Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Alaattin Aldemir, kendisi gibi geçmişte başkanlık yapan Sinan Ateş cinayetine ilişkin, “Bu iş o kadar büyük ki… Mafya, devlete hakim olmuş. Biz, haydut devlet miyiz? Gri listedeyiz, kara listeye mi girelim? Bu mu Türkiye Cumhuriyeti’ne yakışan? Sadece MHP zarar görmüyor ki ortağı AK Parti de çok büyük zarar görüyor. Ben kimseyi suçlamıyorum ama bir MHP’li yetkili demeç veriyor; ‘Suskunluğumuzu bilmem ne yapmayın’. Ne yapacaksınız, hepimizi mi öldüreceksiniz” dedi.
Bir dönem eski MHP Genel Başkanı Alparslan Türkeş’in danışmanlığını da yapan, bir süre önce MHP’den ayrılarak CHP’ye katılan Alaattin Aldemir, KRT TV’de dün yayınlanan Semra Topçu ile Haftanın Panoraması programında, eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş cinayetini ve sonrasında yaşanan gelişmeleri değerlendirdi.
Aldemir, şunları söyledi:
Sinan Ateş arkadaşımızın mezarının üzerine toprak atanlar belli. Mezarını kazanlar ve kazdıranlar kim ve amaçları ne? Bunu sorguladığımız zaman gerçeğe ulaşabiliriz. Ben, CHP’ye geçtiğim için bu vahim olayı istismar ediyor değilim. Birilerinin sahip çıkması lazım. Davamıza hizmet ettik, yanlış da yaptıysak bedelini ödedik. Söz söyleme hakkımıza karışamazsınız kardeşim. Allah bu hakkı vermiş, devlet bu hakkı vermiş. Siz devletten büyük müsünüz ya? Saddam rejimi mi burası?
Ülkücü hareket çok büyük bir travma geçiriyor. Bundan emin olun. Bu cinayet, yeni bir dönemin başlangıcı. Bu travma hayra sebep olacak. Ülkücü hareket de burada özgürleşecek. Türk milliyetçileri de özgürleşecek. Bir süredir çok insan dövdüler, kimse ağzını açmadı. Mesela İstanbul’da İmamoğlu’na destek veren Demokrat Ülkücüler Bildirisi’ni okuyan Recep Küçükizsiz’e saldırdılar. Ankara’da Alpaslan Türkeş Vakfı’na saldırıldı. Bunlar, bir sürecin sonucudur.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
“Milyonlar içinde 100-200 kişi pisliğe bulamış olabilir”
Bir harekette, milyonların içinde 100-200 kişi pisliğe bulaşmış olabilir. Ama bu hareketin yetkili makamlarında oturanların, bunları hukukun demir tarağıyla tarayıp dışarıya atması lazım. Atmıyor. Ülkücü hareket içinde ülkücü mafya ile mücadele eden tek benim. MHP’den ayrıldığım zaman rahmetli Rahşan Ecevit’e dediler ki ‘Ya biz mafyayı atıyoruz partiden’. Peki fotoğraf çektirdikleriniz ne iş yapıyordu? Çiçek Sevenler Derneği Başkanı mıydı, yoksa Kanarya Sevenler Derneği Başkanı mı? Biri çıkmış, Sinan Ateş arkadaşımıza, rahmetliye ‘FETÖ’ diyor. Hepimiz 40 kişiyiz, hepimiz birbirimizi iyi biliriz. Sen o alandasın, biz bu alandayız kardeşim, girme siyasetin alanına. Girersen yarın bu devlet değişir ve sonuçlarına katlanırsın. Tehdit filan etmiyorum. Bu işin ucunu bırakmayacağız biz. Takipçisi olacağım, namus, şeref sözü veriyorum.
“Sokakları doldurmalıyız”
Şimdi diyorlar ki ‘MHP susuyor’. Peki Devlet Bey ile 25 yıldır görev yapan, Devlet Bey’in partiden attığı Ülkü Ocakları eski Genel Başkanları neden susuyor? Sadece bunlar mı? Milliyetçi sivil toplum örgütleri, Türk Ocakları var, Aydınlar Ocağı var, şu var, bu var; niye susuyorsunuz? Milliyetçi akademisyenler niye susuyor? Bir akademisyen öldürülmüş burada. Hrant Dink dahil diğer suikastlara Türk milliyetçileri duyarsız kaldı. Bundan sonraki suikastları nasıl önleriz? Ermeni, Kürt, kim olursa olsun suikasta uğradığı zaman sokakları doldurmalıyız. Bunu yapmazsak bu süreç devam eder, bu alaca karanlık kuşağı devam eder.
“Kılıçdaroğlu’na saldırı olunca genel başkan beni susturdu”
Tetikçi kim ki yani, tetikçiyi bulmakta ne var? İnek Şaban filmleriyle büyüyen insanlar, 20 yıldır AK Parti’yi iktidarda tutuyor. Kurtlar Vadisi ve Deli Yürek filmleriyle büyüyenler de işte bunları icra ediyor. Atariyle büyüdükleri için ölümü bayılma zannediyor bunlar. Sert konuştuğumun farkındayım. Aileler sahip çıksın çocuklarına. Biz, geçmişte şiddete bulaşmış insanlarız. Bizim üzerimize gelinirse, devlet eğer başınızın çaresine bakın derse biz bakarız. Sayın Kılıçdaroğlu’na saldırı oldu, Sayın Genel Başkan beni susturdu. Bir daha saldırı olursa susmam. Bu kapıdan alıp arka kapıdan bırakan devlet görevlileri de bu işte sorumlu. Kendilerini kurtaramazlar.
Bu iş o kadar büyük ki… Mafya, devlete hakim olmuş. Biz, haydut devlet miyiz? Gri listedeyiz, kara listeye mi girelim? Bu mu Türkiye Cumhuriyeti’ne yakışan? Sadece MHP zarar görmüyor ki ortağı AK Parti de çok büyük zarar görüyor. Ben kimseyi suçlamıyorum ama bir MHP’li yetkili demeç veriyor; ‘Suskunluğumuzu bilmem ne yapmayın’. Ne yapacaksınız, hepimizi mi öldüreceksiniz?
Bugüne kadar, ülkücü harekete ve devletime zarar vermeyeyim diye konuşmuyordum. İki yıl önce Etimesgut’ta 26 kişi bana saldırdı. 60 yaşındayım, onların yaşında oğullarım var benim. Bana dediler ki ‘Bunlardan şikayetçi ol’. Ben, 80 öncesi devrimcilerle kavga yaptığım zaman da şikayetçi olmadım, muhbirlik yapmadım; ülkücüyü hiç şikayet etmem. Ama kim olduklarını da biliyoruz, niye gönderdiklerini de biliyoruz.
Devlet Bey partiye hakim değil mi, değilse arkasında başka bir irade mi var? Bu soruyu da soruyorum. Kaosa oynayan başka bir irade mi var? Devleti suçlamıyorum ama devletin içinde derin devletçilik oynayan, derin çeteleri suçluyorum, varsa… Yoksa suç işleyen bu kapıdan girip öbür kapıdan nasıl çıkıyor kardeşim? Bunu bana izah edecekler. Bir milletvekili, Türkiye Cumhuriyeti’nin polisine diyor ki ‘Siz gidin efendiniz gelsin’. Senin efendin kim? Sen kimsin? Türk Devleti’nin polisine nasıl bunu söyleyebiliyorsun? Sizin özelliğiniz ne kardeşim, mavi kanla mı doğdunuz?
“Bundan sonra susmayacağız”
Bu vatanı benden daha çok mu seviyorsunuz? Benden daha çok mu bedel ödediniz? Ne zannediyorsunuz kendinizi? Biz, devlet ve dava zarar görmesin diye sustuk ama bundan sonra susmayacağız. Bu olayı, bu işi sonuna kadar takip edeceğiz, Genel Başkan’ımız Sayın Kılıçdaroğlu ile beraber.
Üç hilali yargılatmayalım kardeşim, ben de onu istiyorum. Bu olayın üzerinden Türk milliyetçiliği tasfiye edilmesin. Bu Cumhuriyet’i ve bu davayı bu haydut takımına yedirmeyeceğiz. Bu işin failleri çıkacak ortaya her kimse… Ben artık doldum, yeter. Korku duvarını aştı bu toplum. Benim üzerinden CHP’ye, Selçuk Bey üzerinden de ‘Altılı Masa’ya kumpas kurulmaya çalışıldı. O saldırı sırasında Selçuk Bey’in üzerinde silah olsaydı, saldırıya uğradığımda benim üzerimde silah olsaydı ülkücü vurmuş olacaktık, öyle lanse edilecekti. Bir tezgah var burada. Bakın, basit olaylar değil bunlar. Onun için Devlet Bey’i aşan bir akıl mı var diyorum? Çünkü rahmetli Başbuğ da derdi; ‘İçimizde bir el var oğlum, dikkat et’. O zaman anladım ki MHP’de Alpaslan Türkeş’in dışında bir MHP var. Türkeş’in kontrol edemediğini bunların kontrol ettiğini zannetmem. ‘Dava zarar görür’ diyorlar. Hangi dava kardeşim? Arkadaşımız ölmüş, sizin davanız ne, gelin de bir tartışalım. Yeter, bizle oynamayın. Vatanseverliğimizi, milliyetçiliğimizi dinimizi istismar etmeyin.
ANKA