sakarya, yüzde 70 seviyelerinde ise Tekirdağ ve Muğla’nın yer aldığını belirtiyor.
Büyük illere bakıldığında ise zorunlu deprem sigortalı konut oranının İstanbul’da yüzde 62’ye, İzmir’de yüzde 57’ye, Ankara’da yüzde 55’e ve Antalya’da yüzde 54’e ulaştığı görülüyor.
En çarpıcı rakam ise kuşkusuz Marmara'yı bekleyen büyük deprem gerçeği ile ilgili.
Gölcük ve Düzce depremlerinden sonra, Marmara Denizi’nin altındaki kabuğun aşırı olarak stresile yüklendiği ve önümüzdeki 30-40 yıl içinde kırılarak, 7.4 büyüklüğünde bir deprem üretme olasılığının yüzde 62 olduğu bilimsel verilere dayalı olarak vurgulanıyor.
Depreme karşı alınabilecek en etkili fiziksel tedbirlerin başında depreme dayanıklı binalar inşa etmek ve tüm yapıları depreme dayanıklı hale getirmek.
Deprem sigortası ise kuşkusuz hala en zorunlu finansal önlem.
DASK verilerine göre, son 19 yıl içerisinde depremzedelere 190 milyon lirayı aşan tazminat ödendiğini de bir köşeye not etmek gerekiyor.
© The Independentturkish