Mısır Müslüman Kardeşlerle uzlaşabilir mi?

Sisi döneminde grup ile bugünkü durumun tarihi emsallerinden ne farkı olacak?

Fotoğraf: AA

Mısır Devleti'nin ve tüm Mısırlıların Müslüman Kardeşlerle kalıcı bir barışa varması ve onun da Mısır'daki söyleminden, yıkıcı ve provokatif eylemlerinden geri adım atması mümkün mü?

Yoksa yapılabilecek en fazla şey bir süreliğine "ateşkes" sağlamak, iç ve dış, politik, güvenlik, ekonomik ve kalkınma açısından Mısır'ı çevreleyen diğer zorluklarla baş etmeye yönelmek mi?

Bir Müslüman Kardeşler üyesi hem gruptan olup hem de dini veya diğer farklılıklara bakılmaksızın sivil düşünceye ve ulusal birliğe inanabilir mi?

Bir Müslüman Kardeşler üyesi hem böyle olup hem de Hasan el-Benna, Seyyid Kutub, Mustafa Meşhur, Zeyneb el-Gazali ve Muhammed Kutub'un fikirlerini reddedebilir mi?

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bu sanki bir komünistin size ben komünizmden vazgeçtim, Marx ve Engels'e inanmıyorum ama komünist olarak kalmayı sürdürüyorum demesi gibi.

Al-Arabiya kanalı, geçen günlerde Türkiye'den yayın yapan Al-Sharq uydu kanalından bir gazeteci olarak tanımladığı Macid Abdullah'ın kendi YouTube kanalından yaptığı bir yayından şunu aktardı:

Londra'da ikamet eden ve Müslüman Kardeşler Mürşidi'nin vekili Salah Abdulhak'ın yardımcısı Hilmi Cezzar, kendisinden resmi olarak kanalı aracılığıyla İhvan'ın "yaklaşık 15 yıl" (neden bu sayı bilmiyorum) siyasetten uzak durması karşılığında, Mısır'daki yetkililerden grubu affetmelerini isteyen bir mesaj iletmesini istemiş. Aynı zamanda cezaevinde bulunan üyelerinin serbest bırakılmasını da talep etmiş.

Cezzar'ın çağrısı, Al Arabiya kanalındaki "Müracaat" programının konuklarına benzer şekilde Al-Arabiya.net'in Mısır hapishanelerindeki grup üyelerinden Müslüman Kardeşler'den ayrılma ve beraat talebinde bulunan bir mektup almasından birkaç gün sonra geldi.
 


2019 yılında da Mısır'daki Müslüman Kardeşler gençliği devletle uzlaşma girişimi başlatmıştı.

Bu Mısır'daki yetkililerle ilk uzlaşma girişimi mi?

Gerçek şu ki, Müslüman Kardeşlerin Mısır'daki yetkililerle ilişkileri, kraliyet döneminden bu yana, siyasetin sularının hareketine ve dalgalarına göre gelgitliydi.

Saray ve Mürşid arasındaki iş birliği aşamalarının ardından ilişki çatışmacı bir hal aldı ve işler önce İhvan'ın feshedilmesine, daha sonra grubun dönemin başbakanı Nukraşi Paşa'ya suikast düzenlemesine, ardından da Hasan el-Benna'nın bizzat sarayla bağlantılı olduğuna inanılan bir milis tarafından öldürülmesine kadar vardı.

İhvan Hür Subaylar ile de müttefikti, ardından Abdunnasır ile çatıştı ve hikâyenin geri kalanı biliniyor. Sedat döneminde grup rejim ile aylar süren bir balayı yaşadı ve ardından aralarında Sedat'ın suikastıyla sonuçlanan çatışma çıktı.

Mübarek döneminde grup, Sedat ile yaşadığı gibi olmasa da her halükârda bir balayı olan bir dönem yaşadı.

Bu da Müslüman Kardeşleri Halk Meclisi'ne milletvekili göndermeye itti ve ardından meşhur "Arap Baharı" çatışması yaşandı.

Sisi döneminde grup ile bugünkü durumun tarihi emsallerinden ne farkı olacak?

Dahası yukarıda geçenler "bireyin" kendini gözden geçiremeyeceği, fikirlerini yoklamayacağı, kendini gruptan ayıramayacağı anlamına da gelmiyor.

Bu oldu, oluyor ve her zaman da olacak. Biz bireyden değil, "gruptan" bahsediyoruz.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU