İstanbul'un en merkezi ilçelerinden Kadıköy'de uzun çabalardan sonra temizlenen Kurbağalıdere'de 24 Ekim 2021 Pazar günü tanık olanları şaşırtan bir olay yaşandı.
Akşam saatlerinde kayalıkların arasından çıkan bir su samuru peşinden gelen kediye aldırmadan yolun karşısına geçti, bir süre sonra tekrar suya dönerek kayboldu.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu da aynı gün Twitter hesabından Emrah Coşkun adlı kişi tarafından görüntülenen bu su samurunun görüntülerini paylaştı.
İki gün sonra bu sefer de Arnavutköy'de bulunan bir kızıl akbabaya dair haber ajanslara düştü.
Göç yolu üzerinde yorgun düşerek yere inen ve uçmakta zorlanan kızıl akbaba, Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü'ne (DKMP) teslim edildi.
İstanbul'daki kızıl akbabadan birkaç gün önce yine göç yolunda yorgun düşerek Çanakkale'nin Gelibolu ilçesinde kıyıya yakın bir noktaya inen ve balıkçılarca bulunarak teslim edildiği DKMP görevlilerince iki günlük bakıma alınan bir başka kızıl akbaba ise yeniden doğaya salındı.
Kurbağalıdere gibi birçok yer ekolojik felaket haline gelmişti. Kısa sürede kalıcı olarak temizledik, şimdi canlı yaşamı hızla artıyor. Kurbağalıdere'deki bu sevimli su samuru da İstanbul'un sakinlerinden biri artık.
— Ekrem İmamoğlu (@ekrem_imamoglu) October 24, 2021
Video; @ecokendo pic.twitter.com/V1UmT7K9ye
Her ilin doğasına göre farklı hayvanlar yerleşim yerlerinde görülebiliyor
28 Ekim 2021 Perşembe günü bu sefer Tekirdağ'ın Çerkezköy ilçesinden yeni bir haber geldi.
Bu defa ilçeye inen bir yaban domuzunun köpekleri kovaladığı belirtiliyordu.
Çevresini sarmaya çalışan köpekleri püskürtmeyi başaran ve yiyecek aramak için ilçeye indiği sanılan yaban domuzu sağ salim geldiği araziye döndü.
Yaban domuzlarının yerleşim yerlerine inmesi pek çok il ve ilçede görülüyor.
Kars ve civarında özellikle Sarıkamış'ta ise ayıların zaman zaman yerleşim birimlerine kadar inerek çöplüklerde yiyecek araması sık karşılaşılan bir durum.
Yine 20 Haziran 2020'de Antalya'da yerleşim bölgesine inen Karakulak adlı yırtıcı kedi, küçük bir su havuzundan susuzluğunu giderirken bir işletmenin güvenlik kamerasınca görüntülenmişti.
Yaban hayvanları daha çok kırsal kesime özgü sanılsa da yerleşim birimlerinde kimi zaman geçici, kimi zaman ise kalıcı bir şekilde görülüyorlar.
Örneğin sadece Türkiye'nin değil dünyanın da en kalabalık şehirleri arasında yer alan İstanbul sanılanın tersine hatırı sayılır bir yaban yaşamına ev sahipliği yapıyor.
Üstelik bu yaşam sanıldığı gibi kentin yüzölçümünün neredeyse yüzde 40'ını oluşturan ormanlık alanlardan ibaret değil bizzat kentin içinde.
İstanbul ormanları karacalara, porsuklara, yaban kedilerine de ev sahipliği yapıyor
Veteriner hekim Ahmet Emre Kütükçü, büyükşehirdeki yaban hayatı konusunda Independent Türkçe'ye bilgi verdi.
İstanbul'da yaban hayatı denilince insanların sadece martı ve kargaların olduğunu sandığını belirten Kütükçü, tersine büyükşehirlerde ciddi bir yaban hayatı olduğunu kaydederek, "Dünyada birçok yerde aynı zamanda şehirlerde yaban hayatı yönetimi diye planlamalar var. Bizde önemsenmiyor" dedi.
Kütükçü, öncelikle İstanbul ormanlarındaki yaban hayatına dair, "Karaca, çakal, porsuk, ağaç ve kaya olmak üzere iki tür sansar, yaban kedisi, domuz, tavşan, gelincik, kuzey batı bölgelerinde kurt var" bilgisin paylaştı.
Su samuru, sansar ve tilki komşularımız var, çatılarımız Gökdoğanlara emanet
Kütükçü'ye göre ormanda bulunanlar hariç bizzat İstanbul'daki yerleşim yerlerinde kalıcı olarak yaşayan veya kimi zaman da geçici sürelerle mahalle aralarına kadar inip ardından tekrar araziye dönen yaban hayvanlar bulunuyor.
Kütükçü, bu konuda şunları dile getirdi:
Kaya sansarı: Cihangir, Şişli dahil olmak üzere pek çok yoğun ve merkezi semtte görülebiliyor. Genelde son kalan yeşil alanlarda, apartman aralarındaki küçük bahçelerde, metruk binalarda kimi zaman çatı aralarında dahi yaşıyor. Çöplerden beslenebildiği gibi fare, kuş da avlayabiliyor. Geceleri hareketli olduğundan insanlarca pek fark edilmiyorlar. Bazen çatıda dolaşan ve kedilere ait sanarak umursamadığımız sesler aslında sansarlara ait olabiliyor.
Su samuru: Kadıköy'de görülen su samuru aslında istisna değil. Su samuru İstanbul'da özellikle tatlı sularda ve tatlı suların Boğaz'a ve diğer denizlere döküldüğü noktalarda çokça görülebiliyorlar.
Tilki: Her ne kadar ormanlık alanda yaşıyor olsalar bile özellikle İstanbul'un kuzeyindeki mahallelerde zaman zaman görülebiliyorlar. Köpeklerden çekindiklerinden fazla ortalıkta görünmeden daha fazla saklanma olanağı veren araziye dönüyorlar.
Kirpiler: Park bahçeler olmak üzere kentin türlü yerlerinde hatta lüks sitelerin içindeki yeşil alanlarda dahi görülebiliyorlar.
Yaban domuzu: Ormanda yaşasalar da özellikle tilkiler gibi zaman zaman İstanbul'un kuzeyinde ormanlık alana yakın semtlere çöplerden beslenmek için indikleri de görülüyor. Özellikle Sarıyer en sık görüldükleri ilçe. Hatta birkaç defa yolunu şaşırarak Boğaz sularına düşen yaban domuzları da görüldü. 2014 yılında bunlardan biri hayli ileride Tophane açıklarında kurtarıldı.
Tavşan: Çoğunlukla ormanlık alanda olsalar dahi kent içindeki kimi yeşil alanlarda da görülüyorlar. Ayrıca üç İstanbul adasında da "Ada tavşanı" türü bulunuyor.
Sincap: İstanbul'un kimi yeşil alanlarında ve parklarında iki türü bulunuyor.
Gökdoğan: Yırtıcı bir kuş türü olan Gökdoğanlar binaların çatılarında yuva kuruyor ve özellikle de güvercinlerin belalısı.
Kerkenez: Evlerin pencerelerinin önünde yuva kuran yırtıcı bir kuş türü olan kerkenezlerde kentlerde yaşayan güvercin ve benzeri kuşların korkulu rüyası.
Papağan: Tropikal bir kuş türü olan ve İstanbul'a kafeslerde beslenmek üzere getirilen papağanlardan kaçıp özgürlüğüne kavuşanlar yıllar içerisinde belli semtlerde İstanbul'un doğal yaşamının bir parçası haline geldi. İstanbul başta olmak üzere birçok şehirde Yeşil ve İskender olmak üzere iki türde papağanlar yaşıyor.
Kaplumbağa ve kertenkele: Sürüngenlerden olan bu canlıları özellikle yeşil alanlarda farklı türleriyle görmek mümkün.
Bunlar dışında pek tabii ki her gün gördüğümüz martılar, güvercinler, kırlangıçlar, ebabil kuşları İstanbul doğasının vazgeçilmezleri.
İstanbul, kartalları ve akbabaları da geçici olarak misafir ediyor
Bu sayılan hayvanların hepsi İstanbul'un kalıcı misafirleri.
Kütükçü'nün verdiği bilgiye göre kuşların göç güzergahında olan İstanbul aynı zamanda geçici süreyle de olsa pek çok kuş türüne de ev sahipliği yapıyor.
Orman kartalı, şah kartalı, geçenlerde Arnavutköy ve Gelibolu'da görüldüğü gibi kızıl akbaba, İstanbul'u göç güzergahı olarak kullanan yırtıcı kuşlardan bazıları.
Ayrıca leylekler ve farklı kuş türleri de İstanbul'u geçici süreyle de olsa kendilerine mesken tutuyor.
Kedi cenneti İstanbul, göç eden küçük kuş türleri için çok tehlikeli
Yoğun yapılaşmanın, yüksek binaların ve tellerin göç eden kuşlar için risk yarattığını söyleyen Kütükçü, ayrıca İstanbul'da yoğun bir kedi popülasyonu olması nedeniyle özellikle göç yolunda olan küçük kuş türlerinin dinlenmek amacıyla İstanbul'da yere indikleri zamanlarda birçoğunun kedilerce avlandığını söyledi.
Ormanlık yerlere bırakılarak yabanileşen sokak köpekleri vahşi yaşam için tehdit oluyor
İstanbul dahil olmak üzere şehirlerde toplanan sokak köpeklerinin bazen yerleşim yerlerinin dışındaki boş alanlara bırakıldığı oluyor.
Kütükçü burada bir uyarıda bulunarak özellikle ormanlık alanlara bırakılan sokak köpeklerinin zamanla gruplaşarak ve yabanileşerek karacalar için bir tehdit oluşturabildiğini ve onları avlayabildiklerini kaydetti.
Kütükçü, ormanlık alanlara bırakılan başıboş köpek sürülerinin yaban hayatını tehdit edebildiğini kaydederek, "Çakal ve kurtlarla zaman zaman mücadeleye girerek bazı hastalıkların onlara da bulaşmasına neden olabildikleri gibi kimi zaman da çiftleşme yoluyla melez türlerin ortaya çıkmasına da neden olabiliyorlar" diye konuştu.
© The Independentturkish