AK Parti: Netflix’in Türk kültürüne, sanatına dönük daha yüksek hassasiyet göstereceğine inanıyoruz

''Netflix Türkiye ile ne siyasi düzeyde AK Parti Tanıtım ve Medya Başkanlığı ile ne de resmi düzeyde İletişim Başkanlığı ile görüştü"

Fotoğraf: Reuters

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, çevrimiçi dizi ve film izleme platformu Netflix'in hükümetin baskısının ardından Türkiye'den çekileceğine dair iddialarla ilgilli bir açıklama yaptı. Ünal, Netflix Türkiye ile "resmi düzeyde bir görüşme yapılmadığını" söylerken platformdan "Türk kültürü ve sanatına hassasiyet göstermesini" istedi.

Mahir Ünal sosyal medya hesabı Twitter'dan yaptığı açıklamada şunları yazdı:

Netflix Türkiye ile ne siyasi düzeyde AK Parti Tanıtım ve Medya Başkanlığı ile ne de resmi düzeyde İletişim Başkanlığı ile görüştü. Türkiye’den gitmeyi neden düşünsünler? Netflix'in daha derin işbirliği ile Türk kültürüne, sanatına dönük daha yüksek hassasiyet göstereceğine inanıyorum.

Gazeteci Cüneyt Özdemir, çevrimiçi dizi ve film izleme platformu Netflix’in Türkiye’den çekileceğini öne sürmüştü:

Netflix ve AK Parti arasındaki pazarlık restleşmeyle bitti. AK Parti’nin eşcinsellik sansürüne Netflix rest çekti. Türkiye'de dizi çekimlerini durdurdu. Sansürü kabul etmedi. Dünyada Netflix'i yasaklayan ilk ve tek ülke Türkiye mi olacak?

Mahir Ünal, dün katıldığı bir programda da Netflix’in yerli yapımı Aşk 101’i işaret ederek şu açıklamayı yapmıştı:

Netflix bir yerli yapım istedi, çok ciddi bir toplumsal tepki oluştu. O dönemde RTÜK’e şikayetler yağdı, bu tepkiyle iglili de bildiğim kadarıyla RTÜK olayın başlangıç aşamasında bu tepkileri paylaştı. Bildiğim kadarıyla da ilgili yapımcı şirket bu hassasiyetlere duyarlılık gösterdi. Herhangi bir konuda rahatsızlığımızı dile getirdiğimiz anda “Siz Netflix ile nasıl böyle konuşursunuz” diye Netflix’ten çok Netflix’çi olan bir grup var. Biz bu dijital platforma karşı değiliz. Bize dönük duyduğumuz rahatsızlıklarımızı insani bir şekilde müzakere edemez miyiz? RTÜK bu dizi yapımcıları ile senaryo aşamasında hassasiyetleri paylaştı. 15 günden beri bunu yazıp çiziyorlar. Cüneyt Özdemir başta olmak üzere bir lobi oluşturdular. Hepimizin Netlix’ten özür dilememiz mi gerekiyor?

 

“Şimdiki Aklım Olsaydı” krizi

Netflix'in resmi olarak doğrulamadığı ancak dizi sektöründen bazı isimler başrollerinde Özge Özpirinçci ve Birkan Sokullu’nun yer aldığı Netflix dizisi Şimdiki Aklım Olsaydı'nın krize neden olduğunu söyledi.  Setin iptal edildiği öğrenilirken, Netflix'in anlaşma yaptığı iki dizinin de iptal edilmesinin gündemde olduğu konuşuluyor.  Şimdiki Aklım Olsaydı dizisinin iptal edilmesinin sebebi olarak senaryoda eşcinsel bir çiftin olması gösteriliyor.

Altaylı’nın yazısı: RTÜK çok net konuşuyor...

Habertürk yazarı Fatih Altaylı da dünkü yazısında "Netflix’in bir Türk yapım şirketine ısmarladığı bir işin, RTÜK’ün müdahalesi sonucu iptal edildiğini belirtmişti. 

Yazının ilgili kısmı şöyle:

Netflix’in çok ünlü ve en başarılı Türk dizilerinde imzası olan bir Türk senaristin yazdığı bir öyküyü beğenip, bunu çekmeye karar vermesiyle başlıyor her şey. Netflix, diziyi çekmek üzere bir Türk yapım şirketi ile taşeron olarak anlaşıyor. Türk oyunculardan oluşan bir cast hazırlanıyor. Ancak yasa gereği, Türkiye’de gerçekleştirilecek yabancı prodüksiyonlar için Kültür Bakanlığı’ndan izin alınması gerektiği için ilk bölüm senaryo bakanlığa yollanıyor. Gerekli izin veriliyor ancak araya pandemi süreci girdiği için çekimlere başlanamıyor. Ardından hayat yeni normale dönünce çekim için yeniden Bakanlıktan izin isteniyor. Bakanlık bir bölümün daha senaryosunu istiyor. İkinci bölümde diziye dahil olan bir gay karakter var ama bazılarının iddia ettiği gibi bir gay sevişme sahnesi falan yok dizide. Ardından Bakanlık görüşmek için Netflix yöneticilerini davet ediyor. Netflix başkan yardımcıları özel uçakla gelip Bakanlığa gidiyorlar. Bakanlıkta fazla bir sorun çıkmıyor. Ancak RTÜK “Bizimle de görüşmeniz gerek” diyor.

Oysa RTÜK, kuruluş yasası itibarıyla bir ön denetim kuruluşu değil, böyle bir yetkisi yok. Sansür Kurulu değil. Buna rağmen Netflix yetkilileri RTÜK’le de görüşüyorlar. RTÜK çok net konuşuyor. “Gay karakteri diziden çıkarın.” Yasaya ya da yasanın verdiği bir yetkiye dayanmayan ama yaptırım gücüne dayanan bir talep. Netflix oyuncularla ve senaristlerle görüşerek RTÜK’ün “emrini” iletiyor ve “çıkarıp çıkarmama” üzerine fikirlerini alıyor. Uzun tartışmalar sonunda “Çıkaralım” fikri oluşuyor. Çünkü ayların emeği, onlarca kişinin umudu, geliri buna bağlı. Ve çekimlere başlanması kararı alınıyor. Ancak çekimlerin başlayacağı gün, herkes sabahın köründe sette toplanmış, makyajlar yapılmış, replikler ezberlenmiş, set kurulmuşken Netflix’ten talimat geliyor. “Diziyi iptal ettik.” Yine de oyuncuların ve ekip çalışanlarının birkaç bölümlük ücretlerini ödeyeceğini de duyuruyor Netflix. Sadece bu diziden Türkiye’nin kaybı bölüm başı 3,5 milyon TL. 10 bölüm olsa 35 milyon TL civarı bir döviz girdisi uçup gidiyor. Türk dizilerine ve Türk yapımlarına bundan sonra giderek azalacak ilgiyi ve bu şirketlerin Türkiye’de artık yaptırmayacakları işleri de göz önüne alırsanız kayıp büyük.

RTÜK sansürü

Radyo, Televizyon ve İsteğe Bağlı Yayınların İnternet Ortamından Sunumu Hakkında Yönetmelik 2019 Ağustos ayında Resmi Gazete'de yayınlandı.

Bu yönetmelikle birlikte Netflix, Puhu TV ve BluTV gibi platformlar RTÜK denetimine girdi.

Kararla birlikte bu yayınlar RTÜK’ten lisans aldığı için Türkiye’de belirlenen sansür kurallarını uygulamak zorunda kalıyor.

Netflix’e ilk sansür, Designated Survivor’ın Türkiye ile ilgili bölümünün engellenmesi olmuştu.

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU