Babacan: Ufak bir umudun görülmesi halinde Türkiye'ye milyarlarca dolar akar

DEVA Partisi Genel Başkanı Babacan, Hazine'nin dolar bazında dünyanın en yüksek faiziyle borçlandığını belirterek, "Bulgaristan eksi faizle borçlanıyor. 'Battı-batacak, iflas edecek' denilen Yunanistan ise 100 yıllık borçlanma yapabiliyor" dedi

Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan, Sadece Türk iş insanlarının yurtdışında tuttukları kaynakların gelmesinin bile ülkeyi kanatlandırmaya yeteceğini söyledi. 

Babacan, Karar TV'de yayımlanan "Gündem Özel" programında Taha Akyol ve Elif Çakır'ın konuğu oldu. 

DEVA Partisi Genel Başkanı Babacan, burada gündeme dair değerlendirmelerde bulundu

Türkiye'deki ekonomik gidişatın ümit vermediğini ifade eden Babacan, Hazine'nin dolar bazında dünya ortalamasının en yüksek faiziyle borçlandığını kaydetti. 

Hazine'nin daha dün dolar bazında yüzde 5 civarında bir faizle borçlandığına dikkati çeken Babacan, "Bu dünyanın en yüksek faizlerinden. Komşumuz Bulgaristan eksi faizle borçlanıyor. ‘Battı-batacak, iflas edecek' denilen bir diğer komşumuz Yunanistan ise 100 yıllık borçlanma yapabiliyor. Bu nasıl iş?" diye sordu. 

Bu kadar para bolluğunda Türkiye varlık içinde yokluk çektiğini belirten Babacan, "Bunun da tek sebebi hukukun üstünlüğü ilkesinin ülkede uygulanmaması ve öngörülebilir bir ekonomi politikasının olmamasıdır" dedi. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

 

"Yurtdışında iş insanlarımızın kaynakları bile ülkeyi kanatlandırır" 

Yabancı sermayenin ufacık bir umut ışığı görmesi halinde Türkiye'ye oluk oluk miyarlarca doların gelebileceğinin altını çizen Babacan, " Kaynak demek illa borçlanma demek değildir. Sadece kendi iş insanlarımızın yurtdışında tuttukları kaynaklar bile bu ülkeyi kanatlandırmaya yeter" diye konuştu. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın tehdit ve şiddet karşısında susmasının vahim olduğunu söyleyen Babacan, "Tehdit, şiddet, şiddeti teşvik etmek suçtur. Hukuk devletinde böyle bir şey kabul edilemez. Bir siyasi partinin genel başkan yardımcısı şiddete maruz kaldı. Türkiye, bu olayı soruşturan savcıların alenen tehdit edilebildiği bir ülke oldu. En basit konularda topa giren Cumhurbaşkanı hiçbir açıklama yapmadı" dedi. 

"Yanlış ortağı seçen cumhurbaşkanının kendisidir" 

"Şiddete göz yummak kabul edilemez" diyen Babacan, "Bunlar siyasetin kırmızı çizgisi olmalıdır. Bir siyasi partinin genel başkan yardımcısına saldırılıyor, iktidarın ortağından geçmiş olsun telefonu gitmiyor. Tersine durumu tırmandırıyor. Cumhurbaşkanının bu tür durumlarda hukuktan yana taraf olması lazım, ‘buna karşıyım, yanlıştır' demesi lazım. Yanlış ortaklarla yola çıkmak böyle yoldan çıkartıyor. Ama bu bir mazeret değil, çünkü yanlış ortağı seçen de cumhurbaşkanının kendisidir" diye konuştu. 

Muhalefeti egzersiz olarak görmediklerini, hedeflerinin iktidar olduğunu ifade eden Babacan, parlamenter sistem isteyenlerin geçiş süreci ve bunun aşamaları ile takvimi üzerine çalışmaları gerektiğini belirtti.

"Anayasa değişikliği teklifimiz hazır"

"Bizim hedefimiz iktidar olmak ve bu ülkeyi yönetmektir" ifadelerini kullanan Babacan, şunları kaydetti: 

"Bu nosyonla hazırlanıyoruz. Bütün politika kurullarımız hükûmetimizin ilk doksan gününü ve ilk bir yılını çalışıyor. Politika birimlerimizin ilk ev ödevi bu. Muhalefeti, ilelebet muhalefet olarak, muhalefet egzersizi olarak görmüyoruz. 74 maddelik Anayasa değişiklik teklifimiz hazır. Bu teklifi hazırlarken hem partili hukukçu arkadaşlarımızdan hem de dışarıdan destek aldık. Biz bu teklifi "DEVA Partisi'nin çok güzel çalışması var, bizim paketimizdir, kamuoyuna açıklıyoruz" diye ortaya bırakıp geri çekilsek doğru bir yöntem olmaz. Çünkü anayasa değişikliği toplumsal mutabakat arayışıdır. Dolayısıyla hazırladığımız 74 maddelik detaylı çalışmadan bir vizyon belgesi çıkarıyoruz. Bunu kamuoyuyla paylaşmadan önce, siyasi partilerle ve daha önce Anayasa konusunda çalışmış kuruluşlarla tek tek görüşeceğiz. Diğer tarafları dinleyip, diğer çalışmaların geri planını anlamaya çalışacağız. Aksi halde reklamını yaparız ama sonuç çıkmaz." 
 
"Böyle bir tabloda iktidar seçime gitmez" 

Erken seçim tartışmalarına da değinen Babacan'a göre, küçük ortak desteğini çekerse bu mümkün olur. İktidarın böyle bir tabloda mecbur kalmadıkça seçime gitmeyeceğini dile getiren Babacan, "İktidar partilerinin zemin kaybettiği bir durumda elindekini niye riske atsın? Hazır önünde iki buçuk yıl daha süre var. İktidar ortakları arasındaki ilişki de sağlam bir yapıda değil. Farklı duruşlar olduğunu görüyoruz. Erken seçime ancak küçük ortağın desteğini çekmesi gibi şartlar zorlayabilir" değerlendirmesinde bulundu. 

"Yargıya müdahil olunmamalı"  

Bakanlık görevinin insanlara yüklediği bir devlet ciddiyetinin olduğunu aktaran Babacan, bu hukuka bağlılık nedeniyle Cumhurbaşkanı ve bakanların yargıya müdahil olmamaları gerektiğinin altını çizdi. 

Babacan, şunları söyledi: 

"Uzaktan izlediğim kadarıyla, bununla anne ile oğul ilişkisinin duygusal hassasiyeti birbirine karışmış durumda. Duygusallık olabilir ama Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletiyse, hukuk neyse onun gereği yapılır. Adalet Bakanının da nokta atış müdahale yapması doğru değildir. Cumhurbaşkanı da bu nokta atış müdahaleleri çok sık yapıyor. Davalarda taraf oluyor"
 
"İnşallah Berberoğlu kararına uyarlar"

Anayasa Mahkemesi'nin Enis Berberoğlu davasında verdiği "hak ihlalini" kararına ilişkinde konuşan Ali Babacan, sözlerini şöyle tamamladı: 

"Alt mahkeme uygulamayınca Cumhurbaşkanı çıkıp ‘uygulamayabilir' dedi. Alt mahkeme gücü direkt oradan aldığı için bunu söyleyebiliyor. HSK'nın, mahkeme olarak nasıl Anayasaya aykırı iş yaparsın diye bir çalışma başlatması lazımdı. Döndü dolaştı, Anayasa Mahkemesi önceki kararını teyit etmiş oldu. İnşallah uyarlar. İnşallah diyorum çünkü Anayasanın ve Anayasa Mahkemesinin sistemdeki değeri eskisi gibi değil."
 

 

DAHA FAZLA HABER OKU