Diyarbakır Valisi'nin sözleri eski tartışmayı canlandırdı: Türkiye'de sorun işsizlik değil de mesleksizlik ve iş beğenmemezlik mi?

Vali Münir Karaloğlu'nun, "Her işi yaparım diyen hiçbir işi yapamaz. Mesele işsizlik değil, mesleksizlik, iş beğenmemezlik" sözleri eskiden beri süregelen tartışmayı gündeme getirdi. Bu görüşü destekleyenler olduğu gibi karşı çıkanlar da var

Türkiye'de işsizlik can alıcı sorunların başında geliyor / Fotoğraf: AA

Ekonomistlere göre işsizlik Türkiye'nin en önemli sorunlarının başında yer alıyor.

Artık kronik hale gelen bu sorunla ilgili zaman zaman farklı iddialar ortaya atılıyor.

Kimi kişi ve çevreler, Türkiye'de işsizlik sorunu değil iş beğenmeme ya da mesleksizlikten kaynaklanan bir durum olduğunu iddia ediyor.

münir.jpg
Diyarbakır Valisi Münir Karaloğlu / Fotoğraf: AA

 

Karaloğlu: Mesele işsizlik değil, mesleksizlik, iş beğenmemezlik

Son olarak Diyarbakır Valisi Münir Karaloğlu'nun önceki gün 'Mesleki Eğitime Erişim Seferberliği Programı'nda yaptığı açılış konuşmasındaki şu sözleri "Camiden arabama rahat gidemiyorum, gelip iş istiyorlar, 'Her işi yaparım' diyorlar. Her işi yapan hiçbir işi yapamaz. O zaman mesele işsizlik değil; mesele mesleksizlik, iş beğenmemezliktir" şeklindeki açıklaması bu eski tartışma konusunu bir kez daha gündeme getirdi.

Bu açıklamayı sosyal medyada eleştirenler oldu.

Peki gerçekten de Türkiye'de işsizlik sorununun temel nedeni iş beğenmeme ve mesleksizlik mi?

Bu soruyu DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, sosyal güvenlik uzmanı Özgür Erdursan'a ve ÖRSAD Başkanı Fikri Kurt'a sorduk, farklı cevaplar aldık.

arzu.jpg
DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu / Fotoğraf: AA

 

"Asıl sorun kalıcı istihdam politikalarının hayata geçirilmemesi"

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu'na göre Türkiye'nin en büyük sorunu işsizlik. 

Çerkezoğlu, bu durumun ülkenin geleceğini tehdit eden boyutlara ulaştığını belirterek, "Öyle bir hale geldi ki iş bulma umudunu kaybeden umutsuz işsizlerin sayısı artıyor. Her evde bir işsiz hatta her evde üniversite mezunu işsiz var. Dolayısıyla Türkiye'de asıl sorun kalıcı istihdam yaratacak ekonomik politikalarının hükümet tarafından hayata geçirilmemesidir" dedi. 

"2017'den beri Türkiye ekonomisi istihdam yaratma kabiliyetini yitirdi"

"Türkiye'de sadece işsizlik artmıyor aynı zamanda istihdamda daralıyor" diyen Çerkezoğlu, "2017'den beri Türkiye ekonomisi istihdam yaratma kabiliyetini yitirdi. Pandemiyle birlikte daha ciddi boyutlar ulaştı. Bir taraftan istihdam daralıyor, bir taftan işsizlik artıyor. Hiçbir kalıcı çözüm getirilmediği, istihdama dayalı büyümeye gidilmedikçe kara tablo giderek artıyor. İşsizlikte durum budur. Gerçek tabloyu görmek istemiyorlar. Onun dışında söylenenler ciddiyetten ve bilimsellikten uzak ifadeler" diye konuştu.

"Her köşe başında üniversite açıldı sonra her üniversiteliye iş bulamayız dendi"

"Bilimsellikten uzak ifadeler" tanımlamasından "İş beğenilmediği, mesleksizlik" iddialarını mı kastettiğini sorduğumuz Çerkezoğlu, "Evet" dedikten sonra sorunun iktidarın yanlış politikalarından kaynaklandığını öne sürerek açıklamalarına şöyle devam etti:

Son 20 yıldır her köşe başında niteliğine bakılmadan üniversite açıldı sonra da 'Her üniversite bitirene iş bulamayız' dendi. Oysa çalışma çağına gelecek herkese iş yaratacak bir istihdam politikası izlenmeliydi. Bunun yerine yıllardan beri borca dayalı bir büyüme politikası izlendi bu da sonunda duvara çarptı. Türkiye'de 2018'in Ağustos'un beri ciddi bir ekonomik kriz var. Pandemiyle de daha arttı. Çözüm olacak kalıcı politikalar devreye sokulmalı. Gerçekleri görmeden sorun çözülmez.

fikri kurt.jpg
ÖRSAD Başkanı Fikri Kurt / Fotoğraf: ÖRSAD

 

"Eğitim seviyesi yükseldiğinden iş beğenmeme sorunu başladı"

Örme Sanayicileri Derneği (ÖRSAD) Başkanı Fikri Kurt ise bu konuda farklı düşünüyor ve Vali Karaloğlu'nun görüşlerine katıldığını söyledi.

Kurt, sözlerine "Türkiye'nin en büyük handikaplarından biri şu. Sanayiciler kapasite arttırmak, fabrikasını büyütmek istiyor ama iş gücüne dayalı işlere gelince adam bulup çalıştıramıyoruz" iddiasıyla başladıktan sonra sözlerine şöyle devam etti:

Başlangıçta meslek olacak diye bir şey yok. İnsanlar bir yerden başlar, zamanla işi öğrenerek yükselir. Eskiden eğitim az olduğundan herkes her yerde işe başlardı. Şimdi eğitim seviyesi yükseldiğinden ve Türkiye'nin de her tarafında üniversite olduğu için diploma alan gençlerin iş beğenmeme sorunu ortaya çıkıyor. Her mesleğe herkes itibar etmiyor.

"Ortaokuldan sonra öğrenciler becerilerine göre okullara ayrılsın"

Meslek okullarının da yeterli ilgiyi görmediğini öne süren Kurt'un şöyle bir önerisi var.

Madem Avrupa normlarına uyuyoruz o zaman oranın yapmış olduğu uygulamaları proje olarak önümüze koymalıyız. Herkes üniversiteye gidecek değil. Ortaokuldan sonra öğrencileri yeteneklerine göre yönlendirmeliyiz. Üniversiteye gidecekler ayrı okula, diğerleri meslek liselerine yönlendirilerek yeteneklerine göre meslek sahibi yapılmalı.

"İş beğenmeyen insanlarımız haddinden fazla"

Diyarbakır Valisi'nin görüşlerine katıldığını belirten ve "İş beğenmeyen insanlarımız haddinden fazla" diyen Kurt, Türkiye'nin üretim bazında yükünü şu an 1940 ile 1970 yılları arasında doğumluların çektiğini öne sürerek, "Bu kuşaklar dişleriyle tırnaklarıyla özverili çalıştılar. Bunu şu anki nesilde göremiyorsun. Herkes masa başında ya da devlette çalışacaksa sanayiyi nasıl geliştireceksin" dedi.

Kurt'a iş beğenilmediği iddialarına cevaben kimi çevrelerin de insanlara kötü şartlarda düşük ücretler teklif edildiği, bir nevi kölelik dayatıldığı, bu nedenle işin beğenilmemesinin doğal olduğu şeklindeki cevaplarını hatırlattık.

"Asgari ücrette olsa bir yerden başlayıp kendinizi geliştirin"

Kurt'un bu görüşlere de itirazı var. Şöyle konuştu:

Hiçbir iş adamı tepeden zengin olmamıştır. Almanya'da işçiydim. Arkadaşlarım 2000- 2500 mark alırken ben başka bir yerde 700 marka işe başlamıştım. 'Gel burada çalış' dediklerinde 'Hayır ben önce burada kendimi geliştireceğim, mesleği öğreneceğim' dedim. Kendimi iyi geliştirirsem onlardan fazla kazanacağımı biliyordum. Gerçekten bir zaman sonra 3-4 bin mark kazanmaya başladım ve beş yılın sonunda beş ayrı sertifikam oldu.

Gençlere seslenen Kurt, şu önerilerde bulundu:

Asgari ücrette olsa bir yerde başlayıp kendinizi geliştirin. O işyeri mutlaka sizi eninde sonunda bir üst noktaya taşır. Çalışan kazanır, çalışmayan kazanamaz. Kademeli kademeli yukarı çıkacağız. Kimse hiçbir tecrübesi, bilgi birikimi olmayan birine hemen yüksek ücret vermez.  Bunu alttan gelen biri olarak söylüyorum. Bugün  kendi alanında en çok vergi veren sanayicilerden biriyim. Bu noktaya işçilikten geldim. İşçilikten gelip işveren olabilirsin ama önce sabırlı olacağız.

"Suriyeliler, Afganlar, Türkmen Özbekler olmasa üretim durur"

Türkiye'nin zamanında iş gücüyle Avrupa'yı ayağa kaldırdığı ancak şu an kendine işçi bulamadığını iddia eden Kurt, "Suriyeliler, Afganlar, Özbekler, Türkmenler olmasa Türkiye üretimde sınıfta kalacak durumda. Başta bu insanların gelmesine karşı çıktık ama onlar çalışmasa üretim duracak, onların sayesinde yatırım yapılıyor" diye konuştu.

özgür.jpg
Sosyal güvenlik uzmanı Özgür Erdursun / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

"Her işi yaparım demek mesleksizlik değil çaresizlik"

Özgür Erdursun öncelikle Valii Karaloğlu'nun "Her işi yaparım diyorlar. Her işi yaparım diyen hiçbir işi yapamaz" sözüne itiraz etti.

Her işi yaparım demek mesleksizlik değil çaresizlikten. Yani benim işim var ama iş bulamıyorum. O nedenle her işi yaparım diyor insanlar" dedikten sonra Türkiye'de mesleksizlik sorunu olduğunu ilk söyleyenlerden biri olduğunu belirterek  şunları söyledi.

"İşletme, iktisat başta olmak üzere birçok bölümden mezun olanlar mesleksiz"

Mesleksizlik sorunu çok fazla. İşletme, iktisat başta olmak üzeri birçok bölümden mezun kişiler bugün mesleksizdir. Okulları bitirirler ama okulda tam olarak tecrübe kazanamadıklarından meslek yapamazlar. O nedenle okulların son yıllarında gerçekten bir staj yapılması zorunluluğu var. Üniversitelerin işi gerçekten öğretmeleri gerekiyor. Öğrencilerin gerçek hayatı görmesi lazım. Muhasebeyi bitiriyor, fatura kesmeyi bilmiyor. Ya da iktisatı bitirmiş neci diye soruyorsun hiçbirşey değil. Ekonomiyi bitirenlerin yapabileceği birkaç iş var ama bugün o dalı bitirenlerin yüzde 80'ni işsiz. Oysa muhasebeci olacaksa veya devlette çalışacaksa hangi yolları izlemesi gerektiği bu insanlara anlatılmalı.

"Asgari ücret teklif edip sonra kabul etmeyince iş beğenmiyor diyorlar"

Erdursun, iş beğenmeme iddialarına ise katılmadığını söyleyip, bu tür iddiaların çıkış nedeniyle ilgili şöyle konuştu:

Örneğin adam üniversite bitirmiş ve yabancı dil biliyor. Sen bu adama gel marangozun yanında çalış dediğinde o da yok dediğinde ‘İş beğenmiyorlar' diye konuşmaya başlıyorlar. Ya da adam 30 yaşında, evli, çocuğu var. İstanbul'da yaşıyor. 'Gel burada asgari ücretle çalış., yemek ve yol da veremem' dediğinde maaş 1500 liraya düşüyor.  Bu şartlarda o kişi de kabul etmeyince teklifi getirenler  'Millet iş beğenmiyor' diye söylenmeye başlıyor.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU