SARS antikorları Kovid-19 enfeksiyonunu önleyebilir

S309 olarak bilinen bir antikor adayının virüse karşı güçlü bir etki gösterdiği ifade edildi

Bilim insanları yakın zamanda D vitamini eksikliğinin Kovid-19'a yakalanma riskini artırabileceğini de belirtmişti (AP)

Laboratuvarda gerçekleştirilen bir deneyde daha önce SARS’ı (Ağır Akut Solunum Yolu Yetersizliği Sendromu) atlatmış bir kişinin kanından alınan antikorların Kovid-19 enfeksiyonunu engellediğinin tespit edildiği belirtildi. Araştırmacılar pazartesi yaptıkları açıklamada çok önemli bir gelişme olduğunu ifade etti. 

Sunday Times'ın haberine göre, İsviçre ve ABD’deki bilim insanları yakın zamanda, 2003’te 774 kişinin ölümüne neden olan SARS salgınında hastalığı atlatan bir kişiden antikor aldı.

Virüslerdeki belirli protein uçlarını hedef alan 25 farklı antikor türü, hücrelerin Kovid-19’a yakalanmasını önleyip önlemeyeceğini anlamak için incelendi. 

SARS’a ve Kovid-19’a neden olan virüslerin her ikisi de koronavirüs sınıfında, dolayısıyla yapılarının birbirine benzer olduğu düşünülüyor.

Araştırmacılar hem Kovid-19’a hem de enfekte olmuş hücrelere tutunabilen 8 antikor tespit etti. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

S309 olarak bilinen adaylardan birinin Kovid-19’a karşı “özellikle nötrleyici güçlü bir etki” gösterdiğinin tespit edildiği aktarıldı. S309 antikorunun potansiyeli daha düşük diğer antikorlarla birleştirilmesiyle virüsün sivri uçlu proteinlerinin farklı bölgelerinin hedef alınmasıyla mutasyon ihtimalinin azaltılabileceği belirtildi. 

Kovid-19 pandemisinin başlamasından bu yana yüzlerce etkili tedavi gerçekleştirildi ve bunlar arasında iyileşen hastaların vücudundan alınan antikorların kullanımı da yer alıyordu. 

Saygın bilimsel yayın Nature’da yayımlanan çalışmada herhangi bir insanın deneye dahil edilmediği belirtilse de, araştırmacılar SARS’a karşı vücutta üretilen antikorların Kovid-19 enfeksiyonunun yayılmasını önleyebileceğine yönelik bulgularının “konsepti kanıtlayan” türde olduğunu söyledi. 

Araştırmacılar, “Bu sonuçlar hastalığın sınırlandırılması ya da tedavisi için risk grubunda yer alan bireylere S309 ve S309’u içeren antikor karışımlarının verilmesini kolaylaştıracak” dedi. 

Araştırmanın kıdemli yazarlarından ve Washington Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde doktor öğretim üyesi David Veesler, Neuroscience News'a yaptığı açıklamada “Hala bu antikorun yaşayan sistemlerde koruyucu etki gösterip göstermediğini görmeye ihtiyacımız var. Bu henüz gerçekleştirilmedi” ifadelerini kullandı.

 

Independent Türkçe, Sunday Times, Neuroscience News

DAHA FAZLA HABER OKU