Ezel Akay: Sinemamızın ciddi bir yaratıcı dalgaya ihtiyacı var

Ezal Akay, TÜRSAK Vakfı YouTube kanalında yayımlanan “Senaryo Sohbetleri” programına konuk oldu

Yönetmen Ezal Akay, sektöre ilişkin deneyimlerini paylaştı (Senaryo Sohbetleri)

DenizBank ve Türkiye Sinema Audiovisuel Kültür Vakfı (TÜRSAK) iş birliğinde hayata geçirilen 4. DenizBank İlk Senaryo İlk Film Yarışması kapsamında gerçekleştirilen “Senaryo Sohbetleri’nin dün akşamki konuğu yönetmen Ezel Akay’dı.

Yönetmen Bora Talat Oyacı’nın moderatörlüğünü yaptığı, TÜRSAK Vakfı YouTube kanalında yayımlanan programın 18. bölümünde “Yönetmen Gözüyle Senaryo” konusu konuşuldu.

Ezel Akay programın moderatörlüğünü yapan Bora Talat Oyacı’nın senaryo, yönetmen, yapımcı ve senarist ilişkisine dair sorularının yanı sıra takipçilerin program esnasında sosyal medyadan ve YouTube üzerinden sordukları soruları cevapladı.

“Reklam ve klip yönetmenliği bana büyük tecrübe kazandırdı”

Oyacı’nın “Reklam ve klip yönetmenliği yaparken aklınızda hep sinema var mıydı?” sorusuna cevap veren Ezel Akay, kendisi için reklam filmi yönetmenliğinin sinema filmi yönetmenliğine geçmeden önce önemli bir okul görevi gördüğünü ve reklam sektöründe çalıştığı süre boyunca bine yakın reklam filmi çektiğini söyledi.

Akay, “Reklam ve klip yönetmenliği yaptığım sırada film projelerimin de hikayesini yazıyor ve belirliyordum. Zihnimde çok fazla sayıda proje vardı. Reklam filmi çektiğim süre boyunca ilerleyen yıllarda çekeceğim uzun metraj filmlerin de bir ön hazırlığını yapıp onlar için tecrübe kazandığımı fark ettim. Sinemaya adım atacağım sırada da Türk Sineması çökmüş vaziyetteydi. Sinemaya gitme oranları çok düşüktü fakat ben tüm bu karamsar duruma rağmen sinemaya giriş yaparak hayallerimi gerçekleştirdim” diyerek sinema sektörüne geçiş macerasını anlattı.

“Türk sineması şu an yaratıcılıktan uzak filmlerle dolu”

Programda bağımsız sinemaya ve popüler sinemaya dair görüşlerini de sunan Ezel Akay, “Sanat filmi de gişe filmi de birbirinden beslenmeli ve birbirlerine ihtiyaç duymalı” ifadesini kullandı.

Bağımsız sinemacıların çok daha yaratıcı olduğunu söyleyen Akay, buna rağmen ülke sineması olarak henüz istenilen seviyede olunmadığını söyledi. Akay sözlerini şöyle sürdürdü:

Türk Sineması şu an için yaratıcılıktan ilham almayan bir sinema ve bunu rahatlıkla söyleyebilirim. Bağımsız diye tabir ettiğimiz filmlere de baktığımız zaman çoğunun yaratıcılıktan uzak olduğunu görüyoruz. Yapılan işlerin arasında çığır açan çok az iş var. Buradaki yaratıcılık az olduğu için de popüler filmler buradan beslenemiyor ve aynı konuları tekrar ediyorlar. Ülke olarak bunu aşmak için de ciddi bir yaratıcı dalgaya ihtiyacımız var.

Ezel Akay’dan genç senaristlere tavsiyeler

Genç senarist adaylarına tavsiyelerde bulunan Ezel Akay, senaryo yazmak kadar o senaryoyu yazmadan önce bol bol okumanın da büyük faydasının olduğunu belirtti. Yazılan senaryoların daha çok kişiye ulaşması için gençlerin bir internet senaryo bankası kurmasını tavsiye eden Akay, bu senaryoları fark edecek yapımcıların çıkacağının ve bu yöntemin erişilebilirliği arttıracağının altını çizdi.

Akay bunun yanı sıra yeni senarist adaylarının yapımcıların iletişim bilgilerini bulup, onlara da rahatlıkla gönderebileceğini söyledi. Bir senaryoda iyi hikâye kadar onun düzgün bir Türkçe ile yazılmasının da çok kıymetli olduğunun altını çizen Akay, yazım diline ve imla kurallarına dikkat edilmemiş senaryoların hemen elendiğini belirtti.  

“Filmlerde renklere, kostüm ve tasarıma önem verilmeli”

Moderatör Bora Talat Oyacı’nın “Masalsı, antirealist anlatı dilinizde renklerin ve kostümlerin nasıl bir yeri var?” sorusuna cevap veren Ezel Akay şunları söyledi:

Benim filmlerime çok renkli filmler, kostümleri ne kadar güzel dendi. Bütün filmlerin öyle olması gerekir. Renk özel bir seçimdir. Rengin soluk olması, şu olması, bu olması; bunun özel bir seçim olması, kostüme, dekora, aksesuara özen gösterilmesi, onların da birer anlatıcı olarak ortaya çıkması gerekir. Zaten bunlar sinema sanatının olmazsa olmazıdır. Ben filmlerimde daha gerçek dışı işlerle uğraşıyorum. Göz kırpan, ‘Bende bir şey var’ diyen, ‘Bana da bak’ diyen bir yanı var benim filmlerimin. Ayrıca kullandığım capcanlı renkler ve o rengarenk ortam filmlerimde severek uyguladığım öğeler arasında yer alıyor. Bu aslında sanat yönetmenlerinin de benim filmlerimde çalışmak istemesinde çekici bir neden oluyor,

“Neredesin Firuze tekrar sinemalarda”

Ezel Akay, Neredesin Firuze filminin 16 yıl aradan sonra bu sene tekrar sinema salonlarında izleyiciyle buluşacağını da duyurdu. Dönemin müzik dünyasındaki gerçek kişilerin ve gerçek olayların üzerine kurulmuş olan film, yaz döneminde sinema salonlarının da açılışını müjdeleyecek.

“Hacivat ve Karagöz için ilk Cem Yılmaz’la görüştüm”

Akay, “Hacivat ve Karagöz Neden Öldürüldü?” filmiyle ilgili şunları söyledi:

İlk Cem Yılmaz’a gösterdim bu hikâyeyi. Hem Hacivatı hem Karagöz’ü sen oynarsın, dedim. O da bu fikri çok ilginç buldu. Ama vakitlerimiz uymadı. Sonra Hacivat rolünü Haluk Bilginer’e, Karagöz rolünü Ata Demirer’e önerdim. Hoşlarına gitti, ama yine aradan vakit geçti, takvimler uymadı. Ben de Beyazıt Öztürk’e gittim. Sonra da Haluk Bilginer’e rolleri değiştirelim, sen Karagöz’ü oyna, dedim. Daha önce hiç böyle bir rol oynamadığı için çok heyecanlanmıştı. Böylece Karagöz rolü Haluk Bilginer’e, Hacivat rolü de Beyazıt Öztürk’e gitmiş oldu.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU