Geçtiğimiz çarşamba günü, video konferans aracılığıyla Uluslararası Enerji Ajansı (sanayileşmiş ülkeleri temsil eden) ile 26. BM İklim Konferansı Taraflar Grubu'nun (2015 Paris İklim Anlaşması'nın imzalanmasını sağlayan uluslararası iklim iyileştirme konferanslarından sorumlu olan) katıldığı bir konferans düzenlendi.
Konferansta, 2050 yılına kadar net sıfır emisyonlu bir dünya elde etmeye yönelik iddialı hedefe ulaşmadaki başarı derecesine ve bu hedefe ulaşmanın önündeki engellere odaklanıldı.
Sanal konferansa, aralarında Kanada, Çin, Avrupa Birliği, Japonya, Nijerya, İngiltere ve ABD'nin bulunduğu 40'tan fazla ülkeden bakanlar ve üst düzey yetkililer, uluslararası kuruluşların temsilcileri, sanayi şirketlerinin ve sivil toplum örgütlerinin başkanları katıldı.
Bu sanal konferans, yüzyılın ortasında 'karbon nötr' bir dünyaya ulaşmak amacıyla ülkeler ve sanayi şirketlerinin fiilen neler yaptıklarını tartışmak için önümüzdeki kasım ayında Glasgow'da düzenlenecek 26. BM İklim Konferansı'na hazırlanmada önemli bir adımdı.
Tartışmalar sırasında, bazı ülkelerin üstlendikleri taahhütleri uygulama tarihlerinde yaşanabilecek gecikmelerle ile ilgili endişeler öne çıktı.
Ayrıca bazı ülkelerin diğer ülkelerle (bilimsel ve ekonomik alanlarda) iş birliği yapmamasının olumsuz etkisi ve bunun, istenen hedeflere belirtilen zamanlarda ulaşma olasılığını geciktirmesinden duyulan kaygılar da.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
26. BM İklim Konferansı Taraflar Grubu Başkanı Atuk Sharma, "Dünya ülkelerinin iklim değişikliği üzerine 10 yıllık araştırmalardan 2050 yılına kadar karbon nötr bir dünyaya ulaşma taahhütlerini yerine getirmeleri için eyleme geçmelerinin zamanı geldi. Bu, ülkeler birbirleriyle çalışırsa gerçekleştirilebilecek bir fırsat. Çünkü bu ortak iş birliği sayesinde, ülkelerin taahhüt ettikleri kazanımların son tarihlerine bağlı kalabilir, dönüşüm aşamasını hızlandırabilir, daha fazla iş fırsatı yaratabilir, refaha ulaşabilir ve gelecek nesiller için dünyayı koruyabiliriz" dedi.
Uluslararası Enerji Ajansı Genel Direktörü Fatih Birol da 2020'nin sonunda "küresel karbon emisyonları salınımının salgın öncesi seviyesine yükseldiği ve geçen yılın enerji tasarrufunda önceki yıllara göre en yavaş ilerlemeye tanık olunduğu" açıklamasını yaptı.
Birol, "Analizimiz çok net. Küresel enerji verimliliğini ve niteliklerini desteklemeye yönelik girişimler olmadan, enerji ve çevre hedeflerimize ulaşamayacağız" diye de ekledi.
Ayrıca 'yeni politikayı uygulamak için ülkelere benimsedikleri mevcut politikaların niteliklerini geliştirmeleri' çağrısı yaptı ve bu gelişmenin bilgisayarlar, akıllı ağlar ve diğer modern teknolojilerin optimum kullanımı yoluyla gerçekleşebileceğini belirtti.
Birol, Uluslararası Enerji Ajansı'nın, 18 Mayıs'ta küresel enerji sektörünün 2050'de karbon nötr bir uluslararası topluma ulaşma girişimlerine ilişkin ilk ayrıntılı ve kapsamlı yol haritasını yayınlayacağı sözü verdi.
Raporun amacı, yıllık sıcaklığın 1,5 dereceyi geçmemesi adına emisyonları azaltmak için hükümetlerin, şirketlerin, yatırımcıların ve vatandaşların ne yapmaları gerektiğini belirlemek.
Bu rapor, Glasgow Konferansına, öncelikleri ve sorumlulukları belirlemede yardımcı olmak için yukarıdaki tarafların bu alanda yaptıklarına ilişkin ilk hesap dökümünü oluşturacak.
Raporun aynı zamanda taahhüt ve yükümlülüklerini yerine getirmekte yetersiz kalan tarafları da gün yüzüne çıkarması bekleniyor.
Malum, dünya ülkelerinin ezici çoğunluğunun yıllık sıcaklığın 1,5 dereceden fazla artmaması için çalışma taahhüdünde bulundukları 2015'teki Paris İklim Konferansı'nın başarısının ardından BM iklim konferanslarına olan ilgi geniş bir boyut ve önem kazandı.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Independent Türkçe için çeviren: Beyan İshakoğlu
© The Independentturkish