Vatikan ve ramazan mesajı: Sevinçlere ve hüzünlere ortak olmak

Bu mesaj, ayrılık zamanında "bir araya gelme" ve ramazan ayında Vatikan ile Müslümanlar arasında "bir köprü kurma" çağrısıdır

Fotoğraf: EPA

Her yıl ramazan ayının gelişiyle birlikte ve Ramazan Bayramı'ndan önce, Vatikan ile özellikle de Arap ve İslam dünyası arasında, köprüler inşa etmek ve duvarları yıkmak için sevgi ve barış mesajı vermek âdettendir.

Bu yılın mesajı da birkaç gün önce Kardinal Miguel Ayuso Guixot tarafından gönderildi. "Hıristiyanlar ve Müslümanlar: Sevinçlerde ve Hüzünlerde Ortaklık" başlıklı mesajın girişinde şu sözler yer aldı:

Sevgili Müslüman kardeşlerim, komşularımızın ve dostlarımızın sevinçlerine ve üzüntülerine ortak olmaya devam edeceğiz. Çünkü Allah'ın sevgisi tüm insanlığı ve evreni kuşatır.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bu yılın mesajı, özellikle enflasyon ve yoksulluk gibi ekonomik çalkantılara yol açan salgından iki yıl sonra ve bunun ardından Rusya-Ukrayna savaşı gibi hızlı tempolu küresel değişiklikler ortamında geldi.

Kardinal Ayuso mesajına, kendi aile fertleri de dahil olmak üzere dünya çapında milyonlarca insanın ölümüne ve hastalanmasına yol açan salgını yeniden düşünmeye çağırarak başlıyor.

İslam dünyası ramazan ayını kutlarken, düşüncelerimiz, bizi himayesi altında koruyan Yüce Allah'a şükretmeye yöneliyor. Ayuso ekliyor:

Ölüler için hüzünle, hastalar için ise umutla dua ediyoruz.


Papa Francis'in Batı ile Doğu, İslam dünyası ve Hıristiyan dünyası arasındaki diyalog bağlarını güçlendirme hususunda açık bir umut taşıdığını söylemek bir sır değil.

Bu bağlamda Dinlerarası Diyalog Konseyi Başkanı Kardinal Ayuso, pandeminin ve trajik etkilerinin dikkatimizi yaşamın önemli bir boyutuna bir kez daha çektiğini teyit ediyor: Ortaklık.

Bu nedenle Vatikan'ın bu yılki ramazanda verdiği mesaj, inancın ve vicdanın esaslarını, kimsenin görmezden gelemeyeceğini ve inkâr edemeyeceğini hatırlatmak içindi.


İnsanlık, her şeyin yaratıcısı ve idare edeni olan Allah'ın armağanlarını paylaşmaktadır.: Hava, su, yaşam, gıda, barınak, tıp alanında ilerlemenin meyveleri, bilim ve teknolojideki gelişmenin sonuçları ve evrenin sürekli keşfi...

Bütün bunlar insanlığın paylaşması gereken ilahi armağanlar değil mi?


Vatikan'ın bu yılki mesajı, günlük hayat koşuşturmacasında neredeyse kaybolmuş olan insanlık ve maneviyat değerlerini hatırlatıyor.

Allah'ın lütuf ve cömertliğini idrak etmek, kalplerimizi O'na karşı şükranla doldurur. Aynı zamanda armağanlarını ve nimetlerini her türlü ihtiyacı olan kardeşlerimizle paylaşmamız için bizi teşvik eder.

Mektupta, işsizlik ve salgına bağlı ekonomik ve sosyal sorunlar nedeniyle birçok kişinin içinde bulunduğu yoksulluk ve güvencesiz şartların, görevlerimizi daha da acil hale getirdiği vurgulanıyor.
 


Yeryüzünün nimetlerini paylaşmadan ve birbirimizle ortaklık kurmadan önce bizi kalbi ve ruhi ortaklığa teşvik eden şey nedir?

Buradaki en derin saik, bizlerin ve sahip olduğumuz her şeyin, her şeye gücü yeten Alah'ın armağanları olduğunun idrakinde yatmaktadır.

Dolayısıyla bizlere bahşedilenleri kardeşlerimizin hizmetine sunmalı ve sahip olduklarımızı onlarla paylaşmalıyız.

Papa Francis'in kaleminden dökülen satırlar, bu ortaklığın en iyi görünümüyle diğerlerine karşı gerçek empati ve etkin şefkatten kaynaklandığı gerçeğine gözlerimizi açıyor.

Burada ortaklık yalnızca maddi imkanlarla sınırlı değildir ve olmamalıdır da. Çünkü bugün belki de insanlığın, özellikle de insanın metalaştığı şu zamanda, ruhsal ve psikolojik yaraları iyileştirecek kimselere ihtiyacı vardır.


Birbirimizin sevinçlerini ve hüzünlerini içtenlikle paylaşmaya ihtiyacımız var.

Aziz Paul, iki bin yıl önce dünyayı yöneten imparatorluğun başkenti Roma'nın halkına, 'mutlu olanlarla sevinmelerini ve kederli olanlarla üzülmelerini' tavsiye etti.

Papa Francis, Ramazan mesajından önce, herkesin paylaşması, hatta karşılık vermesi gereken ortak acılardan defalarca bahsetti.

Bu karşılıklı empati, mutlu ya da üzücü önemli olaylar sırasında -diğer inanç sahipleri dahil olmak üzere- akrabalarımız, dostlarımız ve komşularımızın duygularına ortak olmaktan kaynaklanır.


Mesaj, inananların büyük dini kutlamalar yoluyla olan sevinçlerinin önemi üzerinde duruyor. Çünkü bu vesileyle diğer dinlere mensup arkadaşlarımızı ve komşularımızı ziyaret ediyor ya da onları tebrik ediyoruz.

Bayramlarında onların sevinçlerini paylaşıyoruz. Bu kutlanan hadisenin dini boyutunun benimsendiği anlamına gelmiyor.

Bu mesaj, ayrılık zamanında "bir araya gelme" ve ramazan ayında Vatikan ile Müslümanlar arasında "bir köprü kurma" çağrısıdır.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Sema Sevil

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU