Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, SBB TV kanalında katıldığı programda açıklamalarda bulundu.
İslamofobi konusuna değinen Kalın, batı ülkelerinin sorunlarını başka zemine aktarma gayretinde olduğunu savunarak, “Bir sorunu burada çözemediğinizde bunu başka bir zemine yansıtarak çözmeye çalışırsınız. Bir anlamda bu korkuyu üreten örneğin İslamofobi olgusunu üreten bakış açısı Batı toplumlarının kendi içindeki sorunlarını başka bir zeminde çözme gayretine yöneldiği için bunu İslam karşıtlığı, Müslüman korkusu üzerinden yapmaya çalışıyor" dedi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Batı'nın Müslümanları günah keçisi olarak gördüğünü ve kendi sorunlarını öteleyerek bir rahatlama sağladığını savunan Kalın, şöyle devam etti:
Örnek vermek gerekirse diyelim ki Avrupa’da bugün 20-25 milyon kadar Müslüman yaşıyor. Baktığınız zaman orada yaşayan Müslüman azınlıklar aslında çok büyük kahir eksende o topluma entegre olmuş, o toplumun dilini konuşan, o toplumun eğitim kurumlarından geçmiş, yasalara uyan, kanunlara riayet eden, orada üreten, orada tüketen oranın vatandaşlığını benimsemiş insanlardan oluşuyor. Ama algıya baktığınız zaman, yapılan onlarca ankette bu defalarca dile getirildi. Sanki o ülkelerdeki işsizlik sorununun temel kaynağı orada yaşayan Müslüman azınlıklarmış gibi bir algı oluşturuluyor. Orada aile kurumunun, aile ilişkilerinin zayıflamasının müsebbibi olarak bu topluluklar gösteriliyor. Terör hadiselerinin çok büyük bir bölümü orada yaşayan Müslüman bireylerle, cemaatlerle, camilerle, derneklere ilişkilendiriliyor.
Dünya değişirken "kızıl tehlike"nin yerine "yeşil tehlike" olgusunun geçirildiğini belirten Kalın, sözlerini şöyle devam etti:
Müslümanların mesela diyelim ki kendi inançlarına, dinlerine, adetlerine geleneklerine sahip çıkmalarını sorun olarak görüyorlar. Halbuki buna karşı yapılması gereken şey, diyelim ki bir Hristiyan açısından kilise açısından; Müslümanları ayıplamak yerine onların da kendi gelenek ve adetlerine, inançlarına sahip çıkmaları olmalıdır. Bunu yerine kolay yolun tercih edildiğini görüyoruz. Küresel düzlemde de şundan bahsedildi hep. Soğuk Savaş döneminde iki kutuplu dünya sona erdi. Tek kutuplu dünyaya geçerken ‘kızıl tehlike’nin yerine bir başka tehdit konulması gerekiyordu. Bunun içinde ‘yeşil tehlike’ diye bir şey icat edildi.
Independent Türkçe