Sedat Peker'in avukatından "seçime yakın bir süreçte konuşmaya hazırlanıyor" iddiasına yanıt

Sedat Peker'in avukatı Ersan Barkın, müvekkilinin yeni video paylaşıp, paylaşmayacağı hakkındaki soruya yanıt verdi

Görsel: YouTube

Yaklaşık bir yıl önce internette yayınlamaya başladığı videolar ve sosyal medya paylaşımlarıyla Türkiye'nin gündemine oturan Sedat Peker Kasım 2021’den bu yana sessizliğini koruyor.

Sedat Peker’in avukatı Ersan Barkın, MedyaScope’dan Aytuğ Özçolak'a açıklamalarda  bulundu. 

Peker'le haftada birden fazla kez görüştüğünü belirten Barkın şunları söyledi:

Neredeyse Birleşik Arap Emirlikleri’ne gittiğinden beri aynı ikametgâhta kaldığını biliyorum. Çünkü kendisiyle yaptığım görüşmeler aynı mekânda gerçekleşiyor. Sadece telefonla değil, çoğu zaman video konferans yoluyla görüşüyoruz. Kendisi, eşi ve çocukları Birleşik Arap Emirlikleri’ne gittiklerinden beri aynı yerde ikamet ediyorlar. Sosyal hayatlarının da Türkiye’deki gibi olduğunu söyleyebilirim. Burada da çok serbest sosyal hayatı olan bir aile değildi. Anladığım kadarıyla biraz daha dikkatli, temkinli, kendi güvenliklerini riske atmayacak şekilde yaşamlarını sürdürüyorlar

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

"Saymaz’ın açıklamalarında bahsettiği konulara dair bir bilgim yok"

Barkın, Halk TV yazarı İsmail Saymaz’ın 2 gün önceki yazısında "Peker’in seçime yakın bir süreçte konuşmaya hazırlandığı söyleniyor" iddiasına ilişkin ise "İsmail Saymaz’ın açıklamalarında bahsettiği konulara dair bir bilgim yok. Ancak Sayın Saymaz’ın bugüne dek Sayın Peker hakkında ya da başka bir konuda yeterli inceleme ve bilgiye sahip olmadan bir değerlendirme yaptığını görmedim" ifadelerini kullandı.

"BAE ile yaptığı centilmenlik anlaşmasına riayet ediyor"

Peker’in BAE ile yaptığı anlaşmayı “centilmenlik anlaşması” olarak niteleyen Barkın şunları kaydetti:

BAE ile yaptığı centilmenlik anlaşmasına riayet ediyor. Riayet etmek durumunda. Bildiğim kadarıyla bu yazılı bir anlaşma değil. Ancak geçen sene, siyasi sonuçları olacağı sebebiyle paylaşımlarda bulunmaması hususunda talepte, ricada bulunuldu. Kendisi de mevcut durumu itibarıyla buna uygun davrandı. Bu talebin temel gerekçesi kendi can güvenliğinin korunması ile ilgili. Kasım ayından beri de paylaşımda bulunmuyor. Ancak anlaşmanın içeriği hakkında hukuki bir bilgim yok. Bu konuda sahip olduğumuz bilgiler kendisinin açıkladıkları.

"Kırmızı bültenin Birleşik Arap Emirlikleri’nce icrası sözkonusu değil"

Sedat Peker ile hukuki ihtiyaç duyduğu her an görüştüğünü belirten Barkın, Peker hakkında Türkiye’de devam eden davalara ilişkin şu bilgileri verdi: 

Hakkında Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin hem Bursa 5. Ağır Ceza Mahkemesi hem de İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kırmızı bülten talebi var. Bursa’daki dosya İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dosyayla birleştirilmişti. Geçen ay Yargıtay 5. Ceza Dairesi bu kararı uygun bulmadı ve iki davanın, yani iki örgüt davasının iki mahkemede görülmesine karar verdi. Dolayısıyla bir İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yürüyen 92 sanıklı örgüt davası, bir de Bursa’da yürüyen “Köfteci Yusuf davası” diye tanımlanan bir dava var. Kendisi hakkında her iki davada da kırmızı bülten talebi var. Kırmızı bültenin icrası Interpol tarafından oluyor. Interpol tarafından Türkiye Cumhuriyeti’nin talepleri ve Sayın Peker’in savunmaları alındı. Şu an için nihai bir değerlendirme gerçekleşmedi. Dolayısıyla kırmızı bültenin Birleşik Arap Emirlikleri’nce icrası sözkonusu değil.

"İadesi konusu tamamen siyasi bir durum"

Barkın, Peker’in iadesi için şu an hukuki bir sebep bulunmadığını ancak konunun siyasi boyutunun da olduğu belirtti:

İadesi konusu tamamen siyasi bir durum. Hukuki olarak vereceğimiz cevap şu: ‘Birincisi, kırmızı bülten talebi var ve bu talep nihayete ermedi. İkincisi BAE ve Türkiye arasında bir iade anlaşması yok. Üçüncüsü BAE herhangi bir uluslararası iade anlaşmasının tarafı değil.’ Ancak tabii iade anlaşması olmasa da pekâlâ iade edebilir. Çokça örneği var. Bu Türkiye devletiyle BAE arasındaki siyasi ilişkiye bağlı. Bir de tabii ki Türkiye’de yargılandığı davaların niteliklerinin ne ölçüde iadeye gerekçe oluşturduğu önemli. Arapların bunu da göz önünde bulunduracağı kanaatindeyim, sonuçta orası bir kabile devleti değil.

 

 

Medyascope

DAHA FAZLA HABER OKU