Yerli kripto para alım-satım platformlarında geçen hafta yaşanan krizler nedeniyle yüzbinlerce kişi mağdur oldu.
İlk olarak Thodex isimli platformda işlemlerin durdurulduğu ve kuruluşun sahibi Faruk Fatih Özer'in yurtdışına kaçtığı haberleri basına yansıdı.
"Thodex krizi" olarak da bilinen olayda 391 bin kişinin mağdur olduğu, kaybolan kripto para hacminin ise 2 milyar doları bulduğu iddia edildi.
Arnavutluk'ta olduğu düşünülen 30 yaşındaki Özer hakkında kırmızı bülten çıkarılırken, Türkiye'deki bankalarda bulunan 31 milyon lirasına el konuldu.
En büyük mağdur Z kuşağı
Thodex yatırımcılarının yarısından fazlasını 18-24 yaş aralığındaki Z kuşağının oluşturması dikkat çekti.
Avukat Kadir Kurtuluş ile kripto para alım-satım platformları ile ilgili yasal boşlukları, hukuki açıdan yapılması gerekenleri ve gençlerin bu platformlara olan ilgisini konuştuk.
"2 milyar dolar rakamı abartılı olabilir"
2 milyar doları bulduğu öne sürülen zarar miktarının gerçeği yansıtmadığı görüşündeki Kurtuluş, yurtdışına çıkartılan paranın en fazla 2 milyar TL civarında olduğunu savundu.
391 bin olarak telaffuz edilen mağdur sayısını da abartılı bulan Kurtuluş'a göre gerçek sayı 150 binlerde.
"Organize bir durum gibi görünüyor, yasadışı faaliyet gösteren kişiler de vardır"
Theodex platformunun sahibinin kripto paraları işletip zarar etmiş olabileceğini ancak işin daha çok örgütlü bir durum gibi göründüğünü ve yasadışı faaliyet gösteren kişilerin de buna dahil olduğunu belirten Kadir Kurtuluş, "Risk şu, bu paralar gitti, faili bulabilirsiniz ama coinler anlık olarak transfer edilebiliyor. Bu paralara ulaşmak mümkün olmayabilir ve borsalarda geçerlidir" şeklinde konuştu.
"Kaybedilen paralara ulaşmak pek mümkün değil"
Mağduriyetin giderilmesine yönelik adımların atılıp atılamayacağını sorduğumuz avukat Kurtuluş, "Bu durum pek mümkün değil" yorumunu yaptı.
İşlem hacimlerine göre ilk iki kripto para borsasının 1,5-2 milyar dolara ulaştığını ifade eden Kurtuluş, yurtdışında da işlem yapan pek çok Türk olduğunu belirterek, likit paranın dışarı çıkmasının da insanların da mağduriyet yaşamasının da büyük sorun teşkil ettiğini dile getirdi.
"Yeni kripto saadet zincirleri geliyor, dikkat" uyarısı yapan Kadir Kurtuluş, şöyle konuştu:
Çiflikbank gibi süt, peynir, inek vermiyor da coin veriyor. Tek sorun borsalar değil, bazı saadet zincirleri var, bitcoini de geçecek bunun değeri, bunlardan dolandırılanlar da var. Sıkı önlem alınması, takip edilmesi gerekiyor.
"Türkiye, blockchain teknolojilerini es geçmezse ekonomik anlamda bağımsızlığını sürdürebilir"
Kurtuluş, kripto para alım-satım platfromlarına dair oluşan tedirginlikle blockchain teknolojilerinin es geçilmesinin de büyük sorunlara neden olabileceğini öne sürerek, uyardı:
Hadiseye sadece kripto para olarak bakmamalıyız. Blockchain'i, finansal dönüşümü kaçırırsak yarın çok büyük bedeller öderiz. Türkiye, blockchain teknolojilerini es geçmezse, ekonomik anlamda bağımsızlığını sürdürebilir. Rusya Devlet Başkanı Putin'in parlamentosunun açılışında 'Biz bu teknolojileri es geçersek, yarın tam bağımsızlığımızı sorgularız' sözünü de hatırlayalım.
"Denetim eksikliği var, sermaye şartı ve lisanslama gerekli"
Kripto para piyasasına girişin diğer finansal enstrümanlara kıyasla çok daha kolay olduğunu ifade eden Kadir Kurtuluş, denetim yetersizliğine vurgu yaptı.
"Denetleme şart olmalı" diyen Kurtuluş'a göre stratejik mevzuatlar yapılırken Türkiye'deki likitlerin yurtdışına kaçırılmasının da önüne geçilmeli.
"Yanlış bir vergilendirme rejiminde bu para Türkiye'den gider"
Ancak Kurtuluş, yasal düzenleme yapılırken yabancı yatırımcıları kaçırmayacak oranda vergilendirme gerektiğini savundu:
Buradaki en önemli şey kripto varlık tutma hizmeti denilen şey. Para borsada kalmıyor. Bu hizmeti üçüncü kurum olarak Merkez Bankası ya da şirketler vermeli. Sermaye şartı ve lisanslama gerekli. Gelen teknolojinin ruhuna uygun, stratejik mevzuatlar yapılmalı. Bu durumu, her aklı başında devletin yaptığı gibi kabul etmeliyiz. Temkinli yaklaşmalı, sıkı şekilde denetlemeliyiz. Stratejik mevzuatlar yapmalıyız. Yanlış mevzuat yaparsanız, Türkiye'deki likitlerin yurt dışına kaçmasına neden olabilirsiniz! Yasaklama değil düzenleme... Vergilendirmede de dikkat edilmeli, yanlış bir vergilendirme rejiminde bu para Türkiye'den gider. Kripto para dolayısıyla blockchain teknolojisini ülkemize getiriyoruz, ülkemizin ekonomik olarak tam bağımsızlığıyla ilgili bir mesele bu.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
"Kripto para piyasasına girişte engel yok, kolay girebildiğiniz bir pazar olduğu için gençler kullanıyor"
Kadir Kurtuluş'a mağdur olanların büyük bölümünü Z kuşağının oluşturmasının nedenlerini de sorduk.
"Gençler neden kripto para-alım satım platformlarına ilgi gösteriyor? Ana sebep, kısa yoldan yüksek kazanç sağlama isteği mi? Z kuşağı, çalışarak emeklerinin karşılığına alacağına inanmıyor mu?" sorularına Kurtuluş, şu cevabı verdi:
Teknolojinin daha çok gençlere hitap etmesi nedeniyle kullanıcılar ağırlıklı olarak gençlerden oluşuyor. Ondan dolayı mağdur olanların büyük bölümü bu yaş grubunda oluşuyor. Z kuşağı hakkında yapılan 'kolay kazanç elde etme peşindeler' şeklindeki eleştirilere ya da 'Çalışarak hak ettiklerini elde edeceklerine inanmadıklarından bu işlere yöneliyorlar' yorumlarına katılmıyorum. Teknolojinin hitap ettiği kesim Z kuşağı olduğundan, buradaki mağduriyetin de bu yaş grubunda doğması doğal. Z kuşağının suçu değil. Çağa göre adaptasyon var. Bir de Z kuşağı borsada bu tarz finansal enstrümanlara kolay erişemiyor, 'Açılan hesapları kabul edilecek mi?' gibi prosedürler var. 18 yaşındaki çocuk borsaya gitse, ‘Sen kimsin' derler! Kripto para piyasasına girişte bariyer, engel yok, kolay girebildiğiniz bir pazar, o yüzden gençler kullanıyor.
1960'larda meydana gelen ve tarihin en büyük para vurgunlarından biri olarak adlandırılan "Banker Kastelli" olayını hatırlatan Kurtuluş, o dönemdeki mağdurların yaşlarının ağırlıklı olarak 40'larda olduğunu, şimdilerde ise teknolojinin gelişmesiyle bu alanı daha çok gençlerin kullandığını ve kripto para platformlarında medyana gelen dolandırıcılıkta bu nedenle genç kesimin mağdur olduğunu savundu.
Ne olmuştu?
2017 yılında kurulan yerli kripto para borsası Thodex'in 21 Nisan tarihinde işlemlerini durdurması yatırımcılar arasında paniğe neden oldu.
Tam da bu tarihlerde platformun kurucusu Faruk Fatih Özer'in de sosyal medya hesaplarını kapatarak 2 milyar dolara yakın kripto varlık vurgunuyla yurtdışına çıktığı konuşulmaya başlandı.
Thodex soruşturması kapsamında geçtiğimiz günlerde gözaltına alınan 62 kişiden 6'sı tutuklanırken, firari 16 zanlının yakalanması için çalışmaların sürdüğü kaydedildi.
Faruk Fatih Özer'in Arnavutluk'un başkentinde kaldığı otele baskın düzenlendi ancak Özer'in kaçtığı belirlendi.
30 yaşındaki Faruk Fatih Özer için kırmızı bülten çıkarılırken, Özer'in bankalardaki 31 milyon lirasına el konuldu.
Thodex'in geçen ay paylaştığı verilere göre, kullanıcılarının yarısından fazlasını 18-24 yaş aralığındaki Z kuşağının oluşturduğu görüldü. Platformdaki yatırımcıların yüzde 26,5'inin ise 25-34 yaş aralığında olduğu ifade edildi.
Kullanıcıların yüzde 37,7'sinin İstanbul'da, yüzde 14,5'inin Ankara'da, yüzde 10,4'ünün ise İzmir'de ikamet ettiği bilgisi paylaşıldı.
Thodex'in ardından Vebitcoin ve Goldexco.in isimli platformlara da erişim sağlanamadı.
Kripto para alım satım platformlarına ilişkin tedirginlik artarken, tartışmalar büyüdü.
© The Independentturkish