Cumhuriyet yazarı Barış Pehlivan, 12 Eylül darbesinin 41. yıldönümünde Sabah gazetesine verdiği söyleşide “12 Eylül’e son darbe 15 Temmuz’da vuruldu” şeklinde bir ifade kullanan Ufuk Uras’ı eleştirdi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Pehlivan, bugünkü yazısının ilgili kısmında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ufuk Uras hakkında şu görüşlerini dile getirdi:
Onu en çok parlatan yayın organı Zaman gazetesiydi. Ergenekon ve Balyoz gibi Fethullahçı kumpasların “sol mahalledeki” savcısıydı. Fethullah Gülen’in mezardakileri kaldırarak oy kullandırma hayali kurduğu referandumun “sapına kadar evetçisiydi”. Say say bitmez... Ufuk Uras’tı o.
Zaman kapanınca Sabah’a kapağı atmış belli ki. Eski Adnan Oktarcı İsa Tatlıcan’a konuşmuş, Sabah’a şu manşeti vermişti:
“12 Eylül’e son darbe 15 Temmuz’da vuruldu.”
Uras, 15 Temmuz’daki halk direnişinin 1980 darbesine karşı bir anlamı olduğunu da belirtiyordu. Ah işte, hafızasızlığa güveniyordu Uras. Zaman ve Taraf gazetelerinin arşivinin kapalı olmasından mutlu oluyordu. STV’nin videolarının internetten silinmesinden sevinç duyuyordu.
Aksi halde daha fazla kişi şunu bilirdi: Fethullahçıların 15 Temmuz’da sokağa sürdüğü tankların paletlerini yağlayanlardan biriydi o. Ve bu yüzden 15 Temmuz’da halk bizzat Ufuk Uras’ın yaptıklarına karşı da sokağa çıktı.
Az daha unutuyordum... 2017’de yazdığı “Velhasıl” adlı anı kitabında “artık muhasebe zamanı” diyordu Ufuk Uras. Okuyan bilir, Fethullahçılarla ilişkisine dair bir gram muhasebe yoktu koca kitapta.
Cumhuriyet, Independent Türkçe