Kılıçdaroğlu: Kanal İstanbul ihalesine girecek ülkeye mesafe koyacağız ve kesinlikle paralarını ödemeyeceğiz

"Bizden bir banka kredi verirse günü geldiğinde o da görür"

Fotoğraf: T24

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 'Kanal İstanbul projesine talip olacak bir ülke olursa, iktidara geldiklerinde o ülkeye karşı mesafe koyacaklarını, paralarını kesinlikle ödemeyeceklerini’ söyledi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

T24’ten Murat Sabuncu’ya açıklamalarda bulunan CHP lideri, Kanal İstanbul projesiyle ilgili unları söyledi:

O havzayı gezdim. Olağanüstü güzel bir doğa harikası aslında. Tarihi eserleri var. Orayı yok edeceksiniz. Şunu açık ve net olarak ifade edeyim. İster ihale etsinler, ister etmesinler, kime verirlerse versinler. İktidar olduğumuzda; bir, eğer o ihaleye giren yabancı bir ülke olursa biz o yabancı ülkeyle aramıza mesafe koyacağız. İki; bunların paralarını kesinlikle ödemeyeceğiz. Nereye giderlerse gitsinler. Türkiye, soyulacak bir ülke değildir. Türkiye, birilerine rant yaratacak bir ülke değildir. Eğer bir rant varsa bir yerde, o rantın sahibi orada yaşayanlardır. Orada yaşamayıp, efendim bilmem hangi ülkede yaşadım, orada arsalar aldım, büyük vurgunlar vuracağım. Türkiye Cumhuriyeti, size rant sağlamak zorunda değil ki. Hükümetin, oturması konuşması lazım. Burada eğer bir rant varsa, bu rant İstanbullularındır.

"Ne kanalı? Ne yapıyorsunuz siz bu kanalla? Dünyanın parasını buraya nasıl gömüyorsunuz?" diye soran CHP lideri, şöyle devam etti:

Onu yapacağınıza Harran Ovası duruyor orada. Mavi tünel, Konya Ovası bekliyor. Hadi gidin Aksaray- Mersin demiryolunu yapın. Hızlı trenleri yapın. Samsun- Mersin petrol boru hattını yapın. İskenderun petrol boru hattını yapın. Yük azalmış olur en azından. Boğazların yükü hafiflemiş olur. Bütün bunlar, çok daha düşük maliyetlerle, çok daha ekonomik üstelik, Türkiye ekonomisine katkı yapacak dünyanın projeleri var. Paraları buraya harcayın. Neden oraya harcanıyor? Hangi gerekçeyle açıklamıyor? Toplumun önüne çıkıp aklı başında bir adam açıklamış değil. Çünkü bu akılcı bir proje değil. Ben bunun gerçekleşeceğini sanmıyorum. Arada bir gündem değiştirmek için bunu yapıyorlar. Hiçbir ülkenin şirketinin de kalkıp bu projeye gireceğini de düşünmüyorum. Bankaların buna finans kaynağı ayıracağını da düşünmüyorum. Eğer bizden bir banka buraya kredi verirse günü geldiğinde o da görür. Bakın bu kadar açık, net söylüyorum. Bu ülke talan ülkesi değildir. Herkesin sorumluluğu vardır. Kredi açanın da sorumluluğu vardır. Bizimle dost olan ülkelerin de kendilerine göre sorumluluğu vardır.

“Millet İttifakı’nın içinde HDP yok ama…”

Kılıçdaroğlu, “Millet İttifakı, HDP’yi nerede tutacak” sorusuna da şu yanıtı verdi:

Şimdi bizim Millet İttifakı’nın içinde HDP yok. Ama HDP’nin yöneticileri de zaman zaman güçlendirilmiş parlamenter sistemden söz ediyorlar. Onların da hakkını yememek lazım. Dolayısıyla, bu düzenleme bir anayasal değişikliği gerektiriyor. Dolayısıyla, anayasal bir değişiklik olduğu zaman, parlamentoda bütün partilerin destek vereceği bir düzenlemeyi istersiniz. Güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçerken, Cumhur İttifakı’nı oluşturan pek çok milletvekili, var olan sistemin hatalarını gördüler, bunun Türkiye için bir felaket olduğunu gördüler, bir derebeylik anlayışının Türkiye’ye egemen olduğunu gördüler. Dolasıyla, güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçmeyi onlar da kabul edeceklerdir diye düşünüyorum. HDP’yi de bu bağlamda düşünmemiz lazım. HDP, elbette ki siyasal yaşamımız açısından, siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır. HDP de bu unsurlardan birisi zaten.

"Devri sabık defterini kapatmalıyız"

Kılıçdaroğlu, CHP milletvekili Aykut Erdoğdu’nun, “İktidarı TRT canlı yayınında yargılayacağız” sözlerini değerlendirirken, “Böyle, ‘devri sabık yaratacağız, çıkaracağız mahkemeye’, bunlar doğru değil. Bu anlayış, darbeler döneminde olan bir anlayıştır. Bu defteri tümüyle kapatmamız lazım, böyle bir şey olmaz” dedi.

Kılıçdaroğlu şunları kaydetti:

"Devlet kinle, intikam duygusuyla, öfkeyle yönetilmez. Dolayısıyla devri sabık yaratacağız, mahkemeye çıkaracağız, bu anlayış doğru değil. Devletin ciddiyetine ve vakarına yakışmaz. Bu anlayış darbeler döneminde olan bir anlayıştır ve intikam üzerine mahkemeler kurulur. Bu mahkemeler bağımsız ve tarafsız değildir. Dolayısıyla o mahkemelerin verdiği kararlar belli bir zaman diliminden sonra toplum vicdanında sorgulanır. Yapılan yanlışlıklar nedeniyle idam ettiğimiz, astığımız kişiler adına üniversiteler kurarız, yollar, havaalanları yaparız, isimlerini veririz, yaptığımız hataları telafi etmek için. Bu defteri tümüyle kapatmamız lazım"

T24, Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU