MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bir kez daha siyasetin gündemine giren idam cezası tartışmalarını "çok yararlı gördüğünü" söyledi. Meclis'e idam cezası konusunda bir yasa teklifi gelmesi durumunda "seve seve destek vereceklerini" ifade eden MHP lideri, "İdam cezasının kadın cinayetlerini, tecavüz suçlarını da kapsayacak esneklik içinde olmasını bekliyorum" diye konuştu. Türk Ocakları'nın İstanbul'daki toplantısına CHP'li isimlerin davet edilmesine tepki gösteren Bahçeli, "Ya bunu nasıl yaptınız?" diye sordu.

“Eğer seçim 18 Haziran’da yapılırsa…”

Partisinin grup toplantısında konuşan MHP lideri, Erdoğan’ın “üçüncü kez aday olması” tartışmalarına değindi. Bahçeli’nin bu konuya dair yorum yaparken “Eğer seçim 18 Haziran 2023’te yapılırsa…” şeklinde bir ifade kullanması dikkati çekti.

MHP liderinin açıklaması şöyle:

Eğer seçim 18 Haziran 2023'te yapılırsa bugünden itibaren 356 gün kalmıştır. Sayın Cumhurbaşkanımızın hiçbir sisli ve şüphe çeken yanı olmayan mutlak adaylığı üzerinde nifak yayan zillet faillerine diyorum ki, yenilen pehlivan güreşe doymazmış ama sizi doyuracağız. Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın adaylığı meşrudur, yasaldır, anayasaldır. 2023'te Sayın Cumhurbaşkanımız çok güçlü bir şekilde Cumhurbaşkanı seçilecektir. 

"İdam cezasına destek veririz"

Marmaris’te çıkan orman yangını üzerinden idam tartışmasını tekrar açan Bahçeli, şunları söyledi:

Anayasa hükmü gereğince ormanları yakmak, yok etmek amacıyla işlenen suçların özel veya genel af kapsamına alınmayacağı kural altına alınmıştır. İdam cezasının tartışılmasını çok yararlı gördüğümü, bir kanun teklifi gelirse seve seve destek olacağımızı açık seçik ifade ediyorum. İdam cezasının kadın cinayetlerini, tecavüz suçlarını da kapsayacak esneklik içinde olmasını bekliyorum. Üzerimize ne düşüyorsa yerine getirmeye hazırız.

Türk Ocakları'na tepki

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun Türk Ocakları'nın düzenlediği bir toplantıya davetli olması konusuna değinen Bahçeli, şunları söyledi:

Şimdi herkes elini vicdanına koyup düşünsün, Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Türk Ocakları’nın Kuruluşu’nun 110’uncu Yılında; İslam Dünyasında Meseleler ve Çözüm Yolları Sempozyumu’nda” ne işi vardır? Biz bu hazin manzarayı nasıl okuyalım? Neye yoralım? Nasıl yorumlayalım? Davet ede ede, hem de böylesi bir dönemde Kılıçdaroğlu mu davet edilmiştir? Benim sözüm Türk Ocakları’nın üç-beş yöneticisinedir. Ya bunu nasıl yaptınız? Nasıl böyle bir hatanın faili oldunuz? Bu gaflete nasıl kapıldınız?

Kılıçdaroğlu’nun “din halkın afyonudur” diyen, üstelik İslam dünyasıyla ilgili bir sempozyumda, Karl Marx’tan alıntı yaparak salonda hazır bulunanlara hitap etmesine nasıl katlandınız? O salondan mesela Ziya Gökalp, mesela Erol Güngör, mesela Mehmet Eröz’ün yerine Marx’ın görüşlerinin kamuoyuna yansımasını içinize nasıl sindirdiniz? Bunu nasıl hazmedebildiniz? Ben çok üzüldüm, dalıp dalıp uzaklara gittim, acaba Türk Ocakları yönetimi hiç mi rahatsız olmadı? Hiç mi vicdan azabı çekmedi? Türk milletinin kurşun gibi ağır günlerden geçtiği bir dönemde bu Türk Ocakları ne yapar, ne arar, neyle meşgul olur?

Independent Türkçe