Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dolmabahçe Sarayı'nda, İslam İşbirliği Teşkilatı Parlamento Birliği (İSİPAB) 16. Konferansı Açılış Oturumu'nda konuştu.
Erdoğan, konuşmasının başında Kuran'daki Bakara suresinden alıntı yaparak "Muhakkak ki sizi biraz korku ve açlıkla; mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle deneriz. Sabredenleri müjdele!" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İSİPAB Konferansındaki konuşmasında Bakara suresinden alıntı yaptı:
— Independent Turkish (@TurkishIndy) December 10, 2021
Muhakkak ki sizi biraz korku ve açlıkla; mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle deneriz. Sabredenleri müjdelehttps://t.co/mDImzMq66E pic.twitter.com/HzniDj6DVH
Konuşmasında İsrail ve Filistin konusuna değinen Erdoğan, "Filistin meselesi hepimizi bir araya getiren yapı taşlarından birisidir" dedi.
"Kudüs davası yalnızca Filistin'deki bir avuç cesur Müslümanın davası değildir, İslam aleminin ortak davasıdır" ifadelerini kullanan Erdoğan şöyle devam etti:
Filistin davası gündemimizin en üst sıralarında yer almayı sürdürüyor. Batı Şeria'da tek taraflı uygulamalar günden güne artıyor. Filistinli kardeşlerimizin sokak ortasında infaz edildiğini görüyoruz. Gazze'ye yönelik haksız abluka da devam ediyor. Filistin'i nefessiz bırakan bu politikalar Filistinli kardeşlerimizin şanlı direnişi sayesinde şimdiye kadar hedefine ulaşamamıştır. Bir avuç fanatik dışında ne İsrail'e ne de bölge halkına faydası olmamıştır. İşgal, şiddet politikalarında ısrar etmenin artık kimseye bir faydası yoktur. Kudüs'ü 400 yıl boyunca adaletle yöneten ecdadın torunları olarak Filistin'de zulüm görmek istemiyoruz. Doğu Kudüs'ün statüsüne yönelik hassasiyetimizi kararlılıkla sürdürüyoruz.
"Ülkemiz yeni bir göç yükünü kaldıramaz"
Afganstan'daki son gelişmelere de değinen Erdoğan, "Afganistan'ın kalıcı barış ve istikrara kavuşması ortak temennimizdir, Afgan halkına sırtımızı dönme bu ülkede yaşananlara göz yumma hakkımızdır yoktur. Köklü ilişkilere sahip olduğumuz Afganistan'a yardımlarımızı sürdürüyoruz. Hali hazırda 3,6 milyonu Suriye'den gelenler olmak üzere yaklaşık 5 milyon yabancıya ev sahipliği yapan ülkemiz yeni bir göç yükünü kaldıramaz. Göçmen yükünde sesi çok çıkan Batılı ülkelerden ziyade kriz bölgelerine komşu bizim gibi ülkeler çekiyor" dedi.
Erdoğan'dan Bakara Suresi'nden alıntı
Erdoğan, "Dünya İnsan Hakları Günü" programına video mesaj gönderdi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,"10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü" dolayısıyla AK Parti İnsan Hakları Başkanlığı tarafından düzenlenen programa bir video mesaj gönderdi.
Dünya İnsan Hakları Günü'nün, başta mazlum ve mağdurlar olmak üzere tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bundan 73 sene önce büyük umutlarla kabul edilen Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, küresel barış ve istikrarın korunmasında halen önemli bir rehber olma vasfını koruyor. Ancak başta İslam düşmanlığı ve kültürel ırkçılık olmak üzere beyannamede yer alan ilkelere yönelik tehditler de günden güne artıyor" ifadelerini kullandı.
"Günümüzde demokrasi ve insan hakları havariliği yapan birçok Batı ülkesinde nefret söylemleri, siyasetle birlikte günlük hayatı da esir almıştır" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
İnsanları kökenine, inancına, rengine, dış görünüşüne göre ayıran, en temel hak ve özgürlüklerini ellerinden alan faşist uygulamalar, adeta sıradan hale gelmiştir. Her ne kadar buz dağının sadece görünen kısmını yansıtsa bile, istatistikler İslam ve yabancı düşmanlığının ulaştığı boyutları açıkça ortaya koymaktadır. Geçtiğimiz yıl, önceki senelere göre nefret suçlarının sayısı iki kat yükselmiştir. Yine geçen yıl Avrupa'da en çok vatandaşımızın yaşadığı üç ülkede göçmenlere yönelik saldırıların sayısı 3 bini aşmıştır. Mescit ve ibadethanelere yönelik eylemler ise ana akım medyada artık haber değeri bile taşımıyor. Nefret suçlarına yönelik kayıtsızlığın mülteciler ve yerlerinden edilmiş kişilere karşı da sergilendiğini görüyoruz. Her seferinde insan hak ve özgürlüklerinden dem vuranlar, Suriye'den Yemen'e, Afganistan'dan Arakan'a kadar bölgemizde yaşanan insani dramlara gözlerini kapıyor. Akdeniz'in, her yıl binlerce insanın hayatını kaybettiği devasa bir kabristana dönüşmesini sadece seyrediyorlar. Yunanistan'ın Ege Denizi'nde mülteci botlarını batırması karşısında hiçbir tepki göstermiyorlar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ülkemizin haklı olduğu konularda dahi hemen yaptırım diline sarılanların, her gün televizyon ekranlarına yansıyan bu trajedilerle ilgili, şimdiye kadar tek bir eleştirel cümlelerini duymadık, işitmedik." dedi.
Sürekli çocuk haklarından bahsedenlerin, Avrupa'da kaybolan 10 binlerce Suriyeli mülteci çocukla ilgili attıkları hiçbir adımına şahit olmadıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, benzer ikiyüzlülüklerin kadın hakları ve kadına yönelik şiddet meselesinde de sahnelendiğini dile getirdi.
"Nerede bir mazlum ve mağdur varsa yardım elimizi uzatıyoruz"
"Kadınlara kamusal alanda var olma hakkı tanımayan ayrımcı düzenlemeler, Batılı ülkelerde hiçbir tepki çekmeden rahatlıkla hayata geçebilmektedir." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İstanbul Sözleşmesi üzerinden bizi hedef alan kesimlerin, vatandaşlarımızı da mağdur eden bu zulümler karşısında sessiz kalması ise ayrı bir garabettir." diye konuştu.
İnsan haklarının hiçe sayıldığı böylesi bir dönemde Türkiye'nin insanı ve insani değerleri merkeze alan çalışmalarıyla öne çıktığını kaydeden Erdoğan, "Suriye'den Yemen'e, Afganistan'dan Arakan'a kadar tüm kriz bölgelerinde insanlık onurunu kurtaran hizmetlere imza atıyoruz. 'Daha adil bir dünyanın mümkün' olduğu inancıyla nerede bir mazlum ve mağdur varsa, ayrım yapmadan, yardım elimizi uzatıyoruz." şeklinde konuştu.
"Haksızlık ve hukuksuzlar karşısında tepkimizi göstermekten çekinmiyoruz"
"Dünyanın milli gelire göre en fazla insani yardım yapan ülkelerinden birisiyiz. Savaş, çatışma ve terörden kaçan 5 milyona yakın kardeşimizi ülkemizde misafir ediyoruz." diyen Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı:
Salgınla mücadelede başkaları gibi içe kapanmak yerine imkanlarımızı dost ve kardeş ülkelerle paylaşıyoruz. Haksızlık ve hukuksuzlar karşısında tepkimizi göstermekten çekinmiyoruz. Sınırlarımız dışında tüm bunları yaparken, ülkemiz içinde de kadınlarımız, çocuklarımız ve engellilerimiz başta olmak üzere her kesimden insanımızın hak ve özgürlüklerini genişletmeye gayret ediyoruz. Yargı Reformu Strateji Belgemizi açıkladığımız 30 Mayıs 2019 tarihinden bugüne kadar 5 yargı paketini hayata geçirdik. Yakında Meclisimizin takdirine sunacağımız yeni bir yargı paketiyle bu reform zincirine inşallah yeni bir halka daha ekliyoruz.
Independent Türkçe