Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) ekim verilerine göre genellikle "üniversite çağı" olarak kabul edilen 20-24 yaş arası genç nüfustan 2 milyon 118 bin kişi ne eğitimde ne istihdamda. Pandemi öncesi ocak ayında bu sayı, 1 milyon 930 bindi.
Ocak ayında bu yaş aralığında 1 milyon 326 bin kişi yalnızca eğitimdeydi. Ekim ayına gelindiğinde bu sayı, 65 bin kişi geriledi ve 1 milyon 261 oldu. 2019'un ekim ayında ise sadece eğitimde olanlar 1 milyon 196 bin kişiydi.
20-24 Yaş Arası Genç Nüfusun Eğitimde ve İstihdamda Olma Durumu | ||||
Ocak 2019 | Ekim 2019 | Ocak 2020 | Ekim 2020 | |
Sadece eğitimde olanlar |
1 milyon 271 bin |
1 milyon 196 bin | 1 milyon 326 bin |
1 milyon 261 bin |
Sadece istihdamda olanlar |
1 milyon 717 bin |
1 milyon 852 bin |
1 milyon 793 bin |
1 milyon 818 bin |
Hem eğitimde hem istihdamda olanlar | 675 bin | 624 bin | 593 bin | 605 bin |
Ne eğitim ne istihdamda olanlar |
1 milyon 919 bin |
1 milyon 966 bin |
1 milyon 930 bin |
2 milyon 118 bin |
Bir yandan okuyup bir yandan çalışan gençlerin sayısı ise ocakta 593 binken ekimde 605 bine çıktı. 2019 yılının ocak ayında 675 bin olan bu sayı, sekiz ay sonra 624 bine gerilemişti.
Eurostat standartlarına göre tutulması zorunlu olan bu istatistiklerin kaçınılmaz şekilde gözden kaçırdığı bir detay var: Resmi olarak öğrenci olsalar da pandemideki geçim sıkıntısı nedeniyle çalışmak zorunda olan ve çoğunlukla da kayıtdışı çalışan genç nüfus.
İnşaatlarda boyacı ustası babasına yardım ediyor
Manisa'da yaşayan ve şehrine çok da uzak olmayan bir üniversitede öğrenci olan Yasir onlardan yalnızca biri.
Pandemi nedeniyle üniversite hayatına online eğitimle başlamak zorunda kalan birinci sınıf öğrencisi Yasir, babasıyla birlikte inşaatta çalışıyor.
"Babam herhangi bir güvencesi olan bir mesleğe sahip değil" diyor Yasir, Independent Türkçe'ye yaptığı açıklamada.
İnşaatta boyacı ustası olarak çalışan, büyük binaları boyamak için yanında eleman da çalıştırmak zorunda kalan babasının işleri hem pandemi hem de sektördeki doygunluk ve maliyet artışlarıyla gelen daralmayla birlikte eskisi gibi değil artık.
Daha fazla işçi için bütçe çıkmayınca Yasir de babasının yanında çalışmaya başlamış.
"Eğitime neredeyse hiç vaktim olmuyor" diyen Yasir, sabah 7'de kalkıp, akşam 7'de tekrar eve geliyor.
Yemek, duş ve yorgunluktan sonra bazen uyuyakaldığını bazen ders takip edecek takati olmadığını söyleyen Yasir'in bu durumunu danışman hocası da biliyor. Ancak şartlar göz önünde bulundurulduğunda hocasının da yapacak çok fazla şeyi yok.
"Pandemiden sonra müziğe dönmek istiyorum"
"İkinci dönemde dersleri toparlamayı istiyorum" diyen Yasir'in bugüne kadar aldığı online dersler ise, kendisinin deyimiyle, sınavları geçmek için yeterli. Ancak öğrenme ve bilgiyi muhafaza etmek için yetersiz.
Bölümündeki bazı uygulamalı dersleri yüz yüze görmenin çok daha faydalı olabileceğini söyleyen Yasir, "Ama pandemide olduğumuz için elimizde olan şartlar bu. Yönetime bunun için kızmıyorum" diyor.
Yasir'in 2021 planlarının önemli bir kısmında ise yine çalışmak var. Çünkü üniversite için birikim yapmalı.
Derslerini de toparladıktan sonra ise ilk hedef bir süredir ara verdiği, büyük tutkusu müzik yapmaya geri dönmek.
Online eğitim için bilgisayar aldı, online derse giremiyor
Samsunlu Dilara da Yasir gibi üniversitede birinci sınıf öğrencisi.
Uçaklara olan ilgisi, onu sivil havacılık bölümüne kadar taşımış. Ancak pandemi ona da üniversite hayatını gösterememiş.
Online eğitimde veriminin düşük olduğunu söylese de en az 900 kilometre uzaklıktaki okulu için şehir değiştirmek zorunda değil ve bu durum onu memnun ediyor.
Dilara'yı hem eğitim hem de iş hayatıyla aynı anda tanıştıran neden ise yine "online eğitim" aslında. Çünkü internet üzerinden uzaktan eğitime başlamak için öncelikle bir bilgisayar ve iyi bir cep telefonu gerekliydi.
13 bin lira tutan bu masrafı karşılamak için ise çalışmaya başladı. Zira kendisinin de açıkladığı gibi sadece bu harcama bile maddi durumu kötü etkilemişti.
19 yaşında iki eve destek olmaya çalışıyor
"Çalışarak bunu telafi etmeye çalışıyorum" diyen Dilara ise çalıştığı için eğitiminin kötü etkilendiğini, derslerden geri kaldığını söylüyor.
Annesi ve babası ayrı yaşayan Dilara'nın annesiyle yaşadığı evde aylık masraf 4 bin liraya kadar çıkıyor. Bir fırında kasiyer olarak çalışan Dilara'nın kazandığı ise 1500 lira. Yani, 2021 için belirlenen 2 bin 825 liradan bile az. Üstelik masraflar tek evle sınırlı değil. Dilara, babasına da market alışverişini yaparak destek oluyor.
19 yaşındaki genç kızın 2021'den en büyük beklentisi ise derslerine odaklanabilmek.
100 öğrenciden 66'sının bilgisayarı var
Yükseköğretim Kurum'unun (YÖK) verilerine göre 7,9 milyon öğrencinin eğitim gördüğü 29'u devlet, 207 üniversitenin çoğu 23 Mart'tan bu yana internet üzerinden eğitim veriyor. Bu öğrencilerden en az 4,5 milyonu lisans öğrencisi.
Neredeyse bir yılını tamamlayacak online eğitimin karnesini belirleyecek tek kapsamlı çalışma ise Üniversite Araştırmaları Laboratuvarı'na (ÜniAr) ait.
Türkiye'de üniversite ve yükseköğretim üzerine araştırmalar yapan bağımsız araştırma kurumu ÜniAr'ın 163 üniversiteden 17 bin 939 lisans öğrencisi üzerinde düzenlediği ankete göre her 100 öğrenciden "üniversite ve fakültemin uzaktan eğitim sürecindeki tutum ve yaklaşımından memnumun" diyenlerin sayısı 35.
Uzaktan eğitimde kullanılan içerik ve öğretim materyallerinin öğreticilik düzeyinden memnuniyet duyanların sayısı ise 100 öğrencide yalnızca 22.
ÜniAr'ın verilerine göre ankete katılan öğrencilerin, yüzde 63'ünde internet bağlantısı var. Bilgisayar ve tableti olanların oranı ise yüzde 66.
"Derse kayıtlı 45 öğrenci, derse giren 10 öğrenci var"
Dört senedir vakıf ve devlet üniversitelerinde öğretim görevlisi olarak çalışan Harun Kuyucu (kendisinin talebiyle gerçek ismi kullanılmamıştır), Dilara'nın öğretmenlerinden.
Haftada 24 saat dört farklı ders veren Harun Bey, online derslere katılımın oldukça düşük olduğunu söylüyor.
Harun öğretmenin açıklamasına göre her derse ortalama 45 öğrenci kayıtlı ancak birinci sınıflardan eş zamanlı olarak derse katılanların sayısı en fazla 10. İkinci sınıflarda bu sayı daha da düşüyor.
Derse katılanlar da "katılıyor" gibi gözükse de fizikken orada değiller.
"Derse giriyorlar ama öyle bırakıyorlar. Belki yemeğe gidiyorlar, belki başka bir iş ile uğraşıyorlar, belki yanda dizi seyrediyorlar. Bunu bilemiyoruz" diyen Harun Kuyucu, soru sorduklarında öğrencilerden yanıt alamadığını söylüyor.
"Babası pandemi işsiz kaldığı için evin geçimini öğrenci yapıyor"
Harun hocanın aktardığına göre pandemide çalışan çok sayıda öğrenci var. Bir kısmı dersleri takip edebiliyor ancak çoğu için bu durum geçerli değil.
Benim danışmanlığımda 100 civarında öğrenci var. 5-6 tanesi doğrudan gelip çalıştığını, derslere zaman ayıramadığını dile getirdi" diyen Kuyucu şöyle devam ediyor:
Pandemi sürecinde babası işsiz kaldığı için ev geçiminin kendine kaldığını söyleyen, inşaat işlerinde çalıştığını söyleyen farklı öğrencilerimiz de var. Bunların yanında zamanını değerlendirmek, daha fazla para kazanmak isteyen öğrencilerimiz de var.
"Öğrencimle çalıştığı pizzacıda karşılaştım"
Öğrencilerin derse girememelerinin başarı oranlarının doğrudan olumsuz etkilediğini söyleyen Harun Kuyucu'ya göre mekandan bağımsız olmak, pek çok engeli ortadan kaldırsa da öğrencinin üniversite ruhu ve motivasyonu alamamasına neden oluyor. Bu da başarı oranını düşürüyor.
Durumu, ücretli çevrimiçi öğrenme platformu Udemy ile kıyaslayan Kuyucu, şunları söyledi:
"İş, Udemy kursuna dönse iyi. Orada insanlar, kendi isteğiyle, fayda sağlamak için eğitim arayışındalar. Burada ise diploma almanın bir zorunluluk olduğu düşüncesi var ve bu nedenle dersleri takip etmeye çalışıyorlar. Ancak kullandığımız sistemin ne arayüzü iyi ne de kullanım şekli.
Bir öğrencimle pizzacıda karşılaşmıştım. Öğrenci dersleri takip edemiyordu ve sabahtan akşama kadar o pizzacıda çalışıyordu. Bütün derslerimden çok düşük notlar aldı."
"Çoğu konu, hocanın inisiyatifine bırakıldı"
Çalıştığı üniversitenin, devamsızlık dahil çoğu konuyu hocanın inisiyatifine bıraktığını söyleyen Kuyucu, "Biz hocalarımızla, öğrencilere en yüksek toleransı göstermeye gayret edeceğimizi söyledik. Eğer öğrenci hiçbir derse girmemiş, vize sınavını da yapmamışsa devamdan kaldılar. Bu, her bölümde farklı uygulandı" dedi.
"Pandemi en çok garibanı vurdu. Zenginler varlıklarını katlarken yoksullar daha da yoksul oldu. Bu çocukların çoğunun bilgisayarının dahi olmadığını, altyapı sorunlarının varlığını biliyorum" diyen Kuyucu'nun öğrencileri ders içinde tutma yöntemi ise onlara kitap ödevleri vermek.
Çalışan öğrencilerinin samimiyetini gördüğü zaman devamsızlık anlamında çok fazla sorun etmediğini söyleyen Kuyucu, öğrencilerinin kaçırdığı dersleri telafi etmek için ise söz konusu dersleri asenkron olarak izleme şansları bulunduğunu belirtiyor.
"Taşra üniversiteleri YÖK'ün güdümünden çıkamıyor"
Son olarak derse giremeyen öğrencilerin desteklenmesi konusunda çalıştığı üniversitesinin 2021 planlarını sorduğumuz Harun öğretmen, şu yanıtı verdi:
Devamdan kalan öğrencilerin neden derslere katılamadıklarını doğrudan öğrencilere sorup rektörlüğe bildiriyoruz. Pandeminin başında durumu olmayan öğrencilere burs yardımları olmuştu. Mobil internet kaynağı da sağlanmıştı ama bunlar yetersiz.
Rektörlük kendi kaynaklarını olabildiğince iyi kullanmaya çalışıyor ama üniversitelere ayrılan paralar çok yetersiz. ODTÜ, Boğaziçi gibi lokomotif üniversiteler kendi kararlarını alabiliyorlar ama taşra üniversiteleri YÖK'ün güdümünden çıkamıyor. YÖK ne derse o. Bu yüzden YÖK'ün planlarına bakmak lazım. Bizleri aşılayıp yüz yüze eğitimi başlatmak istiyorlar. Ancak şu durumda bize gelen bir şey yok.
© The Independentturkish