Türkiye'nin yıllanmış sorunlarından emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) bir kez daha gündemde. Ancak bu sefer ilk defa çözüme daha yakınlar.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, dün 24 TV'de katıldığı bir programda EYT'nin yıl sonuna kadar çözmek istedikleri dosyalardan biri olduğunu söyleyerek, "Türkiye'nin emekçileri hiç merak etmesinler, hiç endişe etmesinler. Bu, önümüzdeki dosyalardan, çözülecek şeylerden biri" dedi.
23 yıllık bir sorun
Peki öncelikle EYT sorunu nedir?
Bunun için 8 Eylül 1999 gününe gitmek gerekiyor. O gün kabul edilen 4447 sayılı yasa ile işsizlik fonu düzenlemesi devreye girdi.
Bununla birlikte emeklilik yaşı kademeli olarak uzatıldı. Düzenlemeyle kabul edilen yasadan önceki yıllarda sigortalı olup iş yaşamına başlayan yüzbinlerce insanın emekli olabilecekleri tarih daha ileri bir zaman atıldı.
Emeklilik hakları ileri tarihlere kayan binlerce insan zamanla örgütlenerek seslerini duyurmaya çalıştı.
"EYT'de çember daralıyor"
Ancak iktidar kanadından gelen son açıklamalar EYT'lilerin umutlarını da artırdı.
Daha önceki açıklamalarında EYT'li sayısının 5 milyon 200 bin civarında olduğunu söyleyen Özgür Erdursun, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı'nın açıklamasıyla alakalı Independent Türkçe'ye yaptığı kısa açıklamada "EYT’de çember daralıyor, hükümet zorunlu olarak işi ciddi ciddi ele almaya başladı" dedi.
Konu, sosyal medyada da hayli geniş yer aldı.
Boran, artık daha umutlu ama temkini ve uyarıyı elden bırakmıyor
Emeklilikte Yaşa Takılanlar Federasyonu Başkanı Gönül Boran Özüpak, yıllardan beri EYT'nin çözümüne dair bir iddia gündeme gelse temkinli açıklama yapar, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ya da Çalışma Bakanı'nın ağzından net bir açıklama duymadan ciddiye almayacağını söylerdi.
Çalışma Bakanı Vedat Bilgin'in bizzat sorunun çözümüne dair girişimde bulunulacağını açıklaması üzerine bir kez daha Boran'a ulaştık.
Gönül Boran Özüpak, artık daha umutlu ama yine de temkinli daha da önemlisi iktidara önemli uyarıları var.
"Dereyi gördük şimdi dereyi geçme safhasındayız"
- EYT'lilerin sorununun çözümü için dere göründü diyebilir miyiz?
Öncesinde de paçaları sıvamıştık mücadelemizde. Dereyi gördük ama şimdi dereyi geçme safhasındayız.
Tabii ki bu açıklamayı verdiğimiz mücadelede bir sona geldiğimizin göstergesi olarak görüyoruz.
Çünkü daha önce Sayın Cumhurbaşkanı'nın ve Çalışma Bakanı'nın "EYT gündemimizde yok" açıklamalarından sonra şu an Çalışma Bakanı'nın "Çalışmalar masamızda" demesi aşamasına geldik. Bu da verilen mücadelenin bir sona yaklaştığının göstergesi.
"Sütten ağzımız yandı"
- Yine de bir temkinlilik var mı?
Yıllar boyunca sütten ağzımız gerçekten yandı. Her seçim arifesinde böyle vaatlerle kalındı.
Cumhur İttifakı'ndan olan siyasi partilerin de bize taahhütleri vardı. Örneğin MHP'nin.
Gelin görün ki aradan dört buçuk yıl geçti. Şimdi yeni bir seçime hazırlanıyoruz. O süre zarfında gerçekleşmeyen vaatler var.
"Olmazsa olmaz 4447 sayılı kanununda düzenleme"
- Peki sizin açınızdan olmazsa olmaz nedir?
Her şeye karşın bu açıklamaları olumlu buluyoruz. Topluluk olarak dediğimiz şu:
Bu çalışmanın içeriği nedir? Nasıl olacaktır? Bizde tek formül var. Bu formül bizi mağdur eden 4447 sayılı kanunun geriye aleyhte işletilme maddesinin düzenlenmesi, iptal edilmesi seçeneği.
"Önerilen formülleri öncesinde görmek istiyoruz"
- Çözüm masasında olmak istiyor musunuz?
Hazırlandığı iddia edilen çalışmalara dair birçok formül gündeme geldi. Bu formüller bizlere yeniden bir emeklilikte yaşa takılanlar sorununu çıkaracağı için o formüllerin ne olduğunu bilmek, görmek istiyoruz.
Bu mağduriyeti sonuna kadar yaşayan bir topluluk olarak bunların açıklamalarının detaylarını da bilmek istiyoruz.
Sadece yaptık oldu denemez. O halde diyeceğiz ki:
Siz 21 yıldır zaten iktidardınız. Bizim bu mağduriyetimizi yıllarca görmediniz. Şimdi bir seçim arifesindeyiz. Bize bir parmak bal mı süreceksiniz? Bunu kabul etmiyoruz ve çözüm için önerilen formül ya da formülleri öncesinde görmek istiyoruz.
"Bakan Bilgin'den randevu istedim. Sorunun muhataplarıyla masaya oturulur"
- Peki bu konuda girişimiz oldu mu?
Dün itibariyle ben Sayın Çalışma Bakanımız Vedat Bilgin Bey'in özel makamını aradım. Tekrar tekrar randevumu yeniledim. Her daim bu randevuyu yeniliyoruz.
Yani tek taraflı çözüm, çözümsüzlüktür bize göre. Mağduriyetlerini taşıyan mücadele eden bir topluluk varsa bunun muhataplarıyla o masaya oturulur.
"Ne istiyorsunuz?" diye bir sorulması lazım. "Ne yaşadınız? Ne ettiniz?". Bizi anlasınlar, dinlesinler ona göre değerlendirme yapsınlar. Yoksa o çalışmanın şeklinin şemalinin değişeceğini biz çok iyi biliyoruz.
"Sabrın neticesi vaat olarak kalmamalı, icraat olarak gündeme alınmalı"
- Buradan iktidara mesajınız var mı?
Umutsuz değiliz. Yıllarca da umudumuzla mücadelemizi bu safhaya getirdik. Kar tanesini kar topu yaptık.
Bütün Türkiye'de "hakkımı istiyorum" diyen arkadaşlarımla yürüdüğümüz yolda bir sona ulaşacağımızın göstergesidir bu.
Çok sabrettik. Sayın Cumhurbaşkanımız "biraz daha sabır" diyor bizlere.
Çok sabrettik ama ama o sabrın neticesi vaat olarak kalmamalı. Icraat olarak gündeme alınmalı.
"EYT'yi seçim taahhütü olarak tutmak istiyorlarsa, karşılarında geçmiş olsun diyen bir topluluk bulurlar"
- Bir endişeniz var mı?
Burada da bir örnek vermek istiyorum. 2018 seçimlerinde 3600 ek gösterge sözü verilmişti. 3600 ek göstergenin onaylanması aradan geçen dört buçuk yıla tekabül etti.
EYT'lilerin ise artık dayanacak sabrı yok. 3600 ek göstergeye evet. Onlar da EYT'li ama en azından bir gelirleri var.
Binlerce EYT'linin özellikle özel sektörde çalışmış olanların bugün geliri yok. İşsiz kalmış durumdalar. Bundan dolayı acil çözüm gerekiyor. Bu mağduriyetin bitirilmesinde için söze değil sadece icraata bakacağız.
Çalışma bakanımızın "Çalışmalarımız masada, 2022 sonuna kadar sonlandıracağız" diyor da o durumda yasalaşma süreci bir seçim vaadi olarak mı kalacak?
EYT'yi sonbaharda açıklayıp Haziran 2023 seçiminde bir taahhüt olarak tutmak istiyorlarsa o zaman karşılarında, "Bu zamana kadar neredeydiniz? Geçmiş olsun" diyen bir topluluk bulacaklar.
© The Independentturkish