ekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 25 kişinin hayatını kaybettiği ve 340 kişinin yaralandığı tren kazasına ilişkin haklarında kamu davası açılan 13 sanığın yargılanmasına devam edildi.
Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesince Halk Eğitim Merkezi Salonu'nda görülen duruşmaya, tutuksuz sanıklar Çerkezköy Yol Bakım ve Onarım Şefi Özkan Polat, Köprüler Şefi Çetin Yıldırım, Demir Yolu Bakım Müdürü Turgut Kurt, Hat Bakım onarım memuru Celaleddin Çabuk, TCDD Üst Yapıdan Sorumlu 1. Bölge Bakım Servis Müdür Yardımcısı Levent Kaytan, Altyapıdan Sorumlu 1. Bölge Bakım Servis Müdür Yardımcısı Nizamettin Aras, yol kontrolörü Burhan Ortancıl, Bakım Servis Müdürü Mümin Karasu, Bakım Servis Alanlarından Sorumlu Müdür Yardımcısı Levent Meriçli, TCDD 1. Bölge Müdürü olarak görev yapan Nihat Aslan, mühendisler Tevfik Baran Önder, Deniz Parlak ve Kubilay Başkaya, kazada hayatını kaybedenlerin yakınları ve yaralananlar ile tarafların avukatları katıldı.
Duruşma başlamadan önce kazada kızını, kardeşini ve yeğenini kaybeden Zeliha Bilgin, sanıklara kızının olay sırasında üzerinde olan kıyafetlerini gösterip adalet aradıklarını söyledi.
TCDD 1. Bölge Müdürü olarak görev yapan Aslan, savunmasında üzerine atılı suçları kabul etmedi.
Aslan, kurumdaki görevinin servisler arasındaki koordinasyonu sağlamak olduğunu ileri sürerek, "Meteoroloji ile herhangi bir protokol yapmak benim yetkimde değildi bunu genel müdürlük yapabilir. Ben bununla suçlanıyorum ama bu benim görevim değil. Benim servislere veya denetimlerine müdahale etmem mümkün değil. Kazanın olduğu yerle ilgili bana önceden iletilen bir sorun yoktu. Onay için bana gelen evrakların hepsini okuyamıyordum bazılarını hızlıca göz atıp imzalıyordum" dedi.
Bakım Servis Alanlarından Sorumlu Müdür Yardımcısı Meriçli de hakkındaki suçlamaları kabul etmeyerek, beraatini istedi.
Meriçli, üzerine atılı olan suç isnadının, görev yetkisi dışında olduğunu savunarak, "Kazadan sonra kazanın olduğu hatta doğrudan temin yoluyla bakım çalışması yapıldı. 3 ay içerisinde de meteoroloji ile protokol yapıldı. Yağış durumuna göre bizlere bildirim geliyordu. Herhangi bir yağış uyarısına göre ekipler hat üzerinde kontrol yapıyordu. Hat üzerinde kazadan önce 2017 yılında yapılan turnede hat üzerinde herhangi bir soruna rastlanmamıştı" ifadelerini kullandı.
Bakım Servis Müdürü Karasu ise iddianamede kendisine yöneltilen suçlamaları kabul etmediğini belirtti.
Karasu, kaza olduğu yılda görevinin yol müdürlüğü değil, bakım servis müdürlüğü olduğunu ifade ederek, "Bana isnat edilen suçlar benim görevim dahilindeki işler değil. İddianamede ben hedef gösterilmek istendim. Kazada bölge müdürü, demir yolu bakım müdürleri, alt yapı, üst yapı şube müdürleri ve alt yapı ekiplerinin bu kaza da taraf olması gerekiyor" dedi.
Görevini aksatmadan en iyi şekilde yaptığını, turne denetimlerinde gördüğü olumsuzlukları görevlilere bildirdiğini öne süren Karasu, savunmasına şöyle devam etti:
Benim uyarılarım dikkate alınmadı. Yıl içinde iki turne denetim görevim vardı. Bunları hiç aksatmıyordum. Bunları özellikle yazdan çıkarken ve kışa girerken yapıyordum. Kazanın yaşandığı günden 10 gün önce turne görevimi yerine getirmiştim. Alt yapı, üst yapı denetimleri daire başkanlığının yetkisindeydi. Olaydan sonra menfezde bazı çalışmalar yapılmış, bunlar herhangi bir mühendislik çalışması değil. Bu çalışmaların neden yapıldığını bilmiyorum. Bölge müdürleri gece bölgede nöbetçi ekipleri bırakması gerekiyordu. Kazanın olduğu gün nöbetçi bir ekip bırakılmamış. Kaza ile ilgili olarak TCDD daire başkanlığı olaya gerekli hassasiyeti göstermemiştir. Ben üzerime atılan suçlamaları kabul etmiyorum.
Sanıkların savunmalarının ardından kazada oğlunu kaybeden Mısra Öz de söz alarak, sanıkların savunmalarında acılı aileleri anladıklarını beyan ettiklerini ancak sanıkların kendilerini asla anlayamayacaklarını ifade etti.
Ara karar için mahkemeye ara verildiği sırada kazada hayatını kaybedenlerin yakınları ile sanık avukatları arasında kısa süreli arbede yaşandı. Polis ekiplerinin araya girmesi sonucu taraflar ayrıldı.
Mahkeme heyeti, kaza sonrası TCDD ve Meteoroloji Müdürlüğü arasında yapılan protokol ile TCDD'nin kaza olan alanda kaza öncesi teknik inceleme yapılıp yapılmadığını öğrenmek için müzekkere yazısı yazılmasına karar verdi.
Duruşma 21 Mart 2023 tarihine erteledi.
Öte yandan, duruşma öncesi Bulvar Yolu Santral Işıklar mevkisinde toplanan grup, ellerindeki dövizlerle slogan atarak, Çorlu Halk Eğitim Merkezi önüne geldi.
Kazada oğlunu kaybeden Öz, mahkeme öncesi yaptığı açıklamada, yakınlarının acısını unutamadıklarını söyledi.
Ne olmuştu?
Uzunköprü-İstanbul seferini yapan yolcu treninin 8 Temmuz 2018'de Çorlu yakınlarında vagonlarından bazılarının devrilmesi sonucu 25 kişi yaşamını yitirmiş, 340 kişi yaralanmıştı.
İddianamede "kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu" bulundukları gerekçesiyle sanıklar Turgut Kurt, Özkan Polat, Çetin Yıldırım ve Celaleddin Çabuk'un "taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olmak" suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenmişti.
9 Eylül'de de Çorlu'da meydana gelen tren kazası kapsamında Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığınca alınan bilirkişi raporları ve değerlendirme neticesinde soruşmanın genişletilmesine karar verilmiş, bu kapsamda "taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olmak" suçundan olay tarihinde TCDD 1. Bölge Müdürü olarak görev yapan Nihat Aslan, Bakım Servis Alanlarından Sorumlu Müdür Yardımcısı Levent Meriçli, Bakım Servis Müdürü Mümin Karasu, Üst Yapıdan Sorumlu 1. Bölge Bakım Servis Müdür Yardımcısı Levent Kaytan, Altyapıdan Sorumlu 1. Bölge Bakım Servis Müdür Yardımcısı Nizamettin Aras, yol kontrolörü Burhan Ortancıl, mühendisler Tevfik Baran Önder, Deniz Parlak ve Kubilay Başkaya hakkında Çorlu Ağır Ceza Mahkemesinde kamu davası açılmıştı.
Dava kapsamında TCDD 1. Bölge Müdürlüğünde Bakım Servis Müdürü Mümin Karasu 10 Ekim 2022'de tutuklanmıştı. Yapılan itiraz üzerine Çorlu 2. Ağır Ceza Mahkemesi, 25 Kasım 2022'de Karasu'nun yurt dışına çıkış yasağı konularak tahliyesine karar vermişti.
AA