Kate Winslet, Titanik'i çekerken ölümden dönmüş

O zamanlar henüz 22 yaşında olan oyuncu, 6 ay süren çekimleri "çile" olarak nitelendirdirmişti

Titanik, Ben-Hur'dan sonra 11 Akademi Ödülü kazanan ikinci film (20th Century Fox)

1912'de batan Titanik'in Kuzey Atlantik'te 3800 metre derinlikteki enkazını görmek üzere denizaltı Titan'a binen 5 kişi, sualtı aracının patlamasıyla 18 Haziran'da hayatını kaybetmişti. Bu korkunç olay hem gemiyi hem de James Cameron'ın gişe rekorları kıran filmini yeniden gündeme taşımıştı. Netflix'in 11 Oscarlı filmi yeniden yayımlamaya başlamasıysa tepkiyle karşılanmıştı.

Eski röportaj gündeme geldi

Titanik'in yıllar sonra yeniden gündemde olmasıyla birlikte, hem hayranlar hem de haber siteleri eski röportajlarla kamera arkası bilgilerini yeniden gün yüzüne çıkarıyor. Gündeme gelen konulardan biri de Kate Winslet'ın Stephen Colbert'la yaptığı ve filmin başrolünde oynamanın göründüğü gibi olmadığını açıkladığı bir röportaj. 

1912'de batan geminin çarpıcı hikayesini anlatan film, Hollywood normlarına göre yaratıcı özgürlükler kullanarak gemide yaşanan kurgusal bir ilişkiyi ön plana çıkarıyordu. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

1997'de gösterime giren film, tüm zamanların en çok hasılat yapan yapımlarından biri olmayı sürdürüyor. Filmin 2017'deki 20. yıldönümü şerefine Colbert, Winslet'a Céline Dion'un My Heart Will Go On şarkısını ne sıklıkla dinlediği, Rose'un ünlü portresini gerçekte kimin çizdiği ve hatta Jack'in Rose'la birlikte buz gibi suyun üzerinde yüzen kapıya sığıp sığamayacağı gibi sorular sormuştu.

Ancak asıl dikkat çeken soru, Winslet'a çekimler sırasında zatürreye yakalandığının doğru olup olmadığının sorulmasıydı. Winslet zatürre olmadığını ama hipotermi geçirdiğini söyleyince Colbert "Gerçekten çok üşümüştün" yorumunu yaptı. Bunun üzerine Winslet, "Evet, gerçekten çok üşüdüm" ifadelerini kullandı.

6 aylık çile

Bu yanıt karşısında sette suyun neden bu kadar soğuk olduğu sorusu akıllara gelmişti. Yönetmen James Cameron gerçekçi bir tepki mi istemişti? Kaza mıydı? Su uzun bir çekim günü olduğu için mi soğumuştu? 

Winslet, bu kafa karışıklığını elinden geldiğince gidermiş ve çekimler sırasında çok fazla su kullanıldığını, hepsini ısıtamadıkları için ideal bir sıcaklık sağlamanın zor olduğunu açıklamıştı.

47 yaşındaki oyuncu, filmin gösterime girdiği 1997'de Los Angeles Times'a verdiği röportajda, 6 ay süren çekimleri "çile" olarak nitelendirdirmişti.

Yara bere içinde kaldı

O zamanlar henüz 22 yaşında olan Winslet röportajda hipotermi, grip ve bazı yaralanmalar gibi çekimler sırasında karşılaştığı pek çok sorundan bahsetmişti. 

"Dirseğimde küçük bir kemik kırıldı" diyen Winslet, sözlerini şöyle sürdürmüştü:

Ve bir noktada kollarımın her yerinde çürükler vardı. Hırpalanmış bir eşe benziyordum. Güvertede kayıp düşmüştüm.

Winslet ayrıca, kimi 20 saat kadar süren uzun çekim günlerini ve bu çekimlerin çoğunun geceleri yapıldığını da anlatmıştı.

Cameron "inanamayacağınız kadar öfkeli"

Britanyalı aktris ayrıca, yönetmen James Cameron'dan ve Titanik'i çekerken nasıl azimle çalıştığından bahsetmişti. Cameron'la ilgili "inanamayacağınız kadar öfkeli" ifadesini kullanan Winslet, bir sahneyi çekerken neredeyse boğuluyordu. 

Sahnede Rose ve Jack batmakta olan gemide ilerlerken üzerlerine doğru gelen bir dalgadan kaçmaya çalışıyordu ancak kapalı bir kapıyla karşılaştılar. 

Kapıyı açtıklarında, Winslet'ın üzerindeki ağır palto kapıya takıldı ve onu akan suların altında bıraktı. 

"Pısırık olmak istemedim"

Winslet, "Kurtulmak için paltomdan sıyrılmak zorunda kaldım" diyerek anlatmıştı. 

Nefesim tükenmişti. Patlayacağımı sandım. Jim, 'Tamam, hadi tekrar yapalım' dedi. Onun tavrı buydu. Pısırık olmak istemedim, bu yüzden şikayet etmedim. 

James Cameron, Winslet'in açıklamasını yineleyerek şunları söylemişti:

O sahneyi çektiğimiz anda Kate'in oldukça metanetli olduğunu biliyordum, bana devam etmek istemediğini hiç ifade etmedi. Yaklaşık 10 dakika sonrasına kadar gerçekten sarsılmış olduğu aklıma gelmedi.


Independent Türkçe, Collider, New York Post

DAHA FAZLA HABER OKU