Açık hava müzesi, peri bacaları, yeraltı şehri ve Ihlara Vadisi gibi pek çok zenginliği barındıran Kapadokya'nın güzellikleri ile değerleri bunlarla sınırlı değil.
Özellikle bir yer var ki, son dönemde adından daha fazla söz ettiriyor: Mustafapaşa.
Burası Ürgüp'e 6, Nevşehir'e 25 kilometre uzaklıkta bulunan, camilerden kiliselere, taş evlerden medreselere, manastırlardan konaklara pek çok yapıya ev sahipliği yapan eski bir Rum köyü.
Doğallığını muhafaza eden bin 300 sakinli köy her yanıyla "buram buram" tarih kokuyor.
Antik dönemde Sinasos adıyla bilinen köyde, M.S. 9. yüzyıldan başlayarak, Orta Çağ'a (Bizans), Osmanlı'ya ve erken Cumhuriyet dönemine ait 200 civarında tescilli yapı yer alıyor.
Uzaktan küçük bir Anadolu kasabası görünümünde olsa da yakınlaştıkça adeta bir kültür mozaiği.
Köyün, Lausanne (Lozan) Mübadelesi öncesi dönemde gayrimüslim ve Müslüman halkın ortak yaşam kültürünü, mübadeleyle gelen Makedonya göçmenlerinin zenginliğiyle harmanladığı görülüyor.
Mustafapaşa ismi nereden geliyor?
İstanbul'da yaşayan "Havyarcılar Loncası" liderlerinden Serafim Rizos'un el yazmasına göre Mustafapaşa, ismini Seyyid Mustafa Paşa isimli üst düzey bir devlet görevlisinden alıyor.
Bu yetkili, çeşmeler bağışlayarak köyün su sorununu büyük ölçüde çözünce buraya Mustafapaşa denilmeye başlanıyor.
Resmiyete dökülmese de "dünyanın en iyi turizm kenti"
Taş binalar, medreseler, kiliseler, manastır ve konaklarla birlikte pek çok kültürel ve tarihi zenginliğe ev sahipliği yapan köy, Birleşmiş Milletler'in (BM) de dikkatini çekti.
Toplumları, yerel adetleri ve kültürel mirasları koruyan "dünyanın en iyi turizm köyleri"ni belirleyen Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü (UNWTO), Mustafapaşa'ya da yer verdi.
İnternet sitesinde de övgü dolu ifadelere yer veren örgüt, "Mustafapaşa'da turizm, 'Kapadokya'nın ortak kültürel mirasını, çeşitliliğini ve özgün yaşam tarzını korurken, toplumu ve işletmeleri güçlendiren, kapsayıcı, sürdürülebilir ve yenilikçi eylemler yoluyla kırsal kalkınmaya ve dengeli büyümeye' katkı sağlar" yorumunda bulundu.
Resmiyete geçirilmese de Mustafapaşa, 17 sürdürülebilirlik kriteri arasından 9'unu karşılayarak en fazla puanı alan köy oldu.
'Bir Başka Kapadokya' etkinliği
Nevşehir Valiliği himayesinde, Kapadokya Üniversitesi, Ürgüp Kaymakamlığı, Ürgüp Belediyesi, Ahiler Kalkınma Ajansı ve Kapadokya Alan Başkanlığı işbirliğinde gerçekleştirilen 'Bir Başka Kapadokya' etkinliği kapsamında Mustafapaşa'ya giderek Kapadokya turizmindeki yerini sağlamlaştıran köyü gezerek yazımda birbirinden kıymetli 10 yapıya yer verdim.
Mehmet Şakirpaşa Medresesi
Birbirinden değerli tarihi yapıların yer aldığı köyün meydanında ilk göze çarpan bir Osmanlı eseri olan Mehmet Şakirpaşa Medresesi.
1899 senesinde inşa edilen ve giriş kapısının dizaynıyla dikkat çeken eserin adı, Kervansaray olarak da biliniyor.
Kapının önündeki Arapça kitabede Mısırlı Mehmet Şakir Paşa'nın hayrından bahsediliyor ve cephedeki mermere bir Osmanlı tuğrasının işlendiği görülüyor.
Medresenin taç kapısı taş oyma ustalarının baş yapıtı niteliğinde. Bu kapıdan avluya girilince sekiz kenarlı sütunlarca desteklenen kemerli bir revakla karşılaşılıyor.
Mehmet Şakirpaşa Medresesi günümüzde Kapadokya Üniversitesi'ne bağlı Meslek Yüksek Okulu binası olarak eğitim amaçlı kullanılıyor.
Medresenin hemen karşısında ise Mustafapaşa'nın en eski camisi, 1601 tarihli Cami-i Kebir ile Şeyh Ali ve Sipahi Camii bulunuyor.
Konstantin ve Helena (Eleni) Kilisesi
Sinasoslu Rumların en önemli kiliselerinden olan Konstantin ve Helena (Eleni) Kilisesi 1729'da inşa edilmiş, 1829 ve 1850'de onarım görmüş.
Cumhuriyet Medyanı'nda belediye binasının yanında bulunuyor.
Bu görkemli kilise pazar ayinleri, bayramlar, okul törenleri, piskoposun konukları karşılama törenleri, sultanın sağlığı ya da ordunun başarısı için dua okuma gibi çeşitli törenler için kullanılmış.
Fener Rum Patriği Bartholomeos da pek çok kez buradaki ayinlerde bulunmuştur.
Serafim Konağı
1853 tarihli Serafim Konağı, Mustafapaşa köyüyle ilgili bilgi sahibi olunmasını sağlayan Serafim Rizos'un dedesi tarafından yaptırılmış.
Bir bölümü otel olarak hizmet veren konağın orijinal giriş kapısı üzerindeki kitabede şu ifadeler yer alıyor:
"İnsanoğlu, eğer dostsan hoş geldin. Düşman ve kötü niyetliysen bu kapıdan uzak dur. Bugün benimdir, yarın başkasının olacaktır ve hiçbir zaman hiç kimseye ait olmayacaktır, 1853."
Aziz Nikolaos (Aziz Nikola) Manastır Kilisesi
Manastır Vadisi'nde yer alan Aziz Nikolaos Manastır Kilisesi, köy halkının büyük önem verdiği Aziz Nikolaos'a ithaf edilmiştir.
Peri bacaları ve üzüm bağları arasında yer alan bu görkemli manastır, 19. yüzyılda sadece dini olarak değil sosyal açıdan da önemli bir yere sahipti.
Kilisenin avlusundaki şadırvan şeklindeki çeşmeden akan suyun şifalı olduğuna inanılmaktaydı.
İç içe iki yuvarlak kemerli, bezemeli bir kapıdan bahçe bölümüne giriliyor. Yuvarlak kapı kemerinin alnında Grek harfleri ile "Oayios Nikolaos" (Aya Nikola) yazısı yer alıyor.
Bu yapıda, odaların oyulduğu peribacası da bulunuyor. Avlu üst kotunda ise 41 adet mezarın bulunduğu kilise mezarlığı dikkati çekiyor.
Old Greek House
Asmalı Konak dizisinin çekildiği konak olarak da bilinen Old Greek House, 1876'da Yarha Vasil isimli bir Rum tarafından yaptırılmış.
1938'de Öztürk ailesinin dedeleri tarafından satın alınan ev, 20 yıldır otel ve restoran olarak hizmet veriyor.
Konaktaki duvar resimleri arasında Pierre Auguste Cot'un 1873 tarihli "Springtime" adlı eserinin model alınarak yapıldığı belirtilen tablo dikkat çekiyor.
Kapadokya Sanat ve Tarih Müzesi
Köyde Maymunoğlu lakabıyla bilinen bir Rum tarafından 1850'lerde inşa edilen yapı, günümüzde Kapadokya Sanat ve Tarih Müzesi olarak kullanılırken, çeşitli faaliyetlere ev sahipliği yapıyor.
Orijinal yapısını büyük ölçüde koruyan yapının içerisinde duvar resimlerinin yanında incelikli taş işlemeleri, tandır, dolap ve sedir gibi mimari ve süsleme unsuru dikkat çekiyor.
Kapadokya kültürünü oyuncak bebeklerle anlatan müze, bu özelliğiyle Türkiye'de bir ilk olurken, "Bebek Müzesi" ismiyle de biliniyor.
Müzenin üst katından Mustafapaşa'nın eşsiz manzarasını da izlemek mümkün.
Haralambos Sultanidis (Haralambos Konağı, Sultanidis Konağı)
Köyün en görkemli yapıları arasında yer alan bu konak, İstanbul'da yaşayan armatör Haralambos Sultanidis tarafından 1892'de yapılmış.
Mimari yapısı kadar içindeki süslemelerle de dikkati çeken konak, ev olarak tasarlansa da balo ve çeşitli eğlencelere de ev sahipliği yapmış. Ayrıca, misafirhane, sosyal faaliyet alanı ve ilkokul olarak da hizmet vermiş.
Devrin önde gelen ressamlarından Meletiades'in Otsu Vakası isimli eseri de duvarda yerini alan bu konak günümüzde Kapadokya Üniversitesi'nin idari binası olarak kullanılıyor.
Kapadokya Üniversitesi (KÜN) Enstitü Konakları
Taş ve ahşap süslemelerinin yanı sıra duvar resimleriyle dikkati çeken ve iki konaktan oluşan yapı, günümüzde Kapadokya Üniversitesi (KÜN) Enstitü Binası olarak işlev görüyor.
Hayat Devam Ediyor dizisine de ev sahipliği yapmış olan konaklar, KÜN Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Araştırma Enstitüsü olarak kullanılıyor.
Zemindeki odalardan bazıları kagir, bazıları ise kaya oyma. Üçgen alınlıklı kapıdan girilerek üst kata çıkıldığında, devrin önde gelen ressamı Meletiades'in 1908'de yaptığı duvar resmiyle karşılaşılıyor.
Resimde üzerinde gelinlikle çeşme başında oturan genç bir kadının yanı başında Eros figürü görülüyor.
KÜN Cankut Bagana Binası
1900 tarihli yapı, İstanbul'da havyar tüccarı olan Andonis Poligenidis tarafından yaptırılmış, daha sonra bu konakta ailenin damadı ve Mustafapaşa'nın önemli şahsiyetlerinden biri olan Serafim Rizos yaşamış.
Yapı binaların birleştirilmesiyle oluşan eklentiyle birlikte halı satış mağazasına dönüştürülmüş. Bu dönüşümü gerçekleştiren şirketin ortaklarından olan Cankut Bagana, binanın kullanım hakkını 2016'da Kapadokya Üniversitesi'ne devretmiş.
Beyaz Konak
1880'de köyde Çoka ismiyle bilinen bir Rum tarafından inşa edilen iki katlı, düz çatılı, dikdörtgen planlı bu konak, ismini dış cephesinden alıyor.
Dantel gibi işlemelerle öne çıkan konakta, zamanın taş oymacılarının maharetlerinin eseri görülüyor.
Hayat ağacı tasviri, kuş figürü, kemerler, süslemeler ve avlunun yanı sıra Osmanlı ev mimarisinin en karakteristik hallerinden olan "hayat" yapısı dikkati çekiyor.
Günümüzde özel mülkiyete ait olan yapının otel olarak kullanılması bekleniyor.
Kapadokya Üniversitesi (KÜN)
2005 yılında kurulan Kapadokya Üniversitesi'nin (KÜN) merkezi de Mustafapaşa köyünde yer alıyor. KÜN, Mustafapaşa'nın kültürel mirasının restorasyon yoluyla korunması, köy içi çevre düzenlemeleri, cephe tasarımları, yerel istihdam yaratma, yaşam boyu öğrenme imkânları ve bölgesel eğitim bursları verilmesi gibi pek çok alanda bu alanın kalkınmasına ve gelişimine destek veriyor.
Burada ikamet eden yerel halkla birlikte Mustafapaşa yapılarının tarihçelerinin hazırlanması, köydeki yapıların tabelalandırılarak turizme açılması ve Mustafapaşa portalının (mustafapasakapadokya.org) kurulması, üniversitenin köyün sürdürülebilir kalkınmasına yönelik çalışmaları arasında yer alıyor.
Kültürel varlıkları korunuyor
Mustafapaşa'nın doğal ve kültürel varlıkları "Mustafapaşa Koruma Amaçlı İmar Planı" ile koruma altına alınırken yeni yapılanmalar sınırlandırılmış durumda.
© The Independentturkish