Latin Amerika dünya nüfusunun yüzde 8’ine ev sahipliği yapıyor olsa da 2016 verileri dünya genelinde işlenen cinayetlerin üçte birinin bu bölgede yaşandığını gösteriyor. Rakamlar günde 400, yılda yaklaşık 146 bin cinayet vakasının meydana geldiğini ortaya koyuyor. Kanlı olayların dağılımında ülkeler arasında da farklılıklar görülüyor.
Nüfus açısından bölgenin ikinci büyük ülkesi Meksika’da 2018’de 33 bin 753 cinayet işlendi, 2019’un ilk yarısına gelindiğindeyse cinayet sayısı 17 bin 142’yi buldu.
En kalabalık nüfusa sahip Brezilya’daysa 2017-2018 yıllarında 51 bin 589 cinayetin işlendiği kayıtlara geçti.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Bölge genelinde cinayet oranları, nüfus artış hızının (yüzde 1,1) üç katına çıkarak geçen 10 yılda yüzde 3,7 artış gösterdi.
Business Insider’a konuşan Brezilya Igarape Enstitüsü’nden araştırma direktörü Robert Muggah, “Burası heterojen bir bölge. Cinayetler açısından Şili’den Meksika, Venezuela ve Brezilya’ya kadar farklılıklar görülüyor” diyor.
“Cinayetleri açıklayan tek bir faktör yok” diyen Muggah, bu tür vakalarla ilişkilendirilebilen 10 sebebi şöyle sıralıyor:
1. Gelir eşitsizliği
Muggah’a göre “Gini endeksiyle ölçülen gelir eşitsizliğiyle cinayetler arasında güçlü bir ilişkilendirme” yapılabiliyor. Dünya genelinde Gini eşitsizlik ölçümlerine bakıldığında Latin Amerika, yeryüzünde en çok eşitsizliğin yaşandığı 20 ülkeden 15’ini kapsıyor.
Bölgedeki hükümetler bu açığı kapatmaya ve maddi destek için belli kriterleri karşılayan yurttaşlarına şartlı nakit transferi gibi önlemlerle yoksulluğun üstesinden gelmeye çalıştı.
Petrol satışı gibi ihracat kalemlerinden elde edilen yüksek kazançlar, bu ülkelerde hükümetlerin 2000'lerde eşitsizliği azaltmalarına katkı sundu. Ancak eşitsizlikler devam ediyor ve yakın zamanda bölgede görülen ekonomik yavaşlama daha önceki kazanımları da riske atıyor.
2. İşsizlik
Latin Amerika’da işsizlik oranları hayli yüksek. Bölge bazında rakamlar yüzde 30’u gösteriyor. Diğer yandan meslek sahibi gençlerin önemli bir kısmı düşük kaliteli işlerde çalışıyor.
Bilhassa gençler arasında işsizliğin bu kişileri suça yöneltebileceği belirtilirken, Muggah “Genç işçiler arasında böylesi yüksek rakamları gördüğünüzde bunun suça götürebileceğini anlıyorsunuz. Brezilya’da işsizlikte yüzde 2’lik her artış, cinayet olaylarında yüzde 1’lik yükselişi beraberinde getiriyor. Arada epey doğrusal bir ilişki var” diyor.
3. Kalitesiz okul eğitimi
Muggah, “Okula kayıt seviyeleri düşük, eğitim kalitesi zayıf ve derslere devamsızlık seviyesi çok yüksekse şiddet oranlarının yüksek olma eğilimi vardır” derken, bu faktörlerin ABD dahil birçok ülke için de geçerli olduğunu ekliyor.
Düşünce kuruluşu Dış İlişkiler Konseyi’nin Latin Amerika Araştırmaları bölümünden Shannon O’Neil’e göre mesele eğitim harcamaları değil. Zira bölgede milli eğitime yapılan harcamalar, ABD ve Avrupa Birliği’nde (AB) görüldüğü gibi Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın (GSYİH) yüzde 5’ine karşılık geliyor. Ancak bu paranın büyük bir kısmı ilk ve orta dereceli okullardan ziyade üniversitelere ayrılıyor, devlet ödenekleri zenginlere gidiyor ve bir kısmı da yolsuzluk nedeniyle eriyip bitiyor.
4. Suçların cezasız kalması
Latin Amerika’da faillerin işledikleri suçlar nedeniyle hesap vermemesi yaygın görülüyor. Muggah’a göre bölgede işlenen cinayetler çeşitlilik gösterse de “öldürmenin bedeli” genellikle çok az ödeniyor.
Bölgede 100 cinayetin yalnızca 20’sinde mahkumiyet kararı çıkarılıyor. Bunun dünya ortalamasıysa yüzde 43’ü buluyor.
Muggah, “Brezilya’yı ele alalım. Bu ülkede 100 cinayetin yalnızca 8’i mahkumiyet kararıyla sonuçlandı. Bazı şehirlerde bu oran yüzde 4-5’e kadar düşüyor. Tam tersine Japonya’daysa cinayetlerin mahkumiyetle sonuçlanma oranı yüzde 98” diyor.
Suçların cezasız kalması, polis teşkilatı ve ceza adaleti sistemi hakkındaki genel algıyı zedeliyor ve bu durum bölge genelinde salgın hale gelme eğilimi gösteriyor.
5. Anlaşmazlıkları şiddetle çözmeyi hoş görme
Latin Amerikalıların bunu “şiddet kültürü” olarak adlandırdığını söyleyen Muggah, “Suçların cezasız kalması ve hizmet dağıtımının yetersiz oluşu nedeniyle insanlar sorunlarını kendi yöntemleriyle çözme ve adaleti kendilerine göre yerine getirme eğilimi taşıyor” diyor.
Bilhassa Brezilya ve Meksika’da milis oluşumlarının arttığını vurgulayan Muggah, “Bunu 1990’lar ve 2000’lerde Kolombiya’da görmüştük” diye hatırlatıyor.
Bu tür gruplar, suç örgütlerinin çokça bulunduğu ve polislik faaliyetleri başta olmak üzere devlet hizmetlerinin ya zayıf kaldığı ya da hiç olmadığı Meksika’nın güneybatısında artıyor. Meksika’da cinsiyet temelli cinayetlerde kadınların ve kız çocuklarının öldürülmesinde “kendi adaletini dayatmak” isteyenlerin karıştığı şiddet olayları ve “çete hukuku” anlayışı da hızla yükseliş gösteriyor.
6. Kayıt dışılık ve devletin zayıflığı
Latin Amerika’daki yüksek suç seviyelerinin, “cinayetler ve kayıt dışılığın yanı sıra devletlerin kontrolü sağlama ve güçlü kurumsal tepkiler vermede yetersiz kalmasıyla” ilgili olduğunu belirten Muggah, “Parası olanın özel güvenlik satın alıp etrafını bu kişilerle çevirebildiği ve yüksek duvarlar, çitler, dikenli teller inşa edebildiği, gücü yetmeyenin de ancak kendini geçindirebildiği” bir tablo çiziyor.
7. Çarpık kentleşme
Latin Amerika ülkelerinde birçok kişi şehirlerde ya da dış mahallelerde yaşıyor. Söz konusu yerleşim alanlarının önemli bir kısmını ya iyi inşa edilmemiş yapılar ya da derme çatma meskenler oluşturuyor ve kenara itilmiş bu bölgelerde yaşam sürenler, devlet yetkilileri tarafından görmezden geliniyor.
Latin Amerika’nın kentleşme sürecini çok hızlı yaşadığını kaydeden Muggah, “Dünyanın hiçbir yerinde bu kadar hızlı bir kentleşme olmamıştır. Sao Paulo (Brezilya) nüfusuna 25 yılda 8 milyon kişi eklendi. New York’un bir milyon kişilik şehir olması 150 yılı bulmuştu” diye konuşuyor.
8. Organize suç örgütlerinde artış
Meksika ve Orta Amerika’da kartellerden, hapishane çetelerinden, sokak çetelerinden, uluslararası çetelerden ve benzerlerinden, paramiliter uyuşturucu mafyalarına ve kumarhane haraççılarına kadar çok sayıda organize suç örgütü bulunuyor.
En büyük organize suç örgütleri arasında Brezilya’daki Kızıl Komutanlık ve Başkent Birinci Komutanlığı (PCC) adlı gruplar yer alıyor. Uyuşturucu ticaretini ellerinde tutan bu iki örgütün, karşılıklı hesaplaşmalarını ülkenin aşırı kalabalık cezaevlerinde yapması, bu yerleri dünyanın en şiddet dolu hapishaneleri haline getiriyor.
Meksika'daysa suç örgütlerinin başında, dünyanın yakından tanıdığı Sinaloa karteli geliyor. Ancak son yıllarda otoritelerden gelen baskı arttıkça ve daha büyük gruplar parçalandıkça bu tür kartellerin sayısı da artış gösteriyor. Uluslararası uyuşturucu kaçakçılığı gibi karmaşık operasyonlardan yoksun bu küçük gruplar, çoğu zaman haraç toplamak gibi yerel suçlara yönelerek Meksika'da şiddeti artırmaya “katkı” sunuyor.
Sol gerilla hareketleri, sağ paramiliter örgütler ve suç kartelleriyle adından söz ettiren Kolombiya’da bu tabloya bir de uyuşturucu ticareti ekleniyor. ABD kökenli MS-13 gibi çetelerse şimdilerde genelde Orta Amerika ülkeleri, özelde Honduras ve El Salvador’da hüküm sürüyor.
9. Uyuşturucu ticareti
Uyuşturucu ticareti hangi seviyede olursa olsun Latin Amerika’da suç ve şiddetle yakından ilgili olarak değerlendiriliyor.
“Bölgenin en büyük kokain üreticileri Peru, Bolivya ve Kolombiya’ya ev sahipliği yaptığını” söyleyen Muggah, dünyanın en büyük kokain pazarının olduğu Rio’da kilo başı fiyatın 5-6 bin dolar (28 bin-34 bin TL) civarında olduğunu, New York’taysa bu fiyatın 25-30 bin dolar (143 bin-170 bin TL) seviyesine kadar çıktığını belirtiyor.
Muggah ayrıca, “Bu, bir polis memurunun ayda 500 ila bin dolar arasında para kazandığı bir bölgede inanılmaz kazançlı bir iş” diye ekliyor.
10. Silah ve alkol
Muggah, alkol, silah ve şiddet arasındaki bağlantının zaman ve mekanın ötesinde “değişmez faktör” olduğunu söylüyor.
Bu arada Meksika’da yasal tek bir silah mağazası varken, ABD’de federal lisanslı satıcı sayısının 120 bini bulduğu belirtiliyor. Neticeyse ABD’den Meksika’ya her yıl yaklaşık 120 bin silahın giriş yapması oluyor.
Brezilya Federal Polis Teşkilatı’nın Aralık 2017 bulgularına göre, ABD yasa dışı yoldan ateşli silah sağlayan en büyük tedarikçi konumunda yer alıyordu. Ancak Muggah’a göre büyük silah üreticisi ülkede Brezilyalıların büyük çoğunluğu Brezilya yapımı silahlarla öldürülüyor ve bu silahların çoğu kara borsadan elde ediliyor.
Dünya genelinde silahla işlenen cinayetlerin oranı yüzde 40'ı, Avrupa’da yüzde 20’leri bulurken, Latin Amerika’daysa bu oran ortalama yüzde 75’e ulaşıyor.
2018 tarihli bir rapor da Latin Amerika’da alkol satışının yüzde 15’inin yasa dışı yapıldığını gösterirken, bu oran Meksika’da yüzde 42,5’e kadar çıkıyor.
Independent Türkçe için derleyen: Elvide Demirkol
© The Independentturkish