Dünyadaki tüm evcil hayvanları beslemek için Türkiye’nin üçte ikisi kadar alan gerekiyor

Bu endüstri, her yıl Mozambik ve Filipinler’den daha fazla sera gazı salıyor

Kuru mama üretimi, 106 milyon ton karbondioksit salıyor (Unsplash)

Yeni bir araştırma, kedi ve köpeklerin kuru mamaları için her yıl İç Anadolu Bölgesi’nin 3 katı, Türkiye’nin de üçte ikisi büyüklüğünde tarım arazisi kullanıldığını gösterdi.

Edinburgh Üniversitesi’nden araştırmacılar, evcil hayvan mamalarının karbon ayak izini araştırdı ve bu endüstrinin her yıl Mozambik ve Filipinler gibi bazı ülkelerden daha fazla sera gazı saldığını ortaya koydu.

Üniversitenin öncülük ettiği proje, evcil hayvanlar için mama üretiminin küresel çevresel etkisi açısından ele alındığı ilk örnek oldu.

Araştırma ekibi, dünya çapında evcil hayvan mamasındaki talep artışının, küresel gıda sisteminin sürdürülebilirliğini arttırmayı hedefleyen girişimlerce dikkate alınması gerektiğini ifade etti.

Ekip, küresel mama satışlarının üçte ikisini elinde tutan ABD ve Avrupa’daki 280’den fazla kuru mamanın içeriklerini analiz etti.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bunun sonucunda kuru mamaların yaklaşık yarısının mısır, pirinç ya da buğday gibi tahıllardan oluştuğunu, kalanının da balık gibi hayvan ürünleri içerdiği ortaya çıktı. Ekip daha sonra bu bilgileri ilgili içeriklerin üretimlerinin çevresel etkilerine dair verilerle bir araya getirdi.

Araştırmacılar, hayvan yemi satışlarının yüzde 95’ini oluşturan, kedi ve köpek için üretilen kuru mamalar için her yıl kabaca 49 milyon hektarlık (490 bin kilometre kare) tarım alanı kullanıldığını aktardı.

Bunun yanında kuru mama üretimindeki yıllık sera gazı salımının 106 milyon ton karbondioksit olduğu hesaplandı. Araştırmacılar bu salımı ülkeler düzeyinde değerlendirdi ve dünya sıralamasında 60. sıraya denk geldiğini ifade etti.

Öte yandan, yeni araştırma yalnızca kuru mama üretimine odaklanıyor. Bu nedenle endüstrinin toplam etkisinin daha fazla olacağı belirtiliyor.

Edinburgh Üniversitesi’nin YerBilimleri Fakültesi’yle Tarım ve Yiyecek Güvenliği Küresel Akademisi’nden Dr. Peter Alexander şunları söylüyor:

Bu öncesinde görmezden gelinen bir başlıktı ancak gösterdik ki evcil hayvanların ve bunların beslenme biçimlerinin, iklim değişikliğini ve biyoçeşitlilik düşüşünü yavaşlatmaya çalışan diğer eylemlerle birlikte ele alınması gerekiyor.

Hakemli bilim dergisi Global Environmental Change’de yayımlanan çalışmaya Almanya’daki Karlsruhe Teknoloji Enstitüsü’den araştırmacılar da katıldı.

 

Edinburgh Üniversitesi

Independent Türkçe için çeviren: Umut Can Yıldız

DAHA FAZLA HABER OKU