İsrail Ordu Sözcüsü Daniel Hagari’nin Hamas Hareketi tarafından yayınlanan bir video kesitinin güvenilirliğini sorgulayan açıklamaları, birçok İsraillinin öfkeli tepkisine yol açtı ve geri teperek kendi güvenilirliğinin sorgulanmasına kapı araladı. Hamas Hareketi tarafından yayınlanan video kesitinde, Yossi Sharabi ve Itay Svirsky adlı iki İsrailli rehinenin saklandıkları binanın İsrail tarafından bombalanmasından sonra hayatını kaybettiği gösterilmişti.
Haaretz’in adli işler muhabiri Yasmin Levy, savaşın başında Hagari’nin yüksek düzeyde bir güvenilirliğe sahip olduğunu, ancak yalanlar nedeniyle güvenilirliğinin büyük ölçüde azaldığını belirtti.
Hamas iki video kesidi yayınlamıştı. Pazar günü yayınlanan ilk videoda, üç İsrailli rehinenin (Sharabi, Svirsky ve Argamani) Başbakan Binyamin Netanyahu’ya kendi sesleri ve görüntüleri ile Arapça bir şekilde seslenerek serbest bırakılmalarını sağlaması için yalvardıkları görülüyordu. Video kesitinde rehineler, sağlık ve beslenme açısından ne kadar büyük zorluklar yaşadıklarını ve canları için son derece endişeli olduklarını anlatıyorlardı. Hamas, bu kişilerin başlarına gelenleri göstermek için ertesi gün ikinci bir video yayınlayacağını duyurmuştu.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Pazartesi günü Hamas, söz verdiği gibi ikinci videoyu yayınlamıştı. Söz konusu videoda Argamani, iki rehinenin “İsrail ordusunun hava saldırılarında” öldüğünü söylüyordu. Argamani, “Sharabi ve Svirsky ile birlikte bir binadaydım. Bina, güçlerimize ait bir F-16 uçağı tarafından üç füze ile bombalandı. İki füze patlarken biri patlamadı” ifadelerini kullanıyordu. Yanlarındaki Kassam Tugayları üyelerinin kendisini ve yanındaki iki rehineden birisini kurtarabildiklerini, ancak diğerinin hayatını kaybettiğini anlatıyordu. Argamani, günler sonra sağ kalan rehine ile birlikte Kassam Tugayları tarafından başka bir yere götürüldüğü esnada İsrail kuvvetlerinin açtığı ateş sonucu yanındaki rehinenin de öldüğünü söylüyordu.
İsrail medyası iki videoyu yayınlamadı
İsrail medyası her zamanki gibi, Hamas’ın yürüttüğü psikolojik savaşı desteklemek istemediğini gerekçe göstererek otosansür nedeniyle bu iki videoyu yayınlamadı. Ancak iki video da yabancı medyanın yanı sıra sosyal ağlara sızdı. Bu durum, kurbanların aileleri arasında öfkeye ve rehinelerin hayatlarıyla ilgili büyük endişelere neden oldu. Ancak Hamas’ın iddiasını sorgulamaya başlayan İsrail Ordu Sözcüsü, pazartesi günü yaptığı açıklamada, iki rehinenin akıbetiyle ilgili ciddi endişelerin bulunduğunu, ancak hareketin iddialarının aksine her ikisinin de İsrail ateşiyle öldürülmediğini söyledi. Sözcü Hagari, Hamas’ın son video kaydında yer alan rehinelerden birinin Itay Svirsky olduğunu belirtti. Ancak ailesinin isteği üzerine ikinci şahsın ismi veya diğer detaylara değinmedi. Hagari, “Güçlerimiz Itay’e ateş açmadı. Bu Hamas’ın yalanıdır. Tutuldukları bina hedef olmamıştır ve güçlerimiz tarafından saldırı düzenlenmemiştir” dedi. Yakın bölgelerin hedef alındığını belirten Hagari, “İçinde rehine olduğunu bildiğimiz bir yere saldırmayız” diye konuştu.
Gallant, Hamas’ı “psikolojik saldırılar” düzenlemekle suçladı
İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, Hamas’ın Gazze’deki İsrailli rehinelerin akıbetine ilişkin “psikolojik saldırılar” gerçekleştirdiğini söyledi. Gallant, düzenlediği basın toplantısında, ordunun rehinelerin ailelerine yardım sağladığını ve onları bu meseledeki gelişmeler hakkında bilgilendirdiğini kaydetti. Gallant, Hamas’ın İsrail ordusundan “güçlü bir darbe aldığını” vurgulayarak, “Elinde geriye rehinelerin aile üyelerine psikolojik saldırılarda bulunarak İsrail toplumunun hassas sinirlerine dokunmak kaldı” dedi. Rehineleri serbest bırakmanın tek yolunun Hamas’a ekstra “askeri baskı” uygulayarak savaşmak olacağını vurgulayan Gallant, “Askeri baskı olmadan kimse bizimle konuşmaz. Askeri baskı olmadan hiçbir anlaşmaya varmayı başaramayız” dedi.
Halk, bakanın ve sözcünün anlattıklarına inanmadı
Ancak Gallant ve Hagari’nin bu açıklamaları ters tepti ve halk anlattıklarına inanmadı. Yasmin Levy, “İsrail 100 gündür Hamas’ın terör niteliğindeki psikolojik savaşından muzdaripken, ordu sözcüsü ve onun hikayesini tekrarlayanlar inandırıcılıklarını kaybediyorlar. Bir şeyleri nasıl çarpıttıklarını fark etmemek zor” dedi. Gazetecileri, özellikle de ordu sözcüsünün temsilcileriymiş gibi davranmaya başlayan, onun anlattıklarını tekrarlayan, zor sorular yöneltmeyen, ellerindeki bilgileri araştırmayan ve gerçek bir görüntü yayınlamaya çalışmayan askeri muhabirleri de eleştirerek şöyle sordu:
Hagari, Hamas’ın anlattıklarının yalan olduğunu nereden biliyor? Ordu konuyu araştırdı mı? Kanıtı var mı? Eğer elinde böyle bir araştırma yoksa nasıl bu kadar emin konuşabiliyor? Ordu, rehinelerin bulunduğu binayı bombalamadığını nasıl söyleyebilir? Ordu gerçekten rehinelerin nerede olduğunu bilip, onları bombalamaktan kaçındı mı? Biliyorsa neden onlar için bir kurtarma operasyonu yapmadı?
Yasmin Levy, Savaş Kabinesi üyesi eski Genelkurmay Başkanı Gadi Eisenkot’un cumartesi gecesi gerçekleştirilen (ve dün gece açıklanan) kabine toplantısında halka açık sözlü olunması çağrısında bulunan açıklamalarına dikkat çekti. Eisenkot, “Kendimize yalan söylemeyi bırakmalı ve cesaret göstererek rehineleri geri getirecek büyük bir anlaşmaya yönelmeliyiz” demişti. Eisenkot, “Körler gibi aynı tutumla savaşa devam etmenin hiçbir anlamı yok. Kritik bir dönemden geçiyoruz ve kaçırılanlar için her geçen gün bir tehlike oluşturuyor” diye konuşmuştu.
Eisenkot’un sözleri başbakan için sarsıcı oldu ve sızdırıldığında siyasi camiayı salladı. Ancak Likud liderleri, oğlunu ve yeğenini savaşta kaybettiği için onu hedef almaktan kaçındı. Yine de “Netanyahu’nun sosyal ağlardaki ordusu” ona merhamet etmedi. Onu karnından konuşmak ve muvazenesini kaybetmekle suçlamaya başladılar.
Yasmin Levy, ordu ile halk arasındaki güvenin sadece bu olay yüzünden kırılmadığını vurgulayarak, “Rehineler Hamas’ın elinde olduğu sürece İsrail toplumu içeriden çatırdayacaktır ve bu, Hamas’ın etkili şekilde kullandığı bir silahtır” dedi.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.