Anayasa Mahkemesi, sokakta görev yaparken polis müdahalesine uğrayan gazeteciler için emsal bir karara imza attı. Yüksek Mahkeme, İstanbul’da 6 yıl önce bir gösteriyi takip eden gazeteci Beyza Kural Yılancı’yı ters kelepçe takarak kısa süreli gözaltına alan polislerin suç işlediğine karar verdi. Olayın kötü muamele olduğuna hükmeden mahkeme, Beyza Kural’ın ifade ve basın özgürlüğünün de ihlal edildiği sonucuna vardı. Kural’a 15 bin TL da tazminat ödenecek.
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi önünde toplanan bir grup öğrenci, 5 Kasım 2015 tarihinde YÖK’ün kuruluş yıldönümü protesto etmek istedi. Bu sırada Bianet adına gösteriyi takip eden gazeteci Beyza Kural Yılancı, polisin göstericilere müdahale ettiği anları çekiyordu. Bu sırada sivil giyimli bir polis, Beyza Kural Yılancı’ya müdahale etti.
Gazeteciye ters kelepçe
Polisler, gazeteci olduğunu bildiren ve kurum kimliğini gösteren Beyza Kural’a “Hiçbir şey eskisi gibi değil artık, bunu öğreteceğiz size” dedi. Ters kelepçe takılan Beyza Kural, alandan uzaklaştırılmış ve yaklaşık 4 dakika bu şekilde tutulduktan sonra gözaltı aracında yer olmaması nedeniyle hiçbir işlem yapılmadan serbest bırakıldı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ise Beyza Kural’ın polisler hakkındaki şikayetine takipsizlik kararı verdi. Kural, AYM’ye başvurmak zorunda kaldı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Ankara Gazetecisi sitesinden Alican Uludağ'ın haberine göre; Anayasa Mahkemesi, yapılan başvuruda insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağı ile ifade ve basın özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verdi. Beyza Kural’a 15 bin TL manevi tazminat ödenmesine hükmeden mahkeme, polisler hakkında kapatılan soruşturmanın yeniden açılması için de kararın örneğini İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdi.
"Keyfi gözaltı"
Kararın gerekçesinde, şöyle denildi:
Gazetecilik görevini yapan başvurucunun olayları haberleştirmek dışında bir maksatla gösterinin yapıldığı bir yerde bulunduğu, polisin o sırada devam etmekte olan gösteriye ilişkin görevlerini yapmasını engellediği, bir gösterici gibi davranarak polise karşı şiddet kullandığı ya da polis için herhangi bir tehdit oluşturduğu ileri sürülmemiştir. Soruşturma dosyasında ve neticesinde verilen takipsizlik kararında başvurucunun haber yapmasının engellenmesinin ve başvurucuya yapılan fiziksel müdahalesinin kesinlikle gerekli olduğuna dair herhangi bir tespit ya da açıklama yapılmamıştır. Bunun aksine kamera görüntüleri dikkatle incelendiğinde başvurucunun keyfi olarak gözaltına alındığı ve kelepçelendiği kanaatine ulaşılmıştır.
Polisin amacı küçük düşürmekti
Gazeteciye müdahalenin haklı veya meşru bir nedene dayanmadığı vurgulanan kararda, bunun demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olmadığı belirtildi.
Kararda, savcılığın soruşturmasının da nesnel ve tarafsız bir analize dayalı olmadığı ifade edildi, sorumluların cezalandırılmasına yönelik etkili bir soruşturma yürütülmesi istendi. Kelepçelemenin polis memurunun görüntüsünü alan başvurucunun küçük düşürülmesi ve başvurucuya bir nevi ders verilmesi amacıyla kasıtlı olarak vücut bütünlüğüne zarar verecek şekilde gerçekleştirildiği izlenimi oluşturduğu belirtilen kararda, bu nedenle bu durumun insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele olduğu ifade edildi.
Kural: Karşılaştığımız kötü muamelelerin ihlal olduğu açıktı
Karar hakkında Tükenmez Haber'den Denizcan Akar'a konuşan Kural şunları kaydetti:
Gazeteciler haberleri nedeniyle sadece gözaltına alma girişimi ile değil soruşturma, tutuklama, hapis cezalarıyla karşı karşıya kalıyor. Karşılaştıkları ihlallere karşı başvurular ise çoğunlukla cezasızlıkla karşılaşıyor. Benim de başvuruma takipsizlik kararı verilmesi sonucu dosya AYM’ye taşındı. Haber takibinde karşılaştığımız kötü muamelelerin ihlal olduğu açıktı, AYM'den bunu duymak da benzer bir durumda emsal olabilecek bir karar olması açısından iyi bir karar.
ankaragazetecisi.com, Tükenmez Haber, Independent Türkçe