Türkiye - Ermenistan ilişkileri on yıllardır olumsuz bir seyir izliyor.
Bunun başlıca nedenleri arasında Dağlık Karabağ ve Ermeni soykırımı iddiaları var.
Ankara, Erivan'ın 1993'te Dağlık Karabağ'ı işgalinin ardından sınırı kapatarak diplomatik ilişkileri sonlandırmıştı.
Ancak Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki Karabağ meselesinin büyük ölçüde çözülmesi Ankara-Erivan ilişkilerini tekrar gündeme getirdi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
İki ülke liderinin açıklamaları normalleşmeye ilişkin umutları artırdı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 10 Aralık'ta Azerbaycan'a yaptığı ziyarette, Ermenistan ilişkileri için "Olumlu adımlar atılırsa kapalı kapılarımızı açacağız" demişti.
Erdoğan, 29 Ağustos'ta yaptığı bir diğer açıklamada, "Ermenistan'ın yapıcı adımlar için ilerlemeye hazır olduğunu beyan etmesi halinde, ilişkilerimizi kademeli olarak normalleştirmek için çalışabiliriz. Artık barış ve istikrarı kalıcı hale getirip ekonomik kalkınma ve bölgesel iş birliği şartlarını sağlamalıyız" ifadelerini kullanmıştı.
Dünkü kabine toplantısının ardından Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan'dan da "Bu açıklamalarda, Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi, kara ve demiryolu ulaşımının yeniden başlatılmasını istişare etme olasılığı görüyoruz. Böyle bir görüşmeye hazırız ve bunu daha da genişletebiliriz" açıklaması geldi.
Ankara-Erivan ilişkilerinden yeni bir kapı aralanabilir mi?
Independent Türkçe'ye değerlendirmede bulunan uzmanlar, iki ülke arasında ilişkilerin normalleşmesinin mümkün olduğu görüşünde.
"Küresel dünya bölgesel işbirliklerini sinerjik hale getiriyor"
Yazar Etyen Mahçupyan, Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkilerin her zaman için gelişmesinin mümkün olabileceğini söyledi.
Mahçupyan'a göre küresel dünya bölgesel işbirliklerini sinerjik hale getiriyor ve bölgesel işbirliği yapan ülkeler normalden daha fazla kazançlı çıkma şansına sahip olabiliyor.
İşbirliğin hem Azerbaycan hem Ermenistan hem de Türkiye'nin işine geldiğini ama buna rağmen yapılmadığını ifade eden Mahçupyan, "Ekonomik kazanç apaçık ortada olmasına rağmen siyasi, ideolojik, tarihsel ve kimliksel nedenlerle bu adımı atamıyorlar. Çözülmeyecek, aşılmayacak bir konu değil. Biraz daha pragmatik bakarak bunu çözebilirler" dedi.
Ekonomik olarak iyi durumda olmayan Ermenistan'ın etrafında kendisine yardımcı olabilecek çok fazla ülke bulunmadığını ve Rusya'ya gereğinden fazla bağımlı olduğunu aktaran Mahçupyan, "Durum böyle olunca her açılım Ermenistan'ın lehine. İki ülke ilişkilerinin açılımla ileriye doğru gitmesi Erivan'a sadece ekonomik olarak değil Batı'ya yakınlaşma ve Rusya'yı dengeleme anlamında da birtakım kozlar ve esneklikler sağlayacaktır" diye konuştu.
"Normalleşmeyle Ankara Batılılara karşı pazarlık gücünü artırabilir"
Türkiye'nin ise çok fazla Batı'dan uzaklaştığını ve bunun getirdiği handikapları şu an yaşadığını kaydeden Mahçupyan, sözlerini şöyle tamamladı:
Ermenistan yakınlaşması çok anlamlı. Türkiye'yi Batı dünyasına bir parça daha yakınlaştıran bir adım ve şu anki genel açılıma da uygun. Mısır, İsrail ve Birleşik Arap Emirlikleri ile daha iyi ilişkilerimiz var. Bütün bunların içerisine Ermenistan da konulursa o zaman Türkiye bölgede birleştirici ve uzlaştırıcı güç olarak lanse edilebilir ve Batılılara karşı pazarlık gücünü artırabilir. Her ülkenin hesabı farklı olabilir ama bu önemli değil. İki ülkenin karşılıklı açılım ve işbirliği noktasına gelmiş olması şaşırtıcı değil. Çünkü dünya iki ülkeyi buna zorluyor.
"Ankara-Erivan arasında görüşme trafiği başlayabilir"
Kadir Has Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Aydın ise iki ülke arasında görüşme trafiğinin başlayabileceğini belirtti.
1999'da Türkiye-Ermenistan arasında ilişkilerin normalleşmesi için imzalanan protokolleri hatırlatan Prof. Dr. Aydın, iki ülkedeki siyasi durum ve Azerbaycan itirazları nedeniyle bunun ilerleyemediğine değindi.
Normalleşme için Karabağ'ın bir ön şart haline geldiğini son yaşananlarla birlikte işgal altındaki toprakların büyük bölümünün kurtarıldığını anımsatan Aydın, "Bununla gerekçe de ortadan kalkmış durumda. Tahmin ediyorum ki Türkiye Azerbaycan ile bunu konuşmuş ve itirazları kalmamıştır. Dolayısıyla böyle bir normalleşmeyi bekliyorum" dedi.
"Türkiye tarih komisyonunu tekrar gündeme getirebilir"
İlişkilerin gelişmesinin Türkiye'nin Kafkaslarda daha etkin olmasını sağlayacağını ve uluslararası alanda uğraştığı "Ermeni Soykırımı" konusunda da elini rahatlatacağını belirten Aydın, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Burada birtakım açılımlar olacağı anlaşılıyor. Bir görüşme trafiğinin başlayabileceğini düşünüyorum. Çok kolay olmayacaktır çünkü 1999'daki protokoller ortada yok. O zeminde bir anlaşma yapılabilir mi? pek emin değilim. Ankara açısından bakıldığında sınırın açılmasında belli avantajlar vardır ve ilişkilerin normalleşmesi önemlidir ama tek yeterli unsur da değildir. Bu daha çok Ermenistan'a avantaj sağlayacak bir şey. Mesela 1999'da bir ortak tarih komisyonunun kurulmasından bahsedilmişti. Tartışmalar başlarsa Türkiye bu tür konuları tekrar gündeme getirebilir."
"Türkiye-Ermenistan sınırının açılmaması için bir neden yok"
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Yetvart Danzikyan da iki ülke ilişkilerinde yeni bir kapı aralanabileceğini düşünenlerden.
Karabağ savaşında Türkiye ile Azerbaycan'ın zaferle çıkma halinin ortaya yeni bir durum koyduğunu belirten Danzikyan, "Ankara bugüne kadar Karabağ sorunu olduğu için kapıları açmıyordu. Artık Türkiye'nin Ermenistan ile sınırını kapalı tutması için bir nedeni yok" dedi.
Türkiye açık açık söylemese de Ermenistan'ın 1915 "Ermeni Soykırımı"nı gündeme getirmesini de gerekçelerden biri olarak gösterdiğini kaydeden Danzikyan, "Ankara bunu tekrar masaya koyabilir ama Karabağ savaşından sonra bölgede yeni bir denge oluştu.
Ekonomik ilişkilerin baskın çıktığı bir denge. Türkiye'den Azerbaycan'a oradan da Orta Asya'ya uzanacak bir koridor. 9 Kasım'da Rusya'nın aracılık ettiği, Bakü ve Erivan'ın imza koyduğu anlaşmada böyle bir koridor vardı" ifadelerini kullandı.
"Koridor Türkiye için önemli"
Koridorun siyasi ve askeri olarak Azerbaycan'a yerleşmiş Türkiye'nin de ilgisini çektiğini ifade eden Danzikyan, "Koridor ekonomik anlamda Türkiye için önemli hale gelmiş vaziyette. Erdoğan'ın Bosna Hersek dönüşünde yaptığı açıklamasından ekonomik ayağa daha fazla önem verdiğini görüyoruz. Sınırın açılması Ermenistan ve Paşinyan hükümeti için de ekonomik anlamda bir hefes alma imkanı getirir" diye konuştu.
Karabağ'daki mağlubiyete rağmen Paşinyan'ın 20 Haziran seçimlerinden galibiyetle çıktığını hatırlatan Danzikyan, devamında şunları söyledi:
"Paşinyan'ın seçmen açısından elinin güçlü olduğunu söyleyebiliriz. Ermenistan kamuoyuna bakıldığında muhalefetin sesi çok çıkıyor ama seçim sonuçları bazen başka türlü olabilir. Dolayısıyla mesele ekonomik anlamda Paşinyan içinde bir çıkış yolu olabilir. Nereye varır bilinmez ve bu tür konularda temkinli olmak icap eder ama bir yere varma imkanı da var. Saydığım sebeplerden dolayı iki ülke arasında yeni bir kapı aralanabilir. Evet, ilişkiler çok kırılgan ama ‘baştan bu iş bir yere varmaz' da dememek lazım. Bir yere varması mümkün."
© The Independentturkish