Petroleum Economist’te Simon Watkins imzasıyla yayımlanan “Çin ve İran Stratejik Ortaklığı Geliştiriyor” başlıklı analizde, söz konusu iki ülke arasında artan işbirliğine dair dikkat çeken iddialara yer verildi.
İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, 2016’da imzalanan Çin-İran kapsamlı stratejik ortaklık anlaşmasına dair yol haritasını sunmak üzere ağustos ayı sonunda Çinli mevkidaşı Wang Yi’ye bir ziyaret gerçekleştirmişti.
Petroleum Economist’e konuşan İran Petrol Bakanlığı’na yakın üst düzey bir kaynağa göre, söz konusu görüşmede iki ülke arasındaki daha önceki mutabakatlardan birçok noktayı içeren 25 yıllık bir anlaşmaya varıldığı ve bunun petrol ve doğal gaz sektörü açısından küresel terazide önemli bir değişime yol açabileceği belirtiliyor.
Anlaşmanın temel noktasını, Çin’in İran’ın petrol, doğal gaz ve petrokimya sektörlerinin gelişmesi için bu ülkeye 280 milyar dolar (yaklaşık 1,6 trilyon TL) yatırım yapması oluşturuyor. İran’ın taşımacılık ve üretim altyapılarını geliştirmek için Çin'in ayrıca 120 milyar dolarlık (686 milyar TL) yatırım yapması öngörülüyor.
Diğer avantajların yanı sıra Çinli firmalara yeni, duraklatılmış ya da tamamlanmamış petrol ve doğal gaz alanındaki gelişmelerle ilgili teklif vermede öncelik tanınacağı da dile getiriliyor
Adını saklı tutmak kaydıyla konuşan İranlı kaynak, “Varılan anlaşma, Çin’in projelerini korumak için sahada 5 bin kadar Çinli güvenlik personelinin konuşlandırılmasını içeriyor. Petrol, doğal gaz ve petrokimyasalların İran’dan Çin’e taşınması sırasında koruma amaçlı ilave personel ve materyal sağlanacak. Anlaşma bu iş için gerektiğinde Basra Körfezi’nin kullanılmasını da kapsıyor” dedi.
Yapılan analizde Çin’in İran kaynaklı petrol, doğal gaz ve petrokimya ürünlerini yüzde 12’ye kadar indirimle alabileceğini ileri sürülürken, yeni anlaşmanın Pekin’in aldığı ürünler için ödemeleri iki yıla kadar erteleme hakkı tanıdığı da kaydedildi.
Bu arada Çin’in ödemeler için Afrika ve eski Sovyetler Birliği ülkelerinde yaptığı ticaretten elde ettiği ve yumuşak para birimi olarak da bilinen talebi düşük para birimlerini kullanacağı, dolayısıyla Çin’den İran’a ödeme işlemlerinde Amerikan Doları’nın kullanılmayacağı belirtildi.
İranlı kaynak, bankalar arasında Halkbank'ı da saydı
İranlı yetkili, “Bu yumuşak para birimlerinin, değişim değeri yüksek para birimlerine çevrildiği bir döviz kuru göz önünde bulundurulduğunda İran dost Batılı bankalardan -Almanya’da Europäisch-Iranische Handelsbank, Avusturya’da Oberbank ve Türkiye’de Halkbank- temin edebilir” diye ekledi.
Anlaşmanın diğer önemi bir yönü de tarihi İpek Yolu’nu canlandırarak Pekin’den Londra’ya kadar kesintisiz bir ticaret yolu oluşturmayı hedefleyen Çin’in önderliğini yaptığı “Kuşak ve Yol Projesi”ne sunacağı katkı. Zira yol haritasında altı çizilen yatırımların Çin’in bu stratejisine de uyum sağladığı kaydedildi.
İranlı kaynak ayrıca, Pekin'in Çin'deki imalatçılarla aynı özelliklere ve operasyonlara sahip fabrikalar oluşturmak için İran'daki düşük maliyetli işgücünü kullanmayı planladığını söyledi.
Neticede elde edilen ürünlerin, Batılı pazarlara Çin’in İran’ın ulaşım altyapısında artan katkısıyla birlikte inşa edilen ya da desteklenen rotaları izleyerek ulaşacağı ifade edildi.
İranlı kaynağa göre, İran’da petrol, doğal gaz ve petrokimya alanlarına ev sahipliği yapan ve Ankara’ya uzanan boru hattının başlangıç noktası olan Tebriz kenti, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nin başkenti Urumçi’yi İran’ın başkenti Tahran’a bağlayan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkmenistan’ı kapsayan ve daha sonra Türkiye üzerinden Avrupa’ya uzanan 2 bin 300 kilometrelik Yeni İpek Yolu’nun dayanak noktası olacak.
© The Independentturkish