Çocuk kaçırma ve öldürme olayları Cezayirlileri korkutuyor

Vatandaşın güvenliğini korumak için yeni yasa hazırlanıyor, insan hakları aktivistleri ise daha ağır cezalar istiyor

Mahkemeler artık çocuklara yönelik suçları cezalandırmaya başladılar / Fotoğraf: Cezayir Televizyonu

Çocukların kaybolması ve öldürülmesine dair haberler, Cezayirli aileleri ve hükümeti endişelendirmeye devam ediyor.

Dört yaşındaki bir çocuğun kaçırılması ve ardından öldürülmesi olayı, mücadele önlemlerinin yetersizliğini göstererek bazı kişileri idam cezasının uygulanmasını talep eden yürüyüşler düzenlemeye itti.

Bu eylemler, her yaşanan olaydan sonra sessizliğe bürünmenin sona ermesi için bir çözüm arayışını ifade ediyor.

Cezayir halkı bir gün Bou Saâda şehrinde ailesinin evinin önünden kaçırılan ve ardından öldürülen Cevad adlı çocuğun cinayet haberine uyandı.

Polis soruşturması, suçlunun bir komşu olduğunu ve büyücülük yapan annesiyle birlikte yaşadığını ortaya çıkardı.

Şüphelilerin dairesine baskın yapıldıktan sonra çocuğun cesedi bir masanın altında çıplak halde, elleri ve ayakları bağlanmış, bir gömlekle boğulmuş olarak bulundu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bu olaydan önce, ülkenin batısındaki Oran şehrinde benzer bir olay meydana geldi.

Annesi için ev ihtiyaçlarını almak amacıyla dışarı çıkan 9 yaşındaki Tevfik'in kaybolmasından sonra babası tarafından yaşadığı binadaki bir dolapta ölü olarak bulundu.

Kanlar içinde kalan çocuk boğazına birkaç bıçak darbesi almıştı.

Bu üzücü olaylar, Cezayir'de çocukları hedef alan suçların artan bir sorun olduğunu ve halkın güvenlik ve adalet için daha güçlü önlemler alınmasını talep ettiğini gösteriyor.

Bundan önce, Cezayir'in doğusundaki Bordj Bou Arreridj şehri, 3 yaşındaki Meryem'in esrarengiz bir şekilde ortadan kaybolmasına şahit oldu.

Onu bulmak için yapılan tüm girişimler, vatandaşlar ve yetkililerin dayanışma çabalarına rağmen başarısız oldu. Bu da halk arasında öfke, üzüntü ve endişeye yol açtı.


Sebepler ve çözümler hakkında anlaşmazlıklar

Çocukların kaybolması ve öldürülmesi olaylarının artması üzerine, Ceza Hukuku Profesörü Hatice Müslim, çocuk kaçırma ve cinayet vakalarında caydırıcı olan ceza yasasının, 2020 Ekim ayında hükümet tarafından onaylanan yeni bir yasa tasarısı ile getirildiğini ifade etti.

Müslim’e göre bu yasa tasarısı, çocuk kaçıranlara ömür boyu hapis veya idam cezası gibi sert önlemleri içermekte ve çocuk kaçırma vakalarının azaltılmasına yönelik tedbirler içermektedir.

Önemli önlemler arasında, yerleşim bölgelerinde gözetim önlemlerinin artırılması ve şüpheli davranışları tespit edilenlerin sorgulanması, velilerin çocuklarına yakın olmaları, onları bilinçlendirmeleri, takip etmeleri ve eşlik etmedikleri durumlarda dışarı çıkmalarına izin vermemeleri bulunmaktadır.

Ulusal Çocuk Koruma ve Geliştirme Kurulu üyesi Hakim Talib, konuya daha farklı bir yönden yaklaşarak şu konuya dikkat çekti:

Bir çocuğun kaybolması durumunu kaçırma olarak tanımlamak için kaçırmanın somut kanıtlarının olması gerekmektedir. Cezayir'de çocuklar, özellikle sınav dönemlerinde ve okul yılının sonlarında sıkça kaybolmaktadır. Bu genellikle kötü sonuçlardan ve ebeveynlerin cezasından kaçınma korkusuyla ilgilidir. Bu durum aile içi korku ve ebeveyn baskısının sonuçlarıyla alakalıdır. Kaybolan çocuklar genellikle aileleri sakinleşene veya öfke azalana kadar akraba ve arkadaşlarına gitmektedir. Ayrıca, bazı çocuklar ceza ve ebeveynlerinin sertliğinden kaçınmak için başka bölgelere gidebilmektedir. Sonuç olarak, çocukların kaybolması sadece okul başarısıyla ilgili değil, ailevi ve toplumsal faktörlerle de bağlantılıdır.


Resmi hamle

Bu durum, yetkililerin endişelerini artırdı. Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun, vatandaşların güvenliğini korumak amacıyla çocuk kaçırma karşısında bir yasa tasarlanması talimatını verdi. Tebbun, konuyla ilgili yaptığı açıklamada şu sözlere vurgu yaptı:

Karma evliliklerden kaynaklanan çocuk kaçırma vakaları gibi medeni durumla ilgili davalar ile koruma yasası kapsamındaki davalar arasında ayrım yapılması gerekmektedir. Bu tür karışıklıkların önlenmesi için sivil toplum kuruluşlarına önemli rol düşmektedir.

Kanun, mağdurun kaçırılmasından sonra 10 günü geçmemek üzere kötü muamele görmemesi şartıyla serbest bırakılması halinde 10 yıldan 20 yıla kadar hapis cezası içeriyor.

Mağdurun kaçırılması sırasında rehin tutulması veya kötü muameleye maruz kalması halinde ceza 15 ila 20 yıl arasında değişiyor.

Eğer mağdur zarar gördüyse, kalıcı bir sakatlığa maruz kaldıysa, rehin olarak kullanılmak veya fidye talep etmek için kaçırıldıysa, ceza ömür boyu hapis cezasına, ancak kaçırma mağdurun ölümüyle sonuçlanmışsa, idam cezasına kadar çıkabilir.
 


Resmi rakamların olmaması gizemi artırıyor

Bu cezalara rağmen, çocuk kaçırma ve öldürme vakaları devam ediyor. Bu da bazı kişiler arasında yasaların uygulanmasının hala sorunlu olduğu düşüncesini ve diğerlerinde ise suçluları idam etmenin problemi sona erdirmenin en uygun çözümü olduğu düşüncesini ortaya çıkarıyor.

Karışıklığı artıran bir diğer nokta ise resmi rakamların eksikliği ve istatistiklerin belirsizliğinden dolayı artan edişelerdir.

Hukukçu Sufyan Mahnaş, problemin ana nedenlerini şöyle sıraladı:

Çok sayıda soruşturma ve istatistik, intikam cinayetlerinin bu sorunun ilk nedeni olduğunu gösteriyor, onu takip eden sebepler ise gençlerin isyankâr davranışları, cinsel saldırılar, bağımlılık ve suça yönelmedir. Tutuklulara yönelik herhangi bir toplu affın ardından suçlar artıyor. Tüm bu olaylardan sonra yetkililer mağdurları ortadan kaldırmak için değil, azaltmak için caydırıcı yasalar çıkardı, çünkü suç var ve son olmayacak. Mağdur sağ kalırsa kaçıran hakkında müebbet hapis cezası, ölürse idam cezası tek başına yeterli değildir.

 

 

Independent Arabia

DAHA FAZLA HABER OKU