Yemen'de çürüyen petrol tankeri patladığı takdirde milyonlarca kişi içme suyundan mahrum kalacak

"Sızıntının tam potansiyelini kimse bilmiyor, ama eğer gerçekleşirse bölgede ilk olacak. Bu Yemen'in ötesinde bir durum"

Yerinden edilmiş Yemenli bir çocuk Kızıldeniz kıyısındaki liman kenti Hudeyde'de su dolduruyor (AFP)

Uzmanlar, Yemen kıyılarında demirlemiş ve çürümekte olan petrol tankerinin batmaya veya patlamaya terk edilmesi halinde 10 milyonlarca insanın temiz içme suyuna erişimini yitireceğini söylüyor.

Bir milyon varilin üzerinde ham petrol taşıyan Yemen devletine ait Safer gemisi, isyancıların elindeki Rad İsa limanının beş deniz mili açığına kalıcı olarak demirlemiş durumda.

1980'lerin sonundan beridir petrol depolanması için bir deniz platformu hizmeti gören gemi, Yemen'in ortasında yer alan Marib ilindeki boru hattına doğrudan bağlı. Ancak 2014'te başlayan savaştan bu yana 43 yıllık gemiye çok az sayıda bakım ekibinin girişine izin verildi. Geçen hafta Birleşmiş Milletler, uzmanların gemiye erişiminin Husiler tarafından bir kez daha engellendiğini söyledi.

Uzmanlar şimdi, petrolün saldığı uçucu gazların birikmesiyle büyük bir patlama yaşanabileceğinden veya geminin çürüme nedeniyle tamamen parçalanabileceğini söylüyor -her iki durum da dünyanın en büyük petrol sızıntısına neden olacak.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Yemen'in uluslararası toplum tarafından tanınan yetkilileri The Independent'a yaptıkları açıklamada, BM'ye İran destekli isyancılar üzerindeki baskıyı artırması için çok sayıda acil çağrı yaptıklarını söylüyor.

Deniz hukuku ve güvenliğine yoğunlaşan bir danışmanlık şirketi olan IR Consilium uzmanları, bu tür bir felaketin sonuçlarına dair yaptıkları yeni bir değerlendirmede, böylesine bir olayın Kızıldeniz civarındaki çok sayıda tuzdan arındırma tesisinin kapanmasına neden olacağını ve milyonlarca insanın içme suyuna erişimini keseceği uyarısında bulunuyor.

Petrol sızıntısı, deniz ekosistemlerini tahrip ederken, dünyanın en işlek su yollarından birin olan Bab'ül Mendep Boğazı'ndaki trafiği de boğacak potansiyele sahip.

Ayrıca gıda ve tıbbi yardım malzemelerinin yüzde 90'ının Yemen'e giriş kapısı olan Hudeyde limanının kapanmasına da neden olabilir.

IR Consilium, düşünce kuruluşu Atlantik Konseyi (Atlantic Council) tarafından bu hafta yayımlanan raporunda "Böylesine bir olayın çok geniş kapsamlı ve aşırı yıkıcı bir etki aralığı olabilir: kirlenmiş tuzdan arındırma tesisleri bir kısmı zaten kıtlığın eşiğinde yaşayan milyonlarca kişiyi temiz içme suyuna erişimden mahrum edecek... liman tesisleri kullanılamayacağı için milyonlarca çaresiz Yemenli kelimenin tam anlamıyla uluslararası yardıma aç vaziyete düşecek" diyor.

Rapor "temel ihtiyaçlar için silahlı çatışmalar ve halihazırda kırılgan olan bölgenin girdaba kapılmasının" yanı sıra dünya ekonomisi üzerinde de gözle görüşür bir etki yaratabileceğini ilave ediyor. Atlantik Konseyi, ana bağışçıları arasında Birleşik Arap Emirlikleri'nin ABD'deki büyükelçiliğini ve İngiltere Dışişleri Bakanlığını da listeliyor.

Uluslararası toplum tarafından tanınan Yemen hükümetinin Dışişleri Bakan Yardımcısı Muhammed Hadrami, yetkililerin BM ve diğer uluslararası kurumlara acil başvurularda bulunduğunu söyledi.

Büyükelçi Hadrami, The Independent'e yaptığı açıklamada harekete geçmenin "BM için etik bir zorunluluk olduğundan" bahisle "Tankere bir şey olursa bu tüm bölge için, hatta tüm dünya için bir sorun olacak" diyor.

Bu boyuta varmasını istemiyoruz. Sızıntının tam potansiyelini kimse bilmiyor ama eğer gerçekleşirse bölgede ilk olacak. Bu Yemen'in ötesinde bir durum.

Cevap hakkı için Hutiler'e şu aşamada ulaşılamadı.

Çatışma öncesinde tanker, bölgede hiçbir kara tesisi bulunmayan ana Marib-Ras İsa boru hattı için depolama tesisi görevi görüyordu.

Gemi şu anda İran destekli Husiler tarafından kontrol edilen bir sahil şeridinin açıklarında bulunuyor. Husiler, 80 milyon dolar (yaklaşık 442 milyon TL) olduğu tahmin edilen petrolün gelirininin kendilerine verileceğine dair garanti talep ediyor.

Nakit sıkıntısı çeken isyancılar, 2014'te uluslararası toplum tarafından tanınan Yemen Cumhurbaşkanı Abdurabbu Mansur Hadi'yi kaçmaya zorlayarak ülkenin kontrolünü ele geçirdi.

Suudi Arabistan ve Körfez müttefikleri, Hadi'yi yeniden başa geçirmek amacıyla 2015 baharında bombardıman harekatı başlattı. Aradan geçen 4 yıl sonunda savaşın sona ereceğine dair umutlar çok az.

Tanker o derece tartışma konusu ki, geçen yıl Stockholm'de Hutiler'le uluslararası toplum tarafından tanınan Suudi destekli hükümet arasında imzalanan ve Kızıldeniz'deki kilit limanlardan çekilmeyi de içeren barış anlaşmasında adı geçiyordu.

Ancak barış görüşmeleri şu an durmuş vaziyette ve bakım ekiplerinin tankere erişimine en son iki yıl önce izin verildi.

 

 

IR Consilium tankerin bu yıl başında bir parçası koparak denize düşecek kadar çürüdüğünü söylüyor -neyse ki düşen parça tankeri besleyen boru hattını ıskaladı.

Tankerin yanı sıra boru hattında da, tanker battığı takdirde Kızıldeniz'e yayılacak bir milyon varil petrol daha bulunabilir, bu da petrol sızıntısının büyüklüğünü ikiye katlıyor. En azından varil sayısı bakımından, Saddam Hüseyin'in 1991'de Basra Körfezi'ne attığı milyonlarca varille örtüşüyor.

IR Consilium araştırma başkanı ve Atlantik Konseyi raporunun yazarlarından Dr. David Soud, The Independent'e yaptığı açıklamada “Bu (tuzdan arındırma) tesislerinden daha kritik bir altyapı yok. Sonuçta, güvenli içme suyu insan yaşamı için gerekli şeylerde oksijenden hemen sonra geliyor" dedi.

Dr. Soud devamla "Var olan çok az sayıdaki tesisten bir ya da daha fazlasının petrol sızıntısıyla kirlenme nedeniyle kapanması, milyonlarcası zaten bir felaketin eşiğinde olan bölge insanları için korkunç sonuçlara neden olabilir" diye konuştu.

Dr. Soud felaketi, Patagonya kıyıları açıklarında yakın zamanda yaşanan ve yalnızca 250 varil yakıt içermesine karşın uluslararası manşet olan dizel sızıntısıyla kıyaslıyor.

Eğer Safer'eki tüm petrol sızarsa, sızıntı 4 bin 500 kat daha büyük olacak -ve bu Safer'e bağlanan boru hattı hariç, yalnızca gemideki miktar.

Raporun hazırlanmasında çalışan araştırmacılardan Dr. Ian Ralby ise, sızıntının aciliyet arz eden potansiyel sonuçlarına karşın, kirizin "yeterli eylem uyandırmadığını" söyledi.

Dr. Ralby "küresel deniz biyoçeşitliliği, bozulmuş deniz çevresi nedeniyle geçim ve gıda kaynaklarının kaybı ile sahil turizmine yönelik tehdidin" yanı sıra sızıntının etkisiyle içme suyuna erişim eksikliği sebebiyle doğacak muhtemel şiddete dair uyarıda bulunuyor.

 

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/news/world/middle-east

Independent Türkçe için çeviren: Kerim Çelik

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU