DC Comics'in büyük bir merakla beklenen ve bu yıl 18 Eylül'de kutlanan Batman Günü'nde yayımlanan Batman: Dünya çizgi roman antolojisi Kara Şövalye'nin (The Dark Knight) 14 ülkede, gerçek şehirlerde farklı düşmanlarla karşı karşıya geldiği öyküleri bir araya getirerek çizgi roman okurlarının beğenisine sundu. Çoğunlukla olumlu yorumlarla karşılanan antoloji Türkiye'de JBC Yayıncılık ve DC Comics işbirliğiyle raflarda yerini aldı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Batman evrenine yeni bir soluk getirmesi beklenen ve anlatıyı farklı ülkelerin kültürleriyle yoğurarak yerelleştirmeyi amaçlayan Batman: Dünya'da yer alan 14 öyküyü biz de inceledik. Antolojide çok kuvvetli, devamı gelebilecek veya derinleştirilebilecek öykülerle birlikte hafif, okurun dikkatini çok zorlamayan hikayeler de yer alıyor. Ancak her şeyden önce çizgi roman derlemesinin dengeli bir yapıya sahip olduğunu belirtmek gerekiyor. Zira giriş ve sonuç öyküleri hayli sağlam olan antolojinin iniş ve çıkışları okuru sıkmayacak nitelikte.
Suç, Gotham'dan tüm dünyaya yayılıyor
Popüler kültürün en tartışmalı ve bir o kadar da meşhur karakterlerinden biri olan Pelerinli Süvari (Caped Crusader) her ne kadar gözlerini Gotham City'de açmış olsa da suçun tüm dünyaya yayılmasıyla kaçınılmaz biçimde gerçek şehirlere adım atıyor ve adalet çağrısı artık Gotham'ın sınırlarını fersah fersah aştığında sevgili şehri, Batman'e dar geliyor.
Gotham'ın lanetlileriyle birlikte her türden belanın dünyanın farklı ülkelerini istilaya kalkışması Batman'in şöhretinin hakkını vermek üzere yeni adalet savaşlarının kapısını aralıyor.
Antolojinin yayımlanmasından önce DC Comics editörü Katie Kubert'ın verdiği röportajda belirttiği gibi 14 farklı yazar ve çizer ekibinin elinden çıkan öyküler gerçekten de okurlara "otantik" bir Batman anlatısı hissiyatı verecek şekilde tasarlanmış görünüyor.
DC Comics adına bir nevi deneme amacı taşıyan Batman: Dünya benzer projelerin geleceğine yönelik işaret fişeğini güçlü biçimde yakmış gibi duruyor. Bahsi geçen röportajda Batman: Dünya'nın fazlasıyla öğretici olduğunu ifade eden Kubert halihazırda uluslararası projelere ciddi biçimde kafa yorduklarını söylüyor.
Yaratıcı ekip ve DC Comics açısından görünüşe göre hayli heyecanlı geçen üretim süreci yeni maceralara gebe biçimde sağlam bir çıkış yaptı. Bununla birlikte Batman: Dünya'nın temel hedef olarak yeni Kara Şövalye okurları kazanmayı amaçladığı söylenebilir. Nitekim öyküler her ne kadar önceki birçok Batman anlatısına atıfta bulunuyor olsa da bunların gevşek, okuru yormayacak düzeyde olduğunu belirtmekte fayda var.
Tam da bu nedenle eğer Batman'in maceralarına geç de olsa katılmak niyetindeyseniz tren saati kaçmadan biletinizi alsanız iyi edersiniz. Zira trene bindikten sonra dünyanın sonunda azılı düşmanlarla kendinizi boğaz boğaza bulduğunuzda oraya nasıl geldiğinizi çok çabuk unutacak ve çizgi roman dünyasının renkli sayfalarına geri dönülmez biçimde kapılmış olacaksınız.
Batman: Dünya'nın Bob Kane ve Bill Finger'ın 1939'da piyasaya sürdüğü süper kahramanın önümüzdeki dönemde beklenmedik görünümlerle çizgi roman okurlarını şaşırtacağı anlaşılıyor. Şu ana kadar yayımlanan incelemeler eleştirmenlerin de antolojiden fazlasıyla memnun kaldığına işaret ediyor.
Antolojinin devamının gelip gelmeyeceğini ya da nasıl geleceğini hep birlikte göreceğiz ama bundan önce Batman: Dünya'yı sürpriz kaçıranların kıyısında gezinerek tanıtmak tereddütlü okurlar için faydalı olabilir.
ABD, Fransa, Çin, Türkiye, Brezilya gibi birçok ülkenin kültürüne özgü motiflerle bezenmiş hikayeler Batman müptelalarına farklı bakış açıları sunarken Bruce Wayne'le ilk kez tanışan okurlar için de son derece davetkar bir yapıya sahip. Bu nedenle daha önce hiç Batman çizgi romanı okumadıysanız ya da filmi izlemediyseniz endişelenmeyin, çünkü Batman: Dünya biraz da Gotham'ın yabancılarını cezbetmeyi hedefliyor.
Küresel Şehir: Bruce Wayne yolculuğa hazırlanıyor
Lee Bermejo ve Brian Azzarello'nun imzasını taşıyan antolojinin kurucu öyküsü bu hedefle paralel biçimde Gotham'ın artık kabuğuna sığmadığını ve dünyanın kocaman bir Gotham'a dönüştüğünü söyleyerek başlıyor.
Batman'ın sadık hizmetkarı Alfred'in nitelediği gibi "saplantılı bir aşığın" dilinden dökülürcesine Bruce Wayne, Gotham'ı sevgilisi veya eşi olarak gördüğünü ancak "her ilişkide olduğu gibi" bir noktadan sonra sıkıldığını belirtiyor. Ancak nihayetinde esas problemin kendisinde olduğunu fark eden Wayne yeni maceralara atılmak üzere hazırlığa başlıyor.
Batman, Gotham'daki suçun kendisini aştığını ve onunla yüzleşmek için yola çıkması gerektiğini şu ifadelerle belirtiyor:
Çünkü kısa bir süre içinde anladım ki yeterli olmayan bendim. Gotham beni aşmıştı. O kan… Sızmış, dökülmüş ve birikmişti. Tüm dünyada…
Küresel Şehir (Global City) ismini taşıyan ilk hikaye bu açıdan diğer öykülere hazırlık özelliği taşıyor. Batman'in monoloğu şeklinde yazılan metin evreni tanıtmayı ve ileriki sayfalarda yaşanacaklara yönelik okurun dikkatini tetiklemeyi amaçlıyor.
Paris: Kedi Kadın ve Batman'in Louvre'da aşk dansı
Paris'in ve de Fransa'nın en bilindik mekanlarından Louvre Müzesi'nde Batman'in Kedi Kadın'ı yakalamaya çalışmasıyla açılan öykü ikilinin iğneleyici atışmasıyla devam ediyor. Karakterler müze içinde bir yandan birbirlerini yakalamaya uğraşırken diğer yandan da değerli sanat eserlerini tehlikeli hamlelerden korumaya çalışıyor.
İlk öykünün Joker ve Penguen gibi Batman'in ezeli düşmanlarına atıfta bulunarak ağır bir atmosfer yaratmasının ardından Paris (Paris) nispeten ortamı yumuşatarak okura nefes payı bırakıyor. Çizgi roman değerlendirmeleriyle bilinen Ricky Church de kaleme aldığı incelemede Paris'in antolojinin çok eğlenceli ve dinamik bir hikayesi olduğunu belirtiyor.
Aşıkların birbirlerini hırpalamaktan hiç çekinmediği ve eğlenceli diyaloglarıyla dolu öykü Louvre'un yeni küratörü rolünde sürpriz bir DC karakterini de oyuna dahil ediyor.
Etkileyici çizimleriyle Paris, Batman'in güçlü yönlerindense zayıf karnına vurgu yapmayı tercih ediyor.
Tatillerde Kapalıyız: Bruce Wayne, İspanya'ya tatile çıkıyor
Batman en iflah olmaz düşmanlarından Joker'le zorlu bir kavgaya tutuşmasının ardından İspanya'ya tatile gitme kararı alır. Zira Joker'le son düellosu Wayne'e yalnızca fiziksel yaralar değil ciddi zihinsel hasarlar da vermiştir.
Alfred'in ses kaydıyla açılan Tatillerde Kapalıyız (Closed for the Holidays) çok az metin içeren ve Paco Roca'nın enfes çizimleriyle aksiyondan uzak, sakin bir Batman anlatısı.
Stres, anksiyete ve panik ataklardan bir nebze de olsa uzaklaşmaya çalışan Bruce Wayne, İspanya'da aradığını bulabilecek mi?
Ianus: Eski bir dostla yüzleşme
Bir yüzü geçmişe diğer yüzü de geleceğe bakan Roma tanrısı Janus'tan esinlenerek yazılan hikaye diğerlerinin aksine bir miktar karmaşık bir yapıya sahip.
İtalya'nın başkenti Roma'da tam da kendisiyle benzer bir kader paylaşacağını düşündüğü Cesare'la yolu kesişen Batman acaba genç bir adamın hayatına müdahale ederek hata mı etmiştir?
Muhtemelen ikinci kez okumayı gerektirecek Ianus kısa olmasına rağmen derin bir metne sahip. İtalya'nın en meşhur renklendirme sanatçıları arasında yer alan Giovanni Niro'nun çizgileriyse okuru hızla içine alan cinsten. Bu açıdan koyu renklerin tercih edilmesi hikayenin yarattığı atmosferle son derece uyumlu.
Ianus (Ianus), Batman'e dair kafanızda pek çok soru işareti doğurabilir ve sizi gafil avlayabilir.
Daha İyi Bir Yarın: Dünya nasıl dönüştürülecek?
Bavyera Alpleri'nde dondurucu bir kış döneminde geçen hikayenin çizimleri gerçekten de okurun bir anda üşüyormuş hissine kapılmasını sağlayan türden bir atmosfer yaratıyor. Alpler'de yaşadığına inanılan pagan tanrıçası Percht'e atıfta bulunulması da öyküye farklı bir boyut katıyor.
Ancak iklim aktivistlerini dünyanın nasıl dönüştürüleceğine yönelik yöntem tartışmasına Joker'in zorlaması tuhaf görünüyor. Habis karakterin aktivistleri bir biçimde ağına düşürmesi ve sırf eğlence olsun diye ortalığı birbirine katma arayışı iklim aktivistlerini bir miktar kızdırabilir. Bu açıdan Joker yerine örneğin ismi zehirli sarmaşık anlamına gelen ve özel güçleri bitkileri kontrol etmek olan Poison Ivy'nin tercih edilmesi metin açısından hikayeyi daha kuvvetli kılabilirdi.
Öte yandan Batman'in yalnızca sonda yer alması ve hikayenin gidişatını pek de etkiliyormuş gibi görünmemesi de esasen Daha İyi Bir Yarın'ı (A Better Tomorrow) antolojinin zayıf hikayelerinden biri haline getiriyor. Fakat yine de sizi Bavyera'ya götürecek çizimlere göz atmaya değer.
Kızıl Ayin: Batman, Bolşevik Büyücü'ye karşı
Dünyanın Soğuk Savaş'ın zirvesini yaşadığı sırada Batman, Çekya'nın başkenti Prag'da komünistlerin Batı'ya karşı kullanmayı amaçladığı, telepatik güçlere sahip Kim Koval'in peşine düşer. Batman figürünü hayli muhafazakar bir perspektiften yansıtan hikayede Kara Şövalye, Sovyetler Birliği için çalışan Dr. Hudec'in Batı Avrupa'da toplu intiharlar yaşanmasını sağlamak için yaptığı planları bozmaya çalışır.
Çoğunlukla Batman'in iç konuşmaları şeklinde akan metinde adaletin ideolojiden bağımsız olması gerektiği ima edilerek adalet kavramına dair ciddi bir tartışma açılmış olur. Ancak Batman anlatılarını yakından takip edenler açısından adaletin çizgi romanlardaki temsili zaten hep tartışmalı olageldi ve ideolojik spektrumun sağ ve sol uçlarında onlarca örneği verildi.
Dolayısıyla Kızıl Ayin (Red Mass) bu tartışmalara hayli kuvvetli çizgileriyle bir yenisini ekliyor. Metin her ne kadar farklı yorumlar almaya müsait bir karaktere sahip olsa da Michal Suchánek'in çizimleri hiçbir çizgi roman severin reddedemeyeceği kadar etkileyici.
Benim Bat-man'im: Çizgi romanlardan gerçekliğe
Rusya'da büyüyen ve büyükbabasının hediye ettiği Batman kalemi sayesinde karakterle tanışan küçük bir çocuğun Batman'i hayatı boyunca nasıl anlamlandırdığını anlatan Benim Bat-man'im (My Bat-man) antolojideki alternatif öykülerden biri.
Doğrudan Bruce Wayne'in bakış açısından onun yaşadığı maceralar anlatılmasa da büyüdüğünde dünyanın en önemli çizerlerinden biri haline gelecek "Bay Tuğla"nın en sevdiği süper kahramanla sıradışı tanışma hikayesi işleniyor.
"Bay Tuğla" nın çocukluğunda Batman'den nasıl etkilendiğinin anlatıldığı kısımlar muhtemelen pek çok Kara Şövalye hayranını nostaljik bir yolculuğa çıkarabilecek nitelikte. Çizimleriyle de beğeni toplayan Benim Bat-man'im yüzünüzde hoş bir tebessüm bırakacak.
Beşik: Bruce Wayne suç şebekesini açığa çıkarmak üzere Anadolu'ya geliyor
Antolojinin otantik Batman hikayeleri anlatma konseptine en uygun hikayenin Beşik (The Cradle) olduğunu söylemek abartı olmaz. Bruce Wayne; Ankara, Sivas ve İstanbul arasında mekik dokuyarak bir yandan suç ağını ortaya çıkarmaya çalışırken diğer yandan Anadolu'nun kadim tarihini keşfe dalıyor.
Basit biçimde Türkiye'yi yalnızca mekan olarak kullanmayan, tarihiyle, mimarisiyle Batman anlatısına son derece usta biçimde yerleştiren hikayenin yazarı Ertan Ergil ve çizer Ethem Onur Bilgiç esasen devamı merakla beklenebilecek bir hikayeye imza atıyor.
DC Evreni'ndeki Baykuşlar Divanı'ndan esinlenerek kötücül yeni karakterlerin oluşturulduğu hikaye gelecek Batman hikayelerinin nüvesini oluşturabilecek türden bir yapıya sahip. Amer Sawan da CBR'de yayımlanan incelemesinde Baykuşlar Divanı'nı genişletme fikrinin Batman evreni açısından hem korkutucu hem de heyecan verici olduğunu düşünüyor.
Beşik hem polisiye hem de süper kahraman hikayeleri sevenlerin kaçırmaması gereken enfes bir deneyime davet ediyor.
Şehrin Muhafızı: Batman esrarengiz teknolojinin peşinde
Batcave'de Alfred'le Varşova'daki suç oranlarının çok düşük olması üzerine konuşan Bruce Wayne söz konusu durumun Varşova gibi bir şehir için olağandışı olduğunu düşünür ve kentte suça karşı hayli etkili bir teknolojinin kullanıldığını fark eder.
Ancak bu başarılı teknolojiyi evinde, Gotham'da kullanmak isteyen Wayne'in işi o kadar da kolay değildir. Wayne İşletmeleri'nin cezbedici profili teknolojiyi elde etme konusunda yetersiz kaldığında devreye Batman'in suçla baş etme becerileri girer.
Şehrin Muhafızı (Defender of the City) antolojinin geri kalan öyküleriyle kıyaslandığında pek güçlü olmasa da özellikle Varşova kent manzaraların yer aldığı paneller son derece etkileyici.
Cenaze: Huzursuz bir ruhun adalet arayışı
Mexico City'nin ışıltılı ama bir o kadar da karmaşık caddelerinde ilerlerken La Atormentada ya da bir diğer ismiyle Çileli Kadın'ın yardım isteğini işiten Bruce Wayne kadın cinayetleriyle dolup taşan Meksika'nın başkentinde kendini bir anda huzursuz ruhların adalet arayışına kulak verir halde bulur.
Wayne, Batman kostümünü giyip Çileli Kadın'ı bulmaya koyulduğundaysa Mexico City'nin derinliklerine doğru ilerler ve böylece şehrin Aztek İmparatorluğu'na uzanan kadim geçmişi yavaş yavaş açığa çıkmaya başlar.
Antolojinin en dengeli metinlerinden biri olan Cenaze (Funeral), Mexico City'nin keşmekeşinde hüzünlü bir hikaye anlatıyor.
Kahramanlar Nerede?: Yolsuzluk, eşitsizlik ve şiddetin kıskacında
Antolojideki politik olarak en eleştirel tona sahip metin bir yandan yolsuzluk, eşitsizlik, şiddet ve suçun içinde debelenen Brezilya'da doğrudan siyasetçilere ve zenginlere parmak sallarken bir diğer yandan "kahramanın" kendisini tartışmaya açarak Batman'i de sorgulamaya koyuluyor.
Adalet arayışını politik yozlaşmayla iç içe anlatan Kahramanlar Nerede? (Where are the Heroes?), Batman'i göklere çıkarmak yerine sıradan insanların asıl kahramanlar olabileceğine yönelik vurgusuyla antolojiye soldan bir Batman yorumu getirerek çok değerli bir katkı yapıyor.
Batman'in dünyada asıl kahramanlar ortaya çıkana kadar bekçilik yapmayı sürdüreceğini belirten hikaye sivri dilli süper kahraman metinleri okumayı sevenleri fazlasıyla tatmin edecek nitelikte.
Muninn: Hafızalar yanıltabilir
Gotham'da önce eşini sonra da kendisini öldüren bir adamın ardında bıraktığı kız kardeşi olayların polisin söylediği şekilde yaşandığına inanmaz ve Muninn isimli teknolojiyi kullanarak yeğeninin hafızasındakileri inceler ve gerçeği ortaya çıkarmaya çalışır.
Waynetech Kore'de çalışan Dr. Min her ne kadar Muninn'i kullanarak bir dizi çıkarımda bulunsa da nihayetinde anıların son derece bireysel ve yanıltıcı olabileceğinin ortaya çıkmasıyla esasen teknolojinin sanıldığından daha tehlikeli olabileceği açığa çıkar.
Çizimleri son derece etkileyici olan Muninn'de Batman'in dövüş modunu devreye soktuğunda siyah beyaz renklendirmenin tercih edilmesi de ince düşünülmüş bir detay olarak hikayeye farklı bir boyut katıyor. Scott Waldyn'in Batman Universe'de belirttiği gibi Muninn (Muninn) bir Batman hikayesinden beklenebilecek her şeyi vaat ediyor.
Batman ve Panda Girl: Bruce Wayne'in Çin'de yeni Robin'le macerası
Antolojinin muhtemelen en hafif ve çocuksu hikayesi olan Batman ve Panda Girl (Batman and Panda Girl), Bruce Wayne'in Alfred'in tavsiyesi üzerine Çin'de yerel bir restoranı keşfetmesiyle başlıyor. Restoranı kapanmaktan kurtarmak ve hikayenin geçtiği bölgenin diğer pek çok şehir gibi sıradanlaşmasını önlemek için Batman ve yeni Robin olarak karşımıza çıkan Panda Girl kısa süreli bir ortaklık kuruyor.
Olayların çok çabuk gelişip çözüldüğü hikaye, antolojinin ağır toplarının yanında nefes payı olarak düşünülebilir.
Batman: Zincirleri Kır: Anime tarzında bir Kara Şövalye hikayesi
Çizgi roman derlemesinin son durağı olan Batman: Zincirleri Kır (Batman: Unchained) hikayenin Japonya'da geçmesini yalnızca metinsel olarak değil çizimler açısından da hissettirmek için Japon animelerini anımsatacak şekilde sunuluyor.
Siyah beyaz atmosferiyle antolojiye sağlam bir nokta koyan hikayede Batman'in gördüğü teveccühten rahatsız olan polislerin Batman haberlerinin yayılmasına neden olan çizeri yakalamaya çalışması anlatılıyor.
Polislerden kaçarken Batman'le karşılaşan çizerin meşhur karakterle arasında geçen diyalogsa Kara Şövalye'yi ters köşe yapan bir niteliğe sahip. Okuru ilk panelden içine çeken hikaye aksiyon dozu yüksek bir kaçma-kovalama öyküsü.
Batman: Zincileri Kır bazen kahramanlara temsil ettiği değerlerin hatırlatılması gerektiğini ve nihayetinde onların da her zaman doğru kararları vermeyebileceğine dikkat çekiyor.
© The Independentturkish