Musa Anter davası 21 Eylül'e ertelendi, zaman aşımı süresi dolmuş olacak

Musa Anter cinayetinde 30 yıllık zaman aşımı 20 Eylül'de dolacak. Bugün görülen duruşmada mahkeme başkanı davayı 21 Eylül'e erteledi

Fotoğraf: Sosyal medya

Gazeteci Yazar Musa Anter cinayeti davasının 36’ncı duruşması görüldü. Duruşmada karar çıkmadı, bir sonraki celse 21 Eylül 2022'ye ertelendi. Ancak dosyanın zaman aşımı süresi o tarihte dolmuş olacak.

Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya sanıklar katılmazken, Musa Anter'in oğlu müdahil Dicle Anter ve sanık ve müdahil avukatları ile HDP ve CHP'li bazı milletvekilleri salonda hazır bulundu.

Mahkeme Başkanı, dava dosyasına gelen evrak okuduktan sonra taraflara söz verdi.

"Orhan Miroğlu 30 yıllık süreçte sadece 2 duruşmaya geldi"

Söz alan Dicle Anter, duruşmanın uzun yıllardır devam ettiğini fakat herhangi bir sonuç alınamadığını belirterek, "Hamit Yıldırım 5 yıl tutuklu kaldı, tahliye edildi. Yıllar geçti, bugünlere geldik. Musa Anter cinayeti, 20 Eylül'de zaman aşımına uğrayacak. Ama insanlık suçlarında zaman aşımı olmaz, cinayetin aydınlatılması için mücadelemiz devam edecek" ifadelerini kullandı.

Anter, "20 Eylül 1992’de Diyarbakır’da katledilen Musa Anter cinayetinde zaman aşımı süresi dolmak üzere. Faili belli bir cinayetin davası 30 senedir bitirilemedi. Azmettiriciler mahkeme salonlarında ifadeler verdi, ‘hatırlamıyorum’ dedi. Orhan Miroğlu olayda ağır yaralandı, 30 yıllık süreçte sadece 2 duruşmaya geldi. Bu kadar belge, bilgi ve önergeye rağmen iktidar üç maymunu onmaya devam etti, ediyor. Ne olursa olsun bu davanın peşini bırakmayacağız, biz olmasak da gelecek nesiller bırakmayacak" dedi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

"Dosyanın zaman aşımından dolayı düşmesine karşı yeni bir esas numarası verilip yargılamaya devam edilmeli"

Anter'in avukatı Öztürk Türkdoğan da davanın "zaman aşımı" nedeniyle bitirilmesinden kaygı duyduğunu, dosyanın "insanlığa karşı işlenen suç" kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini ve süreden muaf tutulması gerektiğini savundu.

Türkdoğan, şunları söyledi:

12 Ekim 1995'teki Meclis Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu'nda, özellikle Anter cinayetine değiniliyor ve 'toplumun bir kesimine korku salma suçunun işlediği' ifade ediliyor. Bu suç, 1995’te itiraf edilmiş oluyor. Ama bu raporun gereği yerine getirilmedi. İnsan hakları örgütlerinin, ailelerin çabalarıyla bu davalar açtırıldı. Ancak şimdi de zaman aşımı sorunuyla karşı karşıyayız. Biz hakikatin açığa çıkmasını istiyoruz. Aksi halde davayı kapatmanız yeni ihlaller yaratacaktır ve bu dava hiç bitmeyecek, ikinci nesil bu davayı izlemeye devam edecek. Gerçeği mahkemeniz açığa çıkaracak.

"Abdülkadir Aygan'ın ifadesi alındıktan sonra karar verilmeli"

Dosyanın zaman aşımından dolayı düşmesine karşı davanın ayrılıp yeni bir esas numarası verilip yargılamaya devam edilmesi gerektiğini savunan Türkdoğan, firari sanıklardan Aziz Turan'ın (Abdülkadir Aygan) ifadesinin alındıktan sonra karar verilmesini talep etti.

Müşteki Orhan Miroğlu'nun avukatı Serhat Menzilcioğlu da dosyanın "insanlığa karşı işlenen suçlar" kategorisinde değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.

Menzilcioğlu, zaman aşımının uygulanmaması gerektiğini belirterek, "İsveç'ten iadesi istenen firari sanık Aziz Turan dinlenmeden karar verilmemeli. Müvekkilimin davayla ilgilenmediği söyleniyor. Müvekkilim kimse bu davayla ilgilenmezken 100'den fazla akil insandan imza toplayıp şikayette bulundu. Biz her davayı yakından izliyoruz" ifadelerini kullandı.

Sanık Savaş Gevrekçi'nin avukatı da "zaman aşımı" kararının uygulanmasını talep etti.

Sanık Hamit Yıldırım'ın avukatı da müvekkili hakkında medyada "tetikçi, katil" ifadelerinin kullanılmasının masumiyet karinesine zarar verdiğini, müvekkilinin atılı suçların hiçbirini işlemediğini savundu.

Mahkeme: Davanın zaman aşımına tabi olmaması yönündeki talepler sonraki celsede değerlendirilecek

Beyanların ardından ara kararını açıklayan mahkeme, Anter'in ölümüne ilişkin kamu davasının konusunun "insanlığa karşı işlenen suç" olması ve davanın zaman aşımına tabi olmaması yönündeki taleplerin sonraki celsede değerlendirileceğini bildirdi.

Mahkeme, duruşmayı 21 Eylül'e erteledi.

Anter'in öldürülmesi

Gazeteci yazar Musa Anter 20 Eylül 1992'de Kültür ve Sanat Festivali'ne katılmak üzere geldiği Diyarbakır'da ilahlı saldırı sonucu yaşamını yitirdi. 

Anter'in yanında bulunan yazar Orhan Miroğlu, saldırıdan ağır yaralı kurtuldu.

Anter kimdir? Neden öldürüldü? 

"Apê Musa" olarak bilinen Kürt aydını, gazeteci ve yazar Musa Anter, 1920 yılında Mardin'in Nusaybin ilçesine bağlı Eskimağara Köyü'nde doğdu. 

İlkokulu Mardin'de, ortaokul ve liseyi Adana'da okudu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Annesi Fesla Hanım Türkiye'nin ilk kadın muhtarlarındandı. 

Anter, 1944'te Abdurahim Rahmi Zapsu'nun kızı Ayşe Hale ile evlendi. 

AK Parti'nin kurucularından Cüneyt Zapsu'nun halası olan Ayşe Hanım ile evliliğinden 1945'te büyük oğlu Anter, 1948'de kızı Rahşan ve 1950'de küçük oğlu Dicle dünyaya geldi.

Musa Anter'in ilk gözaltına alınması öğrencilik yıllarında yaşandı. 

Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım'a küfrettiği suçlamasıyla 45 gün gözaltında kaldı. 

Canip Yıldırım ve Yusuf Azizoğlu ile birlikte İleri Yurt Gazetesi'ni çıkaran Musa Anter, yayımladığı Kürtçe şiiri "Qimil / Kımıl" sebebiyle 1959 yılında "49'lar davası" kapsamında idam istemiyle ile yargılandı. 

27 Mayıs darbesinin ardından aftan yararlanarak serbest kalan Anter, cezaevinden çıktıktan sonra Deng, Barış Dünyası ve Yön dergilerine yazdı. 

Devrimci Doğu Kültür Ocakları, Halkın Emek Partisi, Mezopotamya Kültür Merkezi ve İstanbul Kürt Enstitüsü'nün kurucuları arasında yer aldı.

 

 

 

 

Evrensel, Independent Türkçe, AA

DAHA FAZLA HABER OKU