Sinan Ateş cinayeti davasında söz sanıklarda

Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nde 5 gün sürmesi planlanan duruşmada, savcının esas hakkındaki mütalaasına karşı sanık savunmaları alınacak

Eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş'in öldürülmesine ilişkin 22 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki duruşma salonunda 5 gün sürmesi planlanan duruşmalar nedeniyle salon girişi ve içinde kolluk kuvvetlerince geniş güvenlik önlemi alındı.

Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, sanıklar, taraf avukatları, Sinan Ateş'in eşi müşteki Ayşe Ateş ve yakınları katıldı.

Mahkeme Başkanı Mehmet Güven, celse arasında cinayet anına ilişkin kamera kaydının bilirkişi raporunun geldiğini ve isteyen sanıkların rapora karşı beyanda bulunabileceğini bildirdi.

Bu arada duruşma salonuna basın kartı olmayan basın mensupları alınmadı. Avukatların sorusu üzerine bilgilendirmede bulunan Mahkeme Başkanı Güven, "Basın kartı olan kişiler ancak basın mensubu olarak kabul ediliyor. Basın kartının kime verilip verilmeyeceğine Cumhurbaşkanlığı karar veriyor. Bizim yetkimiz yok. Biz 'bu da basın mensubudur' deyip de yetkimizi aşamayız." dedi.

Bilirkişi raporuna karşı beyanda bulunan tutuklu sanık Doğukan Çep, "Selman Bozkurt sağ omzundan vurulduğu halde 'sol omzundan vuruldu' yazılmış. Yerden seken tozları, mandıra arabasını görüyor, arabanın içindeki görgü tanığını rapora yazmıyor. Bari bunları da yazsaydı." diye konuştu.

Tutuklu sanık Doğukan Çep'in avukatı Emine Tosun da bilirkişi raporunu kabul etmediklerini belirterek, "Selman Bozkurt solundan değil, sağından vurulmuştur. Ben söz konusu bilirkişi hakkında da suç duyurusunda bulundum ve bu bilirkişi raporunun reddedilmesini talep ediyorum." dedi. Diğer sanık avukatları da bilirkişi raporuna itiraz etti.

Ayşe Ateş: Mahkemenin vivdanıyla karar vermesini diliyorum

Duruşmayı, Sinan Ateş'in eşi müşteki Ayşe Ateş ve yakınları ile eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bazı milletvekilleri de izledi.

Mahkeme Başkanı Mehmet Güven, avukat taleplerine yönelik duruşma savcısına söz verdi. Savcı, avukat taleplerinin davaya katkı sağlayamayacağından reddine karar verilmesini istedi. Mahkeme heyeti, sanık avukatlarının, dosyaya giren cinayet anına ilişkin bilirkişi raporunun reddi ile bazı avukatların yeni tanık dinlenilmesi yönündeki taleplerini reddetti.

Başkan Güven, önceki celse sunulan mütalaaya ilişkin maktul Sinan Ateş'in eşi müşteki Ayşe Ateş'e söz verdi.

Adaletin gerçekleşmesini beklediklerini belirten Ayşe Ateş, "Benim öldürülen kocamın davası devam ediyor. İddia makamı, milletimizin devletimizin yani Cumhuriyetimizin temsilcisidir. Sayın mahkeme de Türk milleti adına karar verir. Cumhuriyetimiz ve milletimiz adına yetkili makamların karşısındayız. Devletimizin ayakta kalması için milletimizin birlik ve barışı, adaletin tecellisi her şeyden önemlidir." dedi.

Başkalarının ölmemesi için sabır ve acıyla adaletin gerçekleşmesi gerektiğini söyleyen Ayşe Ateş, şöyle devam etti:

"Keşke dememek için hakkaniyetli, hukuka uygun adaletin sağlanması en büyük arzumdur. Dünyadaki hiçbir şey insanın huzur ve mutluluk içinde Rabbine kavuşmasından daha önemli değildir. Ne mal, ne makam, ne de hırs sahiplerine bir şey kazandırmamıştır. Savcının mütalaasında aleyhimize olanları reddediyor ve mahkemenin vicdanıyla, adaletiyle, hukuka uygun karar vermesini saygıyla arz ve talep ediyorum."

"Oğlumun katilleri dışarda, azmettiricileri burada"

Maktul Sinan Ateş'in annesi müşteki Saniye Ateş, sanıkların yüzlerini görmek istemediğini belirterek, "Benim oğlumun katilleri dışarda, azmettiricileri burada. Bundan sonraki hayatları öyle bir zehir olsun ki analarının babalarının yüzüne bakamasınlar. Bizi yaktıkları yerlerden yansınlar aynı şekilde. Utanmadan insan içine çıkabileceklerse ben bunlara bir şey demiyorum. Ama yine de tekrar ediyorum benim oğlumun katilleri para için yaptılar. Benim oğluma vurulan kurşundan çok benim canımı hiçbir şeye acıtmaz. İki yavruyu yetim bıraktılar. Evlat acısıyla yansınlar. Allah'a havale ediyorum." ifadelerini kullandı.

Saniye Ateş beyanda bulunurken, izleyicilerden "Amin" diyerek yüksek sesle tepki veren kişi mahkeme başkanının talimatıyla tutanak tutularak dışarı çıkartıldı.

Maktul Ateş'in kardeşlerinden Selda Kazanç ise ne kadar sürerse sürsün davadan vazgeçmeyeceklerini ifade ederek, "Ahmet Yiğit Yıldırım, Olcay Kılavuz, İzzet Ulvi Yönter ve Ömer Şanlı, bunların hepsinin isimlerinin dava dosyasına girmesini istiyoruz. Sinan Ateş'i neden katlettiklerini çıkıp söyleyemiyorlar. Allah bize yaşattıklarının hepsini yaşatsın hakkımızı helal etmiyoruz ama adaleti görmek istiyoruz. Sinan'ın geri gelmeyeceğini biz biliyoruz bu davayı da hayatımız boyunca devam ettireceğiz, biz öldükten sonra çocuklarımız bu davayı devam ettirecek Sinan Ateş'in adı unutulmayacak." beyanında bulundu.

Sinan Ateş'in kardeşi Sevda Ateş de mahkemenin adaleti sağlayacağına inandıklarını belirterek, "Belki biz görmeyiz ama Allah'ın adaletinden sanıkların hiçbirisi kaçamayacak." dedi.

Müşteki Selman Bozkurt, adalete güvendiğini kaydederek, mahkemeden suçluların en ağır cezayı almasını talep etti.

Özgür Özel: Burada sadece tetikçiler var, azmettiricilerin bir kısmı Ankara'da bir genel merkezde oturuyor

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Ankara'da öldürülen eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş'in Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki duruşma salonunda görülen Sinan Ateş cinayeti davasını takip etmek üzere Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi'ne geldi. Özel, çıkışta Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş ile birlikte gazetecilere açıklamalarda bulundu.

Özel şunları söyledi:

Sinan Ateş cinayetinin karar günlerinde buradayız. Duruşmayı takip ettik. Ayşe Hanım'ın endişelerinin salona hakim olduğunu görüyoruz. Mahkeme ışık hızıyla karar vermeye çalışıyor. Burada sadece tetikçiler var. Esas azmettiricilerin bir kısmı üzerinde gizlilik kararı olan diğer dosyada. O dosya için 'aman takipsizlik verin' baskıları var. Orada Olcay Kılavuz ve çok sayıda siyasi var. Bir kısmı da Ankara'da bir genel merkezde oturuyor. Onlar o dosyada da yok. Onlar o dosyaya takipsizlik verip, bu dosyadaki tetikçilere de işte belli cezalar verip, nasılsa buradaki uyuşturucu satıcısı, gençleri zehirleyen, salonda bile kimi nasıl vurduğunu övünerek anlatan haysiyetsizler para karşılığı yatarlar. Diğer dosyadaki bağlantıları da kopartıp, kendileri görevlerine devam etmeye çalışıyorlar. Buradan bir kez daha Türk milletine, tüm halkımıza sesleniyoruz. Ankara'da, yani başkentte, 100 yıllık cumhuriyetin başkentinde bir cenaze var ve orada yatıyor. O cenazenin alınıp defnedilmiş olması, onun kanını yerden kaldırmıyor. Orada iki kız çocuğunun, acılı bir eşin kocası, acılı bir annenin evladı yatıyor. Orada Türkiye'nin vicdanı, orada ahlak, orada adalet yatıyor. Eğer siz, buradaki 3-5 torbacı katile ceza verip, aracıları görmezden gelip, esas azmettiricileri gerekli cezayı alıp hem kamu vicdanında, hem siyaseten, hem de hukuken cezalandırmazsanız bu iş olmaz. Bir daha buradan sesleniyoruz. Bu adalet ne zaman tecelli edecek? Katiller içeriye girince. Hangisi? O ikisi, o ikisi, o ikisi! Bunu Ayşe Hanım da biliyor, annesi de biliyor. Vicdan sahibi bütün siyaset arkadaşları da biliyor.

Duruşmaya sanık beyanlarıyla devam edildi

Eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş'in öldürülmesine ilişkin 22 sanıklı dava, sanık ve avukat beyanlarıyla devam edildi.

Duruşmaya verilen öğle arasının ardından, avukatların beyanlarıyla devam edildi.

Mahkeme Başkanı Mehmet Güven, dosyaya giren cinayet anına ilişkin raporu hazırlayan bilirkişi hakkında şikayet başvurusu yapıldığını, ancak Başsavcılık tarafından soruşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini söyledi.

Duruşmaya, esas hakkındaki mütalaaya karşı alınan avukat beyanlarının ardından tutuklu sanıklardan tetikçi Eray Özyağcı, Vedat Balkaya ve Suat Kurt'un beyanlarıyla devam edildi.

Tutuklu sanık Eray Özyağcı, kimseyi kasten öldürmediğini, amacının sadece yaralama olduğunu öne sürerek, şu beyanda bulundu:

Benim amacım öldürmek olsaydı Sinan'a ateş ederdim ve koşarak uzaklaşırdım. Ben kaldırımın orda bekledim. Üç el ateş ettim ayaklarına, yandaki arkadaşları da araçlara doğru hareket edince ben de can havliyle kol omuz bölgesini gözeterek ateş ettim. Benim niyetim öldürmek değildi. Niye hayatımı riske atayım? Zaten suçumu kabul ediyorum ama ben de buna göre hüküm verilmesini istiyorum. Algı operasyonları ve sözlere göre yargılanmak istemiyorum. Kamera kaydını izlediğiniz zaman benim niyetimi çok net anlayabilirsiniz. Benim amacım yaralamaktı. Selman'ın da kolunu hedef aldım, ölmesin diye.

Tutuklu sanık Özyağcı'nın beyanı sırasında, yüksek sesle, "Erkek gibi karşısına çıksaydın o zaman." diyen bağıran kişi, Mahkeme Başkanı Güven'in talimatıyla dışarı çıkarıldı.

Cinayet anında motosikleti kullanan sanık Vedat Balkaya, hakkındaki iddiaları reddederek, "Kullandığım motosikletin plakasının bantlı olduğunu iddia eden buraya iki tane yalancı tanık geldi. Tanık beyanları ve bu konudaki iddialar kesinlikle mesnetsiz ve iftiradır. Bunları reddediyorum. Bu olay benim gözümde basit bir alacak verecek meselesi, bunun ötesine geçmeyeceğini ben kendimce düşünüyordum. Fakat bunların olabileceğini bu tür bir olaya dönüşebileceğini ben düşünemedim. Bu yüzden plakayı kapatma ihtiyacı da duymadım." diye konuştu.

Tetikçi Eray Özyağcı'yı kaçırmakla suçlanan tutuklu sanık Suat Kurt da emniyetten, savcılık aşamasına kadar hep aynı ifadeyi verdiğini ve mütalaada aleyhine olan hiçbir şeyi kabul etmediğini söyledi.

Silahlı eylemi organize eden ve azmettirici olarak suçlanan tutuklu sanık Doğukan Çep, mahkemenin vereceği her karara saygı duyduğunu ve razı olduğunu belirterek, "Gönlüm rahat, vicdanım rahat. Ben Ankara'ya kimseyi öldürmeye göndermedim, gönderirsem gönlüm rahat olmazdı. Çünkü ben birinin ölüm emrini vermiş olacaktım. Bunu da yapsaydım zaten 'evet ben bunu öldürmeye gönderdim' derdim." dedi.

Cinayetin azmettiricisi olarak adı geçen tutuklu sanık Tolgahan Demirbaş, iddianameyi ve mütalaayı kabul etmediğini söyledi. Hakkındaki suçlamaları da reddeden Demirbaş, "Benim böyle bir olayın olacağından haberim yok. Maktulle aramda hiçbir husumet yok, tanışıklığım da yoktur. Benim azmettirici olduğumla alakalı bir tane somut delil bulunmamakta." savunmasını yaptı.

İddianameye göre, cinayet öncesinde keşif yapan Suat Kurt'un Ankara'da konakladığı evin sahibi tutuksuz sanık Zekeriya Asarkaya ise Sinan Ateş'in ismini bu olaya kadar hiç duymadığını, kandırıldığını iddia ederek, "Benim evime alacak verecek davası için geldiklerini söylediler, insan vurup gittiler. Ben başkasının işlediği suçun cezasını yatmak istemiyorum. Beraatimi talep ediyorum." dedi.

Suat Kurt'un Ankara'da kalacağı evi organize eden tutuksuz sanık Hakan Saraç da Sinan Ateş'i tanımadığını öne sürerek, "Sinan'ın bir damla kanında bir ortak iradem varsa o 4 çocuğumun ölüsünü ben göreyim. Suçsuzum. Beraatimi talep ediyorum." ifadesinde bulundu.

Davanın tutuklu sanıklarından avukat Serdar Öktem, iddianamenin gerçekleri yansıtmadığını öne sürerek, "16 ay iddianame bekledik. Benimle alakalı şüphenin emaresi yoktur." diye konuştu.

Diğer sanıklarda daha önceki beyanlarını tekrar ederek beraatlerini talep ettiler.

Duruşmaya, yarın savcının esas hakkındaki mütalaasına ilişkin tarafların beyanlarıyla devam edilecek.

 

AA, Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU