MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Anadolu'nun savunması, Anadolu'da yapılmaz, bu hattın stratejik noktalarından birisi olan Kabil'e kadar uzanır. Kabil emniyetli değilse Ankara güvende olamaz" dedi.
Bahçeli, Etimesgut Belediyesince Bağlıca Mahallesi'nde yapılan Türk Tarih Müzesi ve Parkı'nın açılışına katıldı.
Açılışta konuşan Bahçeli, MHP ve Cumhur İttifakı yönetimi altındaki belediyelerin, milletine adanmış bir şekilde çalıştığını, yerel yönetimlerin millete hizmetin ilk halkası olduğunu söyledi.
Türk Tarih Müzesi ve Parkı'nın, mekan ve zaman olarak Türk dünyasını kavradığını belirten Bahçeli, "Burada, Türk tarihinin bir özeti vardır. Burada hakim olan, geçmişin anı ve hatıraları, aynı zamanda istikbalin irade ve istikametine uzanan köprübaşlarıdır" ifadesini kullandı.
Bahçeli, Türk milletinin, tarihinin ve ecdadının büyük olduğunu vurgulayarak, "Türkiye'nin ayaklarından çekmeye, önünü kesmeye heves edenlerin ortak sorunu köksüz oluşlarıdır. Tarihini bilmeyenler, tarihine yabancılaşanlar, hatta tarihini inkar edenler, tedavisi imkansız köksüzlük hastalığına tutulmuşlardır" diye konuştu.
"Zaman zaman dedelerini düşmanla bir görenlerin, 'Ne arıyoruz Suriye'de, ne geziyoruz Libya'da, ne yapıyoruz Afganistan'da?' sorusunu soranların yalnızca zillette değil, bununla birlikte ruhen sefalet içinde olduklarını dile getiren Bahçeli, şunları kaydetti:
Fırsatını bulsalar, '950 yıl önce Malazgirt'te ne işimiz var?' diye itiraz edecek kadar soy ve onur problemiyle malul olanların, her milli meselede kriz çıkarmaları aslında çetin bir açmazdır. Bunlar o devirde yaşasalardı, girecekleri saf hürmet ve rahmetle andığımız Sultan Alparslan değil, Romen Diyojen olurdu. Malazgirt'te atılan oklar onları hüsranla buluştururdu. Bunların fikri alınsaydı, 19 Mayıs 1919'da Samsun'a ayak basmak gereksiz ve maceracı bir girişim diye yorumlanırdı. Hatta o tarihlerde İstanbul'da esaret altında bulunmayı, Anadolu'da bağımsız ve şerefli yaşamaktan çok daha makul ve münasip kabul edecek kadar acizleşirlerdi. İzmir'in işgaline şahit olsalardı, 'Tepkiye ne gerek var, Yunan munan, kardeş kardeş yaşayalım gitsin' diyecek kadar bugünkü gibi küçülürlerdi. Hatta 26 Ağustos Büyük Taarruz'a, ardından 30 Ağustos Başkomutanlık Meydan Muharebesi'ne 'lüzumsuz insan ve silah kaybı' diye bakarlar, utanmadan karşı çıkarlardı. Nitekim Aziz Atatürk, yattığı yerden başını kaldırıp mirasını yağmalayanlara baksa ya bunların iki yakasından tutar ya da CHP'nin kapasına kilidi asardı. Bütün muhasım çevreler, Başkomutanlık Meydan Muharebesi'nden elde edilen zaferle duracağımızı, kazanılan zaferle yetineceğimizi, bir savunma hattı kuracağımızı düşünürken, hesap hatası yaptılar. Zalimler dikkat etsinler, Türkiye aleyhine zulüm planı yapanlar ayaklarını denk alsınlar, Kocatepe'den Dumlupınar'a, oradan da İzmir'e bir kartal pençesi gibi geçip sel gibi akan iradenin 'Allah Allah' sesleri hala tarihin kovuklarında çınlamaktadır.
"Afganistan konusunda esasa ilişkin görüşümüz değişmemiştir"
Afganistan konusuna da değinen Devlet Bahçeli, şu değerlendirmede bulundu:
Bizim Afganistan ile ilgili düşüncelerimizi eleştirenlerin duydukları başka bir sestir. Üzerine basa basa diyorum ki, Anadolu'nun savunması, Anadolu'da yapılmaz, bu hattın stratejik noktalarından birisi olan Kabil'e kadar uzanır. Kabil emniyetli değilse Ankara güvende olamaz. Hızla değişen ve tehdit saçan şartlar karşısında askerimizin tahliyesi doğru bir tercih, yerinde bir karardır. Ancak ihtiyaç hasıl olursa, emperyalizmin terörist taşeronları eliyle önce bomba patlatıp sonra intikam alacağız sözüyle yeni bir bahane bulma çabasının yol açtığı sis bulutu dağılırsa, Türkiye'nin karşılıklı mutabakat çerçevesinde Afganistan'da bulunması tarihin, kültürün ve inancımızın gereğidir. Bizim Afganistan konusunda esasa ilişkin görüşümüz değişmemiştir.
Bahçeli, Kabil'de geçen günlerde düzenlenen hunhar terör saldırısını lanetleyerek, "Kardeş ülke Afganistan'ın istikrara, güvenliğe, iç barış ve huzur ortamına süratle kavuşmasını diliyorum. CHP Genel Başkanı aklından çıkarmasın ki tarih yapan da, yazan da kahramanlardır. Yazan da yapana muhakkak sadık kalmalıdır" görüşünü paylaştı.
"Doğu Türkistan'daki soydaşlarımız ne ise Afganistan'daki kardeşlerimiz de aynısıdır"
İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra tesis edilen dünya düzeninin temelinden sarsıldığına dikkati çeken Bahçeli, "Afganistan kaynaklı düzensiz göçü Kabil'de, muhataplarıyla konuşa konuşa, tam bir uzlaşma içinde köklü çözümlerle engellemek asıl öncelik olmalıdır. Kaldı ki bizim orada din kardeşlerimiz ve soydaşlarımız vardır. Doğu Türkistan'daki soydaşlarımız ne ise Afganistan'daki kardeşlerimiz de aynısıdır. Bu konu bir milli şuur, bir tarih şuuru konusudur" dedi.
Devlet Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun vatanı ve bayrağı "kırmızı çizgi" olarak gördüğünü açıkladığını aktararak, "O zaman 'Vatansızlarla, bayraksızlarla, bölücülerle ne arıyorsun, ne yapıyorsun, neyi amaçlıyorsun?' diye sormak da en tabii hakkımızdır. Çizgisi olanın fikri olur, duruşu olur, milli mensubiyeti olur. Bunlardan mahrum bir siyaset anlayışının üzeri de sadece sandıkta millet tarafından çizilir" diye konuştu.
Konuşmasının ardından Bahçeli, Etimesgut Belediye Başkanı Enver Demirel ve diğer yetkililerle müzeyi gezdi ve bilgi aldı.
Konuşmaların ardından MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve protokol üyeleri, kurdeleyi keserek parkın açılışını gerçekleştirdi.
AA