İstanbul 14. İdare Mahkemesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin (İBB), Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı (TÜRGEV) yurtlarına ilişkin aldığı "sözleşmenin feshedilmesi" karanını iptal etti.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
TÜRGEV ile İBB arasında, orta ve yükseköğrenim öğrenci yurtlarına ilişkin "ortak hizmet projesi" oluşturmak üzere 2015'te hizmet protokolü imzalandı. Protokol kapsamında İBB'ye ait 4 ayrı taşınmaz, yurt hizmetlerinde kullanılmak üzere TÜRGEV'e verildi.
İBB Başkanlığı, 23 Ağustos 2019'da süresinin dolduğunu ileri sürerek protokolü feshetti ve TÜRGEV'den yurt olarak faaliyet gösteren binaların verilen tefrişat malzemeleriyle iade edilmesini istedi.
TÜRGEV avukatları da İBB'nin aldığı bu kararın hukuka aykırı olduğunu belirterek, iptali istemiyle İstanbul Bölge İdare Mahkemesine dava açtı.
Davayı karara bağlayan İstanbul 14. İdare Mahkemesi, davacı TÜRGEV ile davalı İBB arasında orta ve yükseköğrenim öğrenci yurtlarına ilişkin "ortak hizmet projesi" yürütmek üzere hazırlanan protokolün Belediye Meclisine sunulduğu, meclisin ise 12 Kasım 2015 tarihli ve 1173 sayılı kararıyla söz konusu protokolü onaylanarak imzalandığı vurgulandı.
Kararda, bu kapsamda protokolün 4. maddesinde belirtilen 4 taşınmazın yurt hizmetleri için İBB tarafından TÜRGEV'in kullanımına verildiği hatırlatıldı.
İmzalanan protokolün süreyle ilgili 6. maddesinde, kiralama devam ettiği sürece ve protokolün süre bitiminde sonlandırılacağı üç ay önceden bildirilmediği takdirde, söz konusu protokolün birer yıllık sürelerle uzayacağının yer aldığı belirtilen kararda, "protokolün feshi" başlıklı 7. maddesinde ise tarafların süre sona ermedikçe sözleşmeyi feshedemeyeceği yönünde düzenleme yapıldığı anlatıldı.
Karardan: İBB kira sözleşmesinin feshedildiğine dair belge sunamadı
Kararda, mahkemenin 31 Aralık 2020 tarihli ara kararı ile İBB'den "protokole konu taşınmazların kira sözleşmelerinin devam edip etmediği, kira sözleşmeleri feshedilmiş ise fesih işlemine karşı dava açılıp açılmadığı, protokolün süre bitiminde devam edilmeyeceğine ilişkin üç ay önceden bildirim yapılıp yapılmadığı" hususlarının sorularak bilgi ve belgelerin istendiği kaydedildi.
Bunun üzerine protokole konu taşınmazlara ilişkin kira sözleşmelerinin gönderildiği anlatılan kararda, protokolün 4.1 maddesinde yer alan taşınmaza ilişkin yapılan kira sözleşmesinin 1 Temmuz 2015 başlangıç tarihli ve 5 süreli olduğu, tarafların karşılıklı anlaşması halinde bu sürenin 5 yıl daha uzayacağının belirlendiği aktarıldı.
Kararda, protokolün 4.2 maddesinde yer alan taşınmaza ilişkin 15 Eylül 2015 başlangıç tarihli sözleşmenin kira süresinin 10 yıl (15 Eylül 2025 tarihine kadar) olduğu belirtilerek, 4.3 maddedeki taşınmaza ilişkin 1 Ağustos 2015 başlangıç tarihli kira sözleşmesindeki sürenin (5+5) yıl şeklinde 31 Temmuz 2025 tarihine kadar olduğu vurgulandı.
Protokolün 4.4 maddesinde yer alan taşınmaza ilişkin kira sözleşmesinin 1 Ağustos 2015 başlangıç tarihli olduğu, sözleşmenin ise en az 38 aylık olup, 30 Eylül 2018 tarihine devam ettiği dile getirilen kararda, "Söz konusu kira sözleşmesinin sona erdirildiğine ya da feshedildiğine yahut sözleşmeye konu taşınmazın tahliye edildiğine dair herhangi bir bilgi veya belgenin dava dosyasına ibraz edilmediği görülmektedir" denildi.
“Yurt binalarının iadesinin istenmesi hukuka uygun değil”
Kararda, bahse konu protokolün süresinin kiralamaların devam ettiği müddet olarak belirlenmesi karşısında, dava konusu işlem tarihi itibariyle protokolün süresinin henüz dolmadığı ifade edilerek, süre dolduğu belirtilerek feshedilmesine ve protokol kapsamında yurt olarak faaliyet gösteren binaların tefrişat malzemeleriyle iade edilmesinin istenilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı vurgulandı.
Bu kapsamda, dava konusu işlemin iptaline karar verildi.
"Büyükşehir belediyesi öğrencilerimize ve bize vereceği zararı fazlasıyla verdi"
Mahkemenin kararına karşı AA muhabirine açıklama yapan TÜRGEV avukatı Osman Bozkurt, TÜRGEV olarak, İBB ile ortak hizmet protokolü imzaladıklarını belirterek, "Bu protokole göre Büyükşehir Belediyesi bize binaları temin edecekti. Biz de onların temin ettiği binaların elektrik, su yemek gibi her türlü giderlerini karşılamak suretiyle o yurtlarda öğrencileri barındıracaktık. Böyle bir sözleşme yapmıştık" dedi.
İmza tarihinden itibaren bu protokolün uzunca bir süre devam ettiğini kaydeden Bozkurt, şöyle devam etti:
"Belediye el değiştirdikten sonra 2019'un Eylül ayının hemen öncesinde, ağustosta İBB bir karar alarak bu sözleşmeleri feshettiğini açıkladı. Eylül ayı bizim için kritik, çünkü öğrencileri yurtlara yerleştiriyoruz. Gerekçe olarak da sürelerinin dolduğunu öne sürdü. Ama süreleri dolmamıştı sözleşmelerin. Yani tamamen gerçekçi olmayan bir gerekçe ile işlemini yaptı. Biz de bunu yargıya taşıdık. Bu arada öğrencileri yurtlardan tahliye etmek durumunda kaldık. Haziranda alsalardı bu kararı en azından yazın bunu öğrencilerimize duyurabilirdik, hazırlığımızı yapabilirdik. Ama bunu hemen okul sezonunun öncesinde aldıkları için biz öğrencilerimize karşı mahcup olduk, öğrencilerimiz de ciddi bir sıkıntıya düştü"
Bozkurt, idare mahkemesine açılan davada, belediyenin kararın hukuka aykırı olduğunu, sözleşmelerin sürelerin dolmadığı yönünde hüküm kurulduğunu anımsatarak, "Bu karardan sonra 'Yurtları bize verin, buraları tekrar işleteceğiz' deme şansımız yok. Çünkü oraları tahliye ettik bir kere. Onlar da oraları başka maksatlarla değerlendirmişlerdir. Büyükşehir belediyesi bu anlamda öğrencilerimize ve bize vereceği zararı fazlasıyla verdi" ifadelerini kullandı.
AA