Göç, yeni uluslararası düzenin yönelimlerini nasıl etkiliyor?

Ekonomik boyutuna rağmen göç meselesi, ABD gibi bazı ülkelerin küresel sistemde varlıklarını öne sürme çabaları içerisinde güçlü bir şekilde mevcut olan siyasi bir yaklaşım

Küçük çocuklu göçmen aileler, kendilerini götürecek ABD Sınır Devriyesi botunda sıra bekliyor / Fotoğraf: AFP

Son yıllarda dünya genelindeki tüm ülkelerde yasal ve yasa dışı göç dalgaları bir dizi ana faktörün sonucu olarak günden güne yaygınlaşıyor.

Bu da insanları, siyasi istikrarsızlık devam ederken ülkelerini terk edip başka ülkelere gitmeye, iş fırsatları aramaya ve daha iyi bir yaşam peşinde koşmaya teşvik ediyor.

Arap ülkelerinin yurt dışına verdiği göç verilerine bakıldığında son yıllarda 32,8 milyon kişinin Arap ülkelerinden göç etmiş veya göç etmek zorunda kalmış olduğu görülüyor.

Arap ülkelerinden gelen mültecilerin oranı, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin (UNHCR) görev alanı kapsamındaki toplam mültecilerin yüzde 43'üne ulaştığından, Arap mülteciler sayı bakımından öne çıkan bir grubu temsil eder.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Farklı uygulamalar

Göç konusunun konforlu ve refah seviyesi yüksek bir yaşam için büyük ülkelerin sunduğu fırsatların yanı sıra, pek çok nedenden kaynaklandığı açık.

Bunların en önemlileri güvenlik ve ekonomik boyutlar. Bu hususta birkaç farklı uygulama örnek verilebilir.

Birincisi, en iyi insan kaynağından yararlanma çabasının yanı sıra, iş gücü piyasasının ihtiyaç duyduğu yetenek ve potansiyele sahip olanlara kapılarını açan cazip ülkeler.

ABD ve Avrupa ülkeleri, bu politikaya erken başladılar ve göç edilen ülkeler açısından cazip hale geldiler.

Bunun için sıkı kontroller ve standartlar oluşturdular. Şüphesiz bu, rastgele göç, periyodik göç ve diğerleri de dahil olmak üzere bir dizi çoklu prosedür aracılığıyla yapılan çalışmalara ek olarak, düzenleyici kurallar, sistemler ve mevzuat yoluyla göç olaylarının düzenlenmesi de dahil olmak üzere çeşitli yollarla gerçekleştirilir.

Belki Avrupa mevzuatı bu bağlamda farklılık gösterebilir, ancak sonuçta Avrupa dışındaki vatandaşlar için, özellikle de ABD veya Avrupa'nın iç kesimlerine gerçek bir yük oluşturan unsurlar için kısıtlayıcı hale geldi.

Belki de bu, ABD ile komşu ülkeler arasındaki ilişkilerde yaşanan gerilimi ve Meksika ile olan sınır duvarını, konunun siyasi ve ekonomik olarak nasıl kullanıldığını açıklıyor.

İkincisi, nüfusu az olduğu için kapılarını açan İsveç, Norveç, Danimarka gibi İskandinav ülkeleri ve Baltık ülkeleri gibi uluslararası unsurlar arayan ve çeşitli prosedürlerle ve önlemlerle göçe kapı açan ülkeler.

Bu ülkelerin sorunu, konumları gereği artık uluslararası ve bölgesel stratejilerin çemberinde dolaşıyor olmaları.

Güvenlik ve stratejik istikrar arayışı, bu ülkelerin nüfuslarını geliştirme eğiliminde olduklarına dair işaretler verebilir ve bunun kayda değer bir etkisi olabilir.

Ülkeler aynı zamanda göçmenleri belirli kazanımlar elde etmek ya da diğer ülkelerin politikalarına itirazlarını ifade etmek için bir baskı kartı olarak da kullanmışlardır.

Bu örnekte, Ankara'nın Avrupa Birliği'ne (AB) gitmek isteyen göçmenlere Yunanistan ile sınırlarını açtığını duyurduğu Türkiye senaryosunu bulacağız.

Üçüncüsü, nüfus oranlarını artırmak ve göçe kapı açmak isteyen ülkelerdir. Söz konusu ülkeler bunu özellikle ekonomik kaynaklarının çeşitliliğiyle gerçek bir dengesizliğe izin vermeyen sıkı ve disiplinli bağlamlarda duyuruyorlar.

Bu noktada, tüm dünya ülkelerini endişelendiren yasadışı göç sorununun, özellikle olayın kendi istikrarları üzerindeki etkilerinden korkan büyük ülkeler tarafından, birçok uluslararası ve bölgesel çözümü gerektirdiğini belirtmek mümkün.

Ortadoğu'da hareket, ikamet ve ardından daimî yerleşme kurallarını düzenleyen ülkeler de dahil olmak üzere bazı ülkelerin beklediği şey budur.

Bu, uluslararası sistemin halen istikrarsızlıktan mustarip olduğu gerçeğinin de gösterdiği gibi, dünyada meydana gelen gerçek gelişmelerle yüzleşmek için kullanılabilecek bir silah olarak göç olgusunu ele alma konusunda gerçek bir yaklaşım olarak yorumlanabilir.

Bu, artık özellikle dünya ülkelerine gidiş-dönüş kısıtlamalarının mevcut olması nedeniyle, iş yapma ve organize etme konusunda gerçek kuralları, sistemleri ve mevzuatı gerektirir.

Ancak asıl sorun, başa çıkma mekanizmalarındadır ve ister iç çatışmalar ister felaketler vb. nedeniyle yer değiştirme hareketlerinin hedefi haline gelen bazı ülkeler var.

Bu durum Mısır, Türkiye, Ürdün gibi Ortadoğu ülkelerinin bir dizi prosedürle hedef haline gelmesine neden oldu.

Belki Libya ve Sudan örneğinde yaşananlar bunun kanıtıdır. Bazı Afrika ülkelerinin vatandaşları da önce kuzeye, İsrail'e, oradan da Avrupa'ya yöneliyor.

Bu nedenle İsrail, sınırlarında sızanlar için bir şehir kurdu ve orada göç ve hareket koşullarını belirledi.


Önemli modeller

Bir başka örnek, Kuzey Afrika'daki Avrupa sınırlarında, özellikle de Fas'ın kuzeyinde İspanyol kontrolünde bulunan Ceuta (Septe) bölgesinde yaşanan krizdi.

Faslı yetkililerin bölge üzerindeki kontrollerini azaltmasının ardından binlerce kişi, Melilla bölgesi ile birlikte AB'nin Afrika ve Fas ile tek kara sınırını oluşturan bölgeyi ayıran sınırı geçti.

Akdeniz ülkeleri, Doğu Avrupa'dan gelen ikinci sınıf Avrupa ülkelerinin vatandaşlarıyla ilişkilerde bile göç için zor koşullar yaratıyor.

AB konuyu organize etti. Ancak dünyanın birçok ülkesinde, özellikle de göç alan ülkelerde sınır kontrolü gerektiren yasa dışı göç veya yasa dışı hareket alanında, göç ve hareket süreçlerinde sorunlar halen kendini gösteriyor. 

Göç meselesi aynı zamanda belirli siyasi pozisyonları meşrulaştırmak veya çatışan taraflar arasında kazanç elde etmek için de istismar ediliyor.

Göçmenleri kendi iç hareketlerinin bir parçası olarak sömürmeye ya da politikalarını meşrulaştırmaya çalışan başka ülkeler de var.

Bu bağlamda AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, üye ülkeler arasındaki kültürel farklılıklar ve uzun vadede ortak bir politikaya ulaşamamaları nedeniyle göçün AB için parçalayıcı bir güç olabileceğini söyledi.
 


Gerçek etkiler

Dolayısıyla göç dosyasında yaşananların etkileri, ülkelerin çıkarlarını ve ittifaklarını bu bağlamda inşa etmeleri de dahil olmak üzere, bununla başa çıkmaya yönelik iktidar yaklaşımlarında görülüyor.

Bazı ülkeler arasında, İsrail de dahil olmak üzere, güvenlik istikrarsızlığının bir sonucu olarak karşı göç olgusundan ya da Avrupalı unsurların ABD'ye hareketinden korkuluyor.

Bu durum, özellikle bu vatandaşların maruz kaldığı çekici unsurlar nedeniyle, büyük ülkeleri vatandaşlarından mahrum bırakabilir.

Asıl sorun, bizi göç konusuna öncelikle politik ve stratejik bir yaklaşımla bakmaya iten temel yönetim dengeleriyle bağlantılı.

İkinci planda ise ülkelerin nüfusunu artırabilecek, yeteneklerini geliştirerek göç oranlarını yönlendirebilecek çıkarların kapsamlı güç hesapları çerçevesinde oluşturulması var.

Diğer bir temel sorun, yeni insan gücü arayan Baltık ülkeleri ve Orta Asya cumhuriyetleri gibi ülkelerde olduğu gibi, kurulabilecek sürekli ve kalıcı ittifaklarla bağlantılı gerçek yüksek çıkarlar bağlamında.

Son olarak bu temel sorunu bazı ülkelerin atacağı bir dizi kademeli adım yoluyla kendi etrafında yer aradığı bir aşamada, bölgesel ve uluslararası sistemde bir nevi büyük denge oluşturmasında ve şekillenen yeni dünya çerçevesinde statüsünü kabul ettirmesinde görüyoruz.

Dolayısıyla ekonomik boyutuna rağmen göç meselesi, ABD gibi bazı ülkelerin küresel sistemde varlıklarını öne sürme çabaları içerisinde güçlü bir şekilde mevcut olan siyasi bir yaklaşım.

Dünyadaki uluslararası sistemin yapısında daha fazla değişikliğe hazırlandığı bir dönemde, uluslararası sistemde göç sorununun varlığına vurgu yapılıyor.

Çok kutuplu bir dünya fikrinin kabulü, büyüyen göç olgusu, göç unsurlarının diğer ülkelere doğru gidişi ve bu ülkelerden gelişi yalnızca belirli bir boyutla değil, birçok boyutla bağlantılı.

Göç meselesi, büyük ülkelerin göç meselesiyle nasıl başa çıkmayı amaçladığına bakılmaksızın, dünyadaki güncel gelişmelerle ve uluslararası sistemin devam eden liderlik mücadelesiyle ilişkili.

Son yıllarda meydana gelen ve bazı ülkelerdeki istisnai koşullarla bağlantılı olan çoklu göç dalgaları ışığında, göç konusu bazı unsurların ilgisini çekiyor.


Sonuç:

Ana birimleri bölgesel ve uluslararası etkileşimlerle oluşturulmakta olan yeni uluslararası sistem çerçevesinde, mevcut uluslararası sistemi etkileyen, ona uzanan ve araştırılan gelişmelerle birlikte göç konusu uluslararası düzeyde ön plana çıkıyor.

Bu, günümüzde büyük ve çoklu siyasi ve stratejik ittifaklar çerçevesinde gerçekleşiyor.

Özellikle de büyük güçler, çıkarlar dengesinin, geleneksel çerçevenin ötesine geçen çok sayıda uluslararası prosedür ve politika bağlamında gerçekleştiğini fark ediyor.

Büyük ülkelerin potansiyellerini, yeteneklerini ve kapsamlı güç hesaplarını kullanmak amacıyla yaptıkları şey budur.

Belki de bu, ABD'nin şu anda stratejik alanlardaki çıkarlarını ararken bir yandan bir dizi proaktif önlemle nasıl hareket ettiğini, bir yandan da ABD Kongresi'ndeki partizan çatışmalarının ötesine geçen çeşitli yaklaşımlar ve prosedürler yoluyla kendisine yönelik göç dosyasını nasıl kullandığını net bir biçimde açıklıyor olabilir.

Göç dosyası tamamen ulusal güvenlik dosyası olarak görülmekte ve AB ülkelerinin aldığı önlemler sadece ekonomik değil, güvenlik ve siyasi bağlamda da gerçekleşiyor.

Bu bağlamda Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi, Birleşik Krallık Parlamentosu tarafından onaylanan yasadışı göçe ilişkin yasa tasarısının İngiltere'nin uluslararası insan hakları hukuku ve mülteci hukuku kapsamındaki yükümlülükleriyle çeliştiği uyarısında bulundu.

Göç dosyasına bakmak, şekil ve içerik olarak halihazırda şekillenmekte olan uluslararası sisteme geçişle bağlantılı.

Göç meselesinin tüm kartları, daha fazla etkileşim ve ortaklık adına, tüm ülkelerin çoklu geçici ve kalıcı ittifaklar ve ortaklıklar kurma konusundaki çıkarları dikkate alınarak iyi bir şekilde kullanılıyor.

Demografik baskıların ve iklim değişikliğinin kırılgan topluluklar üzerindeki etkisinin de önümüzdeki yıllarda göçün artmasına yol açması bekleniyor.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Independent Türkçe için çeviren: Muhammet Furkan Yeşil

Independent Arabia

DAHA FAZLA HABER OKU