Parti kurma hazırlığı sürecinde geçen yıl ilk örgütlenme ziyaretlerinden birini Diyarbakır’a gerçekleştiren Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, il kongresi için Diyarbakır’a geldi.
Havalimanında Gelecek Partisi Silvan İlçe Gençlik Örgütü’nün, “Bijî serok Ahmet/Yaşasın Başkan Ahmet” yazılı pankartıyla karşılanan Davutoğlu, “Rojbaş Diyarbekir/Günaydın Diyarbakır” diyerek kendisini karşılayanları selamladı.
Gelecek Partisi lideri, şehir turu attıktan sonra kongrenin yapıldığı düğün salonuna geçti.
20’ye yakın Kurucular Kurulu Üyesi’yle geldi
Davutoğlu, Diyarbakır’a 20’ye yakın Kurucular Kurulu Üyesi ile birlikte geldi.
Şırnak, Mardin, Batman, Şanlıurfa, Hakkari, Van il başkanlarının da hazır bulunduğu salonda çok sayıda Kürtçe yazılı pankart asıldı.
Sık sık “Bijî serok Ahmet” sloganının atıldığı kongrede Davutoğlu, zaman zaman Kürtçe ifadeler kullandı. Davutoğlu’nun bu ifadelerine karşılık salondakiler alkışla karşılık verdi.
Ana gündemi Kürt meselesi ve ekonomiydi
Davutoğlu’nun ana gündeminde Kürt meselesi ve ekonomi vardı.
Bölge halkının sadece seçim süreçlerinde anımsandığını ifade eden Davutoğlu, ötekileştirme ve anadilde eğitim hakkı vurgusu yaptı.
Davutoğlu’nun kongrede öne çıkan mesajları şöyle:
Allah’ın bahşettiği en temel hakları olmadık bahanelerle yok saydılar. Ülkemizin ve milletimin birliğine, dirliğine kastederek insanımızı dilinden, dininden, mezhebinden ayrıştırıp durdular. Rabbimizin bahşettiği hakları ifade etmek, Kürt olmak Kürtçe konuşmak büyük bir meseleye dönüştürüldü. Yıllarımızı bu ilkel meselelerle geçirdik. Bir yandan askeri vesayet rejimi, diğer taraftan eline silah alıp terör estirenler arasına sıkıştırıldık kaldık. Her türlü değer ve uygulamalardan uzaklaştırıldık. Korkular ve tabularla yönetilir bir ülke haline geldik. Korkularla yönetilen bir ülkede hukuk, adalet ve huzur çıkmaz. Korkulara teslim olan bir toplumun geleceği olmaz. Kürt meselesi, demokratik hakların eksikliklerinden ve eksikliklerin istismarından kaynaklıdır. İşte biz bu kıskacı kırmaya geliyoruz. Yıllarca Kürt kimliğinin ne olduğu, nasıl olursa makul bir vatandaş olacağı ve bu kimliği ile en fazla ne olacağı söylenip durdu. Diliyle, diniyle bu topraklardaki geçmişi ile ilgili akla ziyan teoriler geliştirildi. Peygamberler şehrine gelindi, gelindiği zaman da Kürtlerle ilgili Zerdüştlükten bahsedildi. Diyarbakır, peygamberler şehridir, sahabeler diyarıdır, iman bölgesidir, inanç diyarıdır.
“Dağlara ayrıştırıcı sloganlar yeniden yazılmaya başlandı”
Türkiye eski Türkiye olamaz dedikçe bir yandan kan dökerek var olan ve en büyük acıyı Kürtlere yaşatan PKK, diğer yandan 28 Şubat döneminin ve eski Türkiye’nin bütün artıkları, 20’nci yüzyıla ait köhne aktörlerin tamamı ülkemizi teslim almak, milletimizin huzurunu bozmak için ellerinden geleni tekrar yapmaya başladılar. Bugün geldiğimiz durum maalesef eski Türkiye atmosferine geri dönüştür. Dağa taşa yeniden hamasi, ayrıştırıcı ve dışlayıcı sloganlarının yazıldığı bir Türkiye’dir maalesef. Bugün ülkenin birliği ve dirliği, dağa taşa slogan yazarak değil, gönüllere muhabbet ve kardeşlik tohumu ekerek sağlanır. Gelecek Partisi, ülkemizde hiçbir kardeşimizin aidiyet sorunu yaşamadığı, hukuk önünde eşit olduğu bir özgür ülke arzulamaktadır.
“TRT’ye ne zaman kayyum atanacak?”
Bu iktidar önce kendisi gibi düşünmeyen herkesi terörle işbirliği yapıp hain ilan ediyor sonra da Kürt seçmenleri aldatabileceğini düşünerek Osman Öcalan’ı TRT’ye çıkarıyor, Abdullah Öcalan’dan mektup getiriyor. Terörle işbirliği iddiasıyla belediyelere kayyum atayanlara şimdi sormak gerekmez mi? Kırmızı bültenle aranan bir teröristi ekranlara çıkaran TRT’ye ne zaman kayyum atayacaksınız? Bu iktidar ne önünü görebiliyor, ne de Türkiye’nin önünü açabiliyor.
“Kürt sorununu çözümsüzlüğe mahkum ettiler”
Bu iktidara göre, Kürt meselesi, Alevi meselesi, ahlaki meselemiz yoktur. Hatta Cumhurbaşkanımızın son açıklamasına baktığımızda ekonomi sorunu da yoktur. Bu nasıl bir hayal dünyasıdır. Gelecek Partisi, ülkemizin bütün zenginliklerini, farklılıklarını korumak için vardır. Onlar değersizleştirdikçe biz insanlarımıza değer vereceğiz. Kürtlerin yaşadığı coğrafyaya tehdit nazarıyla bakmamak gerekir. Kürtlere, bölgeye Türkiye’nin dışlayıcı gözlükleri ile bakmadığınızda Irak bölgesel yönetiminin Türkiye’nin en yakın müttefiklerinden birine şahit oldunuz. Erbil, Süleymaniye ve Duhok, ülkenin doğal uzantısı haline gelmiş, ekonomik ilişkiler zirveye ulaşmıştır. Bu koalisyon iktidarın ülkemizin hiçbir meselesi ile ilgili ne ahlaki, ne vicdani, ne de akli bir söylemi, siyasi çizgisi, duruşu kalmamıştır. Bir taraftan PKK terörü diğer taraftan bu terörden beslenenler, ülkemize huzuru çok gördüler. Önce Kürdü bir mesele haline getirdiler, sonra Kürt meselesini çözümsüzlüğe mahkum ettiler. Köhne bir siyaset anlayışı ve darbe ürünü bir anayasa ile insanımızı ayrıştırıp durdular. Bunların bildiği sizin oyunuzu almak, alamıyorlarsa size bir kayyum gönderip arkalarını size dönüp gitmek. Ne kayyum ne KCK komiseri, demokratik ve bütün Diyarbakır halkının iradesine dayalı bir sistem getireceğiz.
“Bu hükümet her şeyi değersizleştirdi”
Acıları bitirmek, toplumsal yaraları sarmak, her türlü ötekileştirmeyi sonlandırmak, rabbimizin insana bahşettiği haklarını teslim etmek ve adaleti tesis etmek için elimizden gelen çabayı göstermeye gayret ettik bundan sonra da gayret etmeye devam edeceğiz. Bu ülkede feryat ve kaygılar da aynı. İş, aş ve adalet ve onurlu bir hayat. İktidarın bugünkü halini tasvir edecek en doğru kelime değersizleşmedir. Bu iktidarın elinde, hukuk, ehliyet ve liyakat, siyasi ahlak, milletvekilleri, eğitim ve kültür, emek, Türk Lirası da değersizleşti. Aslında insan değersizleşti. Bize karşı parti içi darbe yapanlar, düşük profilli başbakan istemişlerdi. Önce başbakanın profilini düşürdüler, sonra da onu yok ettiler. Benzer şekilde hukukun, liyakatin, siyasi ahlakın, devlet kurumlarının, milletvekillerinin, eğitim ve kültürün de önce profilini düşürdüler, sonra anlamsızlaştırdılar ve nihayet değersizleştirdiler. Türk Lirası’nın değer kaybı bu profil düşmesi mantığının doğal bir sonucudur. Tüm bunlar yaşanırken Türk Lirası değerini koruyamaz. Gelecek Partisi olarak değer seferberliği ilan etme vaktidir.
Sur’daki tarihi mekanda canlı müzik dinledi
Kongre sonrası Sur İlçesi’ne geçen Davutoğlu, eşinin elini tutarak esnaf ve vatandaş ziyareti gerçekleştirdi.
Zinciriye Konağı adlı tarihi mekanda canlı müzik dinleyen Davutoğlu, “Diyarbakır Elleri” şarkısına istek yapan Davutoğlu, daha sonra “Sarı Gelin” parçasının çalınmasını istedi.
Şarkılara alkışlarla eşlik eden Davutoğlu çifti, daha sonra Ulu Cami’yi gezdikten sonra Diyarbakır’daki STK temsilcileri ile yapılacak toplantı yerine geçti.
Toplantı, basına kapalı gerçekleşti.
© The Independentturkish